❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄İyi okumalar;
Küçük ve iç karartıcı odanın içinde, iyiden iyiye sıkışan göğsüne doldurabildigiği kadar oksijen doldurdu.Terlediğini ve başının döndüğünü hissetiğinde gözlerini sıkıca kapatıp titreyen elleriyle ovuşturdu göz kapaklarını. Bulunduğu duruma ve gördüğüne hiç bir şekilde, mantıklı bi açıklama bulamıyordu. Aklında bi çok ihtimal geçiyordu ama hiç biri şu anı tamamiyle açıklamıyordu.
Hırpalanmış resme biraz daha baktı ve korkuyla geriledi bi adım. Gözlerini defalarca kırpıştırıp arkasına döndüğünde kulakları, atılan her sert adımda daha da yaklaşan ve tüyleri diken diken eden ayak sesleriyle doldu.
"Bune lan! Kim açtı bu-... baş belası kız!"
Kulaklarına bu sefer tüm evi inleten bi kükreme doldurduğunda üstüne sinmiş olan korku daha da bi ağır hal aldı.Daha o ne yapıcağını hesap edemezken adamın koca cüssesi girdi gözlerinin görüş alanına. Telaşla etrafına bakındığında tekrar gördüğü resim onu büyük bi soğukluğa ve ifadesizliğe çekti.Bu adamdan korkması değil,resmin hesabını sormalıydı belkide.
Arkadaşıydı sonuçta oradaki.Yüzünde kendini küçük düşüren korkuyu silip, sanki gözlerinden ateş çıkarıp bakışlarıyla yakmaya çalışan adama çevrildi suratını.
"Sen ne meraklı çıktın ya! Ne işin var senin burda!"
Ömer'in yüzüne yüzüne bağırmasına karşın sadece elini sıkarak atmaya çalıştı üstünden fazla depolanmış siniri. Bu şekilde konuşup olayları büyültmek istemiyordu.
"Bırak şimdi onu bunu, bu resimdeki kızı nerden tanıyorsun sen."
Belki de şuan beklediği en son yanıt bu olabilirdi Ömer'in. Ne böyle bi sakinlik beklemişti kızdan ne de böyle bi soru. Başı istemsizce resme kaydığında üstüne kene gibi yapışmış olan ve hiç bi zaman etkisini kaybetmeyen öfke daha da arttı.
"Bak bu seni hiç mi hiç ilgilendirmez, şu odadan defol git, yakında gebermeni umursamadan dışarı atıcam!"
Çemkirircesine sarf ettiği her şey Defne'nin kulaklarından beynine kaydolmak istecesine geçiş yaparken buda günlerdir dayandığını sabrın sonu oldu. Fazla muamma'ya yer yoktu artık.
"O resimdeki benim kardeşim gibidir, sen buraya onun bok'a çevrilmiş bi resmini koyarsan bu beni ilgilendirir!" Diye bağırdığında sesi adamın ses tonundan aşağı kalmamamıştı.
"Benimle arasında ki husumeti seni ilgilendirmez ama!"
Hayretle kaşları çatılırken bi o kadar da ağzı açılmıştı.Adamın karşısında ki umursamaz tavrıyla daha fazla burda durursa bu küçük odadan başlayarak tüm evi başına yıkacağını biliyordu.
Bi kaç adım ötesinde duran adama baktı. Gözlerindeki olayları çözmeye çalışma çabasını görebiliyordu.Yüz okuyarak hemde. Kız da aynı şeyi yapıyordu. Demin ki bağırışmalara kıyasla her yer büyük bi sessizlik bataklığına gömülmüştü. İkiside bi şey çıkarmak istercesine gözlerinin içine, sanki her şey oradaymışta görmek için adapte olmak gerekiyormuş gibi gözlerini kısmış, sadece bakıyorlardı.
Zifiri karanlıktan farksız olan gözleri, beni içine içine çekerken hipnotize olmuş gibi kala kalıyorum. Bi kere değil hemde, çoğu kez böyle oluyor, aramızda geçen bi konuşmadan sonra her şeyi eline geçirip, kendi hükümetine alıyor sessizlik.Ve biz öylece bakakakıyoruz gözlerimizde. Kenetleniyoruz. Hiç bi anlamı olmayan birbirmize,öylece bakakalıyoruz... Peki böyle mi olması lazımdı? Saklayabiliyor içindeki kaos'u, her şeye koca bi rest çekmiş, başkasını kendi karmaşasına dahil etmiyor, tek başına yaşıyor. Duygularını koca bi çukura koymuş, üstünü de bu dünyada yetkisini kaybetmiş bi beden gibi örtmüş. Şuan da olduğu gibi, kendi kendine onları geri dirilticek gücü yok. Bi yandan çok güçlüyken, bi o kadar da güçsüz...Ama şuan da, ona itibar edemeyeceğim. Beynimde çok net bir yer kazanan resim, bana sürekli kendini hatırlatıyor. Söz konusu arkadaşımın sadece bi resmi bile olsa, onu öyle görüp ya da öyle bi vaziyette hayal edebilmek, canımı çok yakıyor doğrusu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar Tanelerinden Aşka
FanficHavada savrulan kar tanelerini, onlar gibi savrularak takip ederken aslında seni aşkına doğru götürdüklerini bilebilir misin? Sadece hayallerini süsleyen kar tanelerinin, bi zaman sonra hayallerinde yer açtığın aşka götürebilir mi? Peki o masum tane...