8. bölüm

980 95 47
                                    

1.22k olmuşuuuz. Ben bunu görünce bi sevin bi sevin.Vote ve yorum yapan ya da sadece okuyan herkes, hiç farketmez çoooook teşekkür ederim okumanız bile yeter bana.

Ama Kivircik_kafa , EsinHasanKuru ve elmazeynep 'e ayriyetten teşekkür etmezsem haksızlık etmiş olurum. Çünkü en baştan beri yanımda oldular ve güzel yorumlarını hiç eksiz etmediler. Teşekkür ederim hepinize, tek tek🙏

Bölümüde inşallah beğenirsiniz. Gerçi benim kadar sevinçli bi bölüm olmadı sanırım 😂🙈

❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄

İyi okumalar;

Dejavu!

Resmen dejavuydu bulunduğum durum!

Kar fırtınası, soğuk, gözle görülmeyen Kocaman bir orman ve ben!

Gine nereye gittiğimi bilmeden, ayaklarımın götürdüğü yerleri dolanıyorum. Her yer ağaç ve kar, başkada bi şey gözükmüyor.

Ama bu durum beni bi gram bile mutsuz etmiyor, öyle bi konuşmadan sonra, orası bi dakika daha kalamayacağım tek yer olurdu. Durumum her ne olursa olsun, istersem biraz ötemdeki ağacın gövdesinden can veriyim...mühim değil..

Bedenimin her bir noktasında yakıcı etkiler bırakan rüzgar inatla suratıma çarparken, kala kalıyorum bu koca yerde. Atkım yüzümün yarısını kapatmış, şapkam göz kapaklarıma kadar inmiş, ancak pek faydası yok. İnatla yüzüme üflenen rüzgar hepsini etkisiz kılıyor. Ve benim bünyem, bu kadar soğukla baş etmeye uygun değil. Nerde gördüm ki bu kadar soğuğu? Hiç bi yerde!

Ayaklarım ve ellerim var birde, haraket ettirildiğimde bile zonklayan.

Elle tutalamayan bu korkunç soğuğun, azalması için-en azından benim açımdan-farklı şeyler düşünmekten başka çarem yok. Ve zaten akımının büyük bölümünü istilâ etmiş olan, ve benim yeni öğrendiğim bilgi, buna oldukça yardım ediyor. Aslında buna bilgi de denemez, bir şey bilmiyorum çünkü. Sadece, allak bullak olan aklımın daha da karışmasına neden oluyor, kafamda yeni milyonlarca soru işareti çıkartıyor.

Aklımdakiler bir yandan, soğuk bir yandan, dizlerime gelip benim güçsüzce yürümeme neden olan kar bir yandan devam ederken, bedenimin hunharca geriye çekilmesiyle yalpalayarak ve mecburi olarak döndüm arkaya. Gözlerime inen şapkayı zorla geri kaldırırken, bu şekilde durdurulmamın ne olduğunu yanlış tahmin etmek istiyordum.

Vahşiçe uçuşan kar tanelerinin arasında gözlerimi kırpıştırarak açtım. İlk başta koca heybetiyle ve bu devasa yeri asıl aydınlatan ışığıyla dolunay takıldı gözlerime. Sonra dolunay'ın hemen altında giyindiği simsiyah kıyafetlere nazaran parlayan, ve bi çok yere rağmen seçebildiğim gözler takıldı. İfadesiz gözleri. Bedenim anında kasılıp, sinir depolarken bağırışı doldu kulaklarıma.

"Delirdin mi sen!? Bu havada nasıl çekip gidersin!"

Küstah! Hiç bi konuşulanın tesiri kalmamışmıydı üstünde,Ya tokat? Onu da mı umursamıyordu.

"Utanmaz mısın sen ya!? Ne diye peşimden gelip ahkâm kesiyosun bana!"

Adam zaten zorla açıtığı gözlerini sıkıca kapatıp sabır diledi fırtınanın ve dolunayın altında. Kendide inatçıydı, ama inatçı insanlara tahammulü yoktu.

Bazı insanların, asla gevşetemeyeceği kuralları vardır. Bu gurur olsun, inat olsun, idealler ya da yaşananlar olsun, farketmez. İnatla onlara göre yaşarlar ve bunun dışına çıkmaya tahamülleri yoktur. Onlardanım bende, bi kuralım var. İnsanların peşinden gitme! Onlara ayak uydurma! Arkalarından bakarken pişman olma!.. Ama şimdi bi kuralımı es geçip arkasından gittim onun. Daha ismi'nin bile hafızamda yeri olmayan bi kızın peşinden gittim. İstemiyorum bu durumda olmak ve ya şuan da burda olmakta istemiyorum..Asla yapmayacağım bir şeyi yapıyorum, ve bu bana o kadar zor gelirken, bide onun bu inadı zorlaştırıyor işleri. Hayatımdaki yeni bi değişikliğe yol açan bu kızın arkasından gelmiş olmak, gurur denen illet duygumu zorluyor. Benim gururum bana fazla gelirken, birde onun guruyla uğraşıyorum... Bu yüzden de zaten hoşnut olmadığım ve ilk defa attığım bu geri adımda, sert davranışlara fazla müsadem yok!

Kar Tanelerinden Aşka Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin