Zayn'in görme ihtimalini düşünüp mesajı hızla sildiğimde ellerim titremeye başlamıştı.
Mesajı görürse kötü şeylerin olma ihtimali çok yüksekti.İçimde ufacık bir mutluluk oluştuğunda bunun sebebi bana değer veren birinin olmasıydı.
Tamam belki Zayn'de bana değer veriyordu ama bunu bana hiç hissettirmemişti.
Az önce bana yazan her kimse güzel bir şey yazmıştı.
Beni gerçekten seven biri miydi yoksa benimle sadece dalga mı geçiyordu?
Bunu bilmiyordum ama benimle dalga geçtiğini hissediyordum çünkü kimse benden hoşlanmıyordu, hoşlanamazdı.
Hoşlansa da bu mesaja cesaret edemezdi.Su sesleri kesildiğinde telefonu hızla komodine koyup uyuyor taklidi yaptım.
"Adain." dedi usulca ama hiç bozmamıştım kendimi.
"Uyuma." dedi tam arkama yatıp beni kendine doğru çekerken.
Altındaki o havluyla bana bu kadar yakın durmamalıydı.
"Konuşalım.""Ne konuşacağız?" dedim kendimi ona çevirip ama beni sıkı sıkı sarmayı bırakmamıştı.
"Seni ne kadar çok sevdiğimi falan." kalbimin hızla atmasına engel olamamıştım ama bir yandan da aklıma o bilinmeyen numaradan gelen mesaj geliyordu.
Onu aldatmış gibi hissediyordum ama bununla bir alakam olmadığını biliyordum.
Ben hiçbir şey yapmamıştım, cevap bile vermemiştim."Bu aralar Zalton'la ilgilenemiyoruz." dedi elini kalçama indirip bana güzelce bakarken.
"Evet." dedim oğlumun gülen yüzü gözlerimin önüme gelirken.
"Yarın onunla güzel bir programa başlayacağım.""Başla bebeğim." dedi elmacık kemiğime bir öpücük kondurup.
Beni biraz daha normal biriymiş gibi hissettirdiğinde o da mutlu görünüyordu.
Uzun bir süreden sonra ilk defa onu mutlu görüyordum.
Genelde babası ve arkadaşlarıyla içki içtiği zamanlar böyle mutlu oluyordu, peki şimdi neden mutluydu?
Çünkü burada ne babası ne de arkadaşları vardı.
Sadece ben vardım ve onu mutlu edebilmiştim.Gözlerim uykuya yenik düşüp yavaşça kapanırken saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum."-
Yüksek seste çalan telefon yüzünden gözlerimi açtığımda Zayn yatakta oturmuş ve telefona uzanıyordu.
Arayanı gördükten hemen sonra boğazını temizledi ve telefonu açıp kulağına götürdü.
"Efendim baba?"
Babasına bu kadar saygı duyması başta hoş karşılansada bu durumla sürekli karşı karşıya kalmak çok sinir bozucuydu.
"Kim?" kaşlarını çattığında babasının söyleyeceklerini dikkatle dinlemeyi ihmal etmedi.
"Hayır, benimle nasıl konuşmaları gerektiğini biliyorlar."
Babasının sesini yükselttiğini duyduğumda bunun Zayn'in yaptığı bir şey sonucu olmamasını umdum.
"Hayır baba, o günden sonra bir kere bile gelmedi."
Kaşlarını bu sefer kaldırıp suçunu örten bir pozisyona geçtiğinde iyice meraklanmıştım.
"Hem kimse bunu bilmiyor hemde kötü zamanlar geçirdik, zaten benim tek işim onlar değil mutlu etmem gereken insanlar var."
Yaser resmen telefonda bağırmaya başladığında Zayn alttan aldı.
"Tamam." dedi başını sallayıp.
"Hemen geliyorum."
Anlamamazlıkla yüzüne baktığımda telefonu koydu ve saçlarını karıştırdı."Ne olmuş?" yatakta bende onun gibi oturduğumda bakışlarını bana çevirdi.
"Orospu çocuğunun biri bir şeyler söylemiş.""Ne söylemiş?"
Yataktan kalktı ve dolaptan bir takım elbise alıp üzerine geçirmeye başladı.
Takım elbise giymelik bir durum varsa bu iş ciddiydi.
Tamam Zayn işe giderkende takım elbise giyiyordu ama bu normalde sabah 6'da kalkmasıyla oluyordu.
Şu an öğle vakti olmalıydı ve Zayn öğle vaktine kadar gitmemişse o gün işe gitmezdi."Sen burada kal." dedi gömleğin düğmelerini iliklerken.
"Eğer gelmezsem Dace'e söyle seni eve götürsün.""Zayn, ne olmuş?" yataktan kalkıp onun yanına gittiğimde bana bakmamayı tercih etti.
"Söyle bana."