18

6.9K 460 398
                                    

"Hadi," dedi Trisha kafamı dizlerinden kaldırıp.
"Yüzünü yıka, zaten biraz sonra Zayn gelecek." gözyaşlarımı elimle silip o mesajı hiç görmemiş gibi telefonu aldım ve elbisemin etek kısmını düzelttim.

"Adain." Trisha titreyen sesiyle adımı seslendiğinde ona baktım ve o birden bana sarıldı.

Bu Trisha ile yakın olmamızın ilk günüydü.
Daha önce iki düşman gibiydik ama bugün bana sarılmış, derdini paylaşmıştı.
Şimdide destek çıkıyordu.

"Üzülme." dedi sırtımı sıvazlayıp.
"Her şeyin olduğu gibi bununda güzel yanları var."
Benden ayrılıp yüzüne samimi bir gülücük koydu.

"Baksana, Zayn'in seninle evlenmek için Yaser'e yalvardığı günü dün gibi hatırlıyorum."
Zayn'in benimle evlenmek istemesinin sebebi bana aşık olduğu için gibi gelmiyordu bana.
Sadece benimle evlenmek istemişti çünkü benim ona aşık olduğumu biliyordu.
Onun sözünden çıkmayacağımı da biliyordu.

"O seni seviyor." dedi kollarımı sıkıp.
"Hemde çok seviyor."
Başımı anlamamazlıkla iki yana salladım.
Bu kadın az önce seni aldatmış olabilir diyordu ama şimdi aynı adam için seni seviyor diyordu.

"Beni aldatmadı mı?" dedim titreyen iğrenç sesimi umursamadan.
Kaşlarını çattığında bende aynı şekilde ona baktım.

"Bilmiyorum, ben senin yaşlarındayken bana olmuştu." gözlerimi sıkıca yumup birkaç gözyaşının daha akmasına izin verdiğimde beni mutfağın kapısına doğru itti.

"Neyse düşünme bunu, hadi git eski haline dön ben seni güzelken seviyorum." kapıyı açtığımda tam halının üzerine yatan Zalton bakışlarımdan kaçmamıştı.

"Anne." dedi kaşlarını çatarak.
Yine dinlediğini biliyordum.
"Ne oldu?"

"Bir şey yok Zalton." eğilip onu kucağıma aldığımda kollarını boynuma doladı.
Bu tekrardan gözümden birkaç damla yaş dökülmesine sebep olsada kısa sürede kendimi toparladım.
Oğlum beni güçlü görmeliydi.

Merdivenleri hızla çıkıp banyoya girdiğimde bana büyük gözleriyle bakıyordu.
Onu bıraktım ve yüzümü soğuk su ile yıkadım.
Tüm her şeyin üstüne birde bilinmeyen saçmalığı girince gerginliğim artıyordu.
Ne yapmaya çalışıyordu?
Attığı iki mesajında güzel bir üslüpla yazılıyor olması bana pembe rengini anımsatmıştı.
Pembeye aşık olan bir kız çocuğun duygularını.

Unutmadan telefonumu açtım ve mesajı son kez okuyup sildim.
Tek çıkış yolum seni gülerek görmekken sen ağlama ayışığım, dayanamıyorum.

"Ben yanlış bir şey mi söyledim anne?" Zalton aynı şekilde bana bakmaya devam ederken yüzümü kurulayıp onun boyuyla eşit olmak için eğildim.
"Neden böyle düşündün?"

"Çünkü," sesli bir şekilde yutkunup devam etti.
"Ben bir şey dedim ve sonra siz büyük annemle konuştunuz, beni mutfaktan çıkarttınız."

"Hayır." dedim bebek yüzüne bakarken.
"Seninle hiçbir alakası yok, sakın kendini suçlama."

"Ben seni hep ağlarken görüyorum." saçlarımı küçük elleriyle okşadığında onu hızla kendime çekip sarıldım.
"Annelerde bazen üzülür." dedim diyecek daha mantıklı bir şey bulamayarak.
"Ama anneler her şeyi atlatır."

"Biliyorum." dedi yanağımdan öptükten hemen sonra.
"Bir keresinde Ajax'le tartıştığını söylemiştin." kaşlarını kaldırdığında onu dikkatle dinledim.
"Ama bak bunu da atlattın." saçlarımı tekrar okşadığında dayanamadım ve ona daha sıkı sarıldım.
"Seni çok seviyorum." dedim yaşamama sebep olan kişiye.
"Herkesten çok."

false alarm | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin