Pam koluma girip sevgilisini anlatmaya başladığında eteğimi düzeltip masaların arasından geçmeye başladım.
Masaların arası iki kişinin yanyana geçmesi için o kadar dardı ki, geçerken kalçam birine değecek diye çok korkuyordum."Sonra beni evine davet etti ama gerizekalıya bak, gece gel dedi."
"Gittim deme sakın." dediğimde kolumun tutulmasıyla dengemi sağlayamadım ve birinin dizlerine oturdum.
"Selam bebeğim, bu kadar erken olur sanmıyordum." sarışın ve mavi gözlü biri konuştuğunda hızla kucağından kalkmaya çalıştım.
Pam'in kolu güçsüzce omzumu tutuyordu, o da şaşırmıştı."Bırak beni." dedim beni tutan kollarına tırnaklarımı geçirip.
"Kaçıncı sınıfsın ufaklık?" dediğinde sinirle ayağa kalktım.
"Benimle doğru konuş."
"Onunla doğru konuş abisi." benimle dalga geçen bir kız sesi duyduğumda kafamı ona çevirdim.
Dalgalı, kahverengi uzun saçları, yeşil iri gözleri ve tüm makyaj malzemelerini kullanarak yaptığı makyajıyla fazla abartılıydı.
Kendince benimle dalga geçiyordu."Yine mi küçük, Niall dostum kes şunu."
"Küçük falan ama, güncellemeleri şimdiden yapmış. Şu yüze baksana, hem az makyajlı hem güzel."
Ne konuştuklarını dinlemeden az önce konuşan kızın omzundaki kolu takip ettim, siyah saçlı, kirli sakallı, ela gözlü erkekte takılı kalmıştı gözüm.
O çok yakışıklıydı ve bana öyle bir bakışı vardı ki sanki bir uçurum kenarında gibi hissettirmişti.Ben atlamışken beni havada tutan bir şey gibiydi.
Onun gözlerinde bir güç vardı.
Manevi bir güç."Gel buraya." Pam beni kolumdan tutup çektiğinde ben geri geri giderek o çocuğu izliyordum.
Kaçıncı sınıftı, adı neydi, neden böyle bakıyordu hiçbirini bilmiyordum.
Tek bildiğim dehşet derecede yakışıklı olduğuydu.Kız onunda gözlerinin bende olduğunu anladığında onu kendine çevirip dudaklarını kendi dudağıyla birleştirdi.
Fakat dehşet derecede yakışıklı çocukta bana bakmakta ısrarcıydı.