22. bölüm

1.4K 123 155
                                    

İyi okumalar;💙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar;💙

❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄

Her şeyin elinden uçup gittiğini, inatla sorunların daha çok sarpa sardığını, hiç bir şey yapamadan izlemek, ıstırapların en büyüğü olur genelde. Aslında müdahale etmek istersin, halletmek, kurtulmak istersin. Ancak elinden ne gelir? Koca bir hiç! Ellerin kolların tutuklu, dillerin mühürlü, gözlerin suskun, öylece izlersin. Eriyip gidersin. Aslında yapabilsen, delice çabalarsın, hırsını, azmini, sonuna kadar kullanır bir şekilde halledersin. Ama o güç, o hırs, o azim, senden geçeli çok olmuştur. İncinmişsindir, yıpranmışsındır. Kanatların kırılmamış, kopmuştur! Geriye sana kalan tek şey, izlemek olmuştur. Artık eskisi gibi havalanamadan, sadece gökyüzündekileri imrenerek seyre dalmak kalmıştır sana. Çünkü bilirsin, kanatların yok olduktan sonra, bir yerlerde çürümeye mahlum kalmış minik bir güç, hırs ya da azim, temelin -kanatların- külleriyle birlikte rüzgara karışıp gittikten sonra, neye yarar?

"Tamam."

Oda'da uzun bir sessizliğin ardından Miray'ın sakin sesi belirdiğinde herkes ona dönmüştü. Tam ondan beklenilmeyecek bir tepki bu denmeye ramak kalmışken, sakin sesiyle tamamen çelişkili, nerdeyse çığlık denebilecek kadar yüksek bi sesle"Defolup gidin!"diye bağırmıştı.

Herkesin oldukça şaşırması, kimseye bir şey yapacak fırsat vermemişti. Hala aynı halde duruyorlardı. Defne duvarda yaslı kalmış, Ömer birbirlerine bağlı gibi duran bedenlerini hala birbirinden ayıramamıştı nefes alışverişi düzene girene kadar.

Öğrendikleri, ya da Defne'nin anlatırken ki çöküşü, hala, üstünde oluşan sert bir tokat yemiş misali sarhoş eden etkisini yitirmemişken, dudaklarında hissettiği ve kendini kaybetmesine neden olan buselerin sarhoşluğu, ardından da yakalananmanın verdiği şokla daha sonrasını düşünme yetisini bile kaybederek o anda takılıp kalmanın sarhoşluğunu üst üste yaşayarak tepkisizce duruyordu.

Defne de durum pek farklı olmasa da, farklıydı. Aynı sarhoşları kendisininde tüm ruhuyla hissediyordu. Ancak Ömer'e nazaran büyük bir utanç, yanaklarından başlayarak ta kalbine kadar, en derine işlemeye başlamıştı bile. Miray için, Ömer'den uzak durma planları biran şimşek gibi çaktı beyninde. Şaştı, hiçbirinin aklının ucundan bile geçmemesine. Bu kadar kontrolünü kaybedecek, kurallarını ve ideallerini aşıp geçecek bir Bir yaşadığını şuan fark etmesine neden olmuştu ancak bu hissettiği tatsız duygunun geçmesine neden olmuyordu.

Kendini bıraksa zangır zangır titreyen bacakları, yerle bir olmaya yüz tutmuş bir sarayın kolonları gibiydi. Bu Ömer'in oldukları durumu kavramış aklıyla bedenlerini birbirinden ayırması ile daha da güç bir hal almıştı. Bacaklarından arda kalmadan titreyen ellerini arkaya atıp daha çok duvardan destekli almaya çalıştı.

Miray suskunluğun içinde oluşturduğu öfkeyi imtina etme gereği bile duymadan bi yanındaki Tolga'ya, bide biraz ilerde duran Ömer'e bakıp tekrar"Defolun dedim, ikiniz de!"diye bağırdı.

Kar Tanelerinden Aşka Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin