Alecia Karlberg
"Hayır, bu ikinci sınıftı." dedi Alecia. O günü eksik parçalardan oluşan bir rüya gibi, yarım yamalak hatırlıyordu. Gülerek fotoğrafın arkasını çevirdi; 27.10.2004.
Haklı olmanın verdiği gururla fotoğrafı Robert'a çevirerek kaşlarını kaldırdı. Ama herkes Alecia'nın beklediği gibi onaylamak yerine gülmeye başlamıştı. O da fotoğrafı çevirip tekrar baktı. Üstündeki yeşil puantiyeli elbisesine inat saçlarına taktığı zıt renkteki boya kalemleri başının her yerinden çıkıyordu ve küçük suratında devasa görünen güneş gözlüklerini takmıştı. Alecia da gülmeye başladı.
"Bunu alsam sorun olur mu?" Brad elindeki albümden çıkardığı fotoğrafı Robert ve Lissa'ya gösterdi.
Alecia bebeklik fotoğraflarının neredeyse hepsinin komik ve utanç verici olduğunu hatırlıyordu. Fakat bu onu üzmüştü. Robert'ın kucağında uyuya kalmıştı. Muhtemelen altı yedi aylıktı. Çilekli pijamaları şimdi gözüne daha küçük geliyordu. Kendi de. Kırmızı şeritli şapkasının ortasında minik bir çilek işlemesi daha duruyordu. Tam bir palyaço görünümüne sahip olduğunu fark ettiğinde kıkırdadı.
"Sence olmaz mı?" dedi Robert.
Lissa gülerek, "Zaten gerçeği seninle kalıyor," dedi Brad'e. "fotoğrafları ona bırakmalısın."
"Ama beni buraya Brad getirdi." Alecia kendilerine cephe almış Lissa ve Robert'a bakıp sırıtıyordu. "Bence bir fotoğraf hakkımız var."
Brad onu işaret ederek katıldığını gösterdi. "Doğru nokta."
"Pekala." Robert surat asmış gibi yaptı. "Brad'i sana savunduğum zamanlar da ben doğru noktaya parmak basıyordum ama dinlemedin."
Lissa parmaklarını şıklattı. "Bu iyiydi."
"İtiraf edeyim, ben de kabullenmemiştim." dedi Brad.
Alecia zaferle kahkaha attı. "Ve fotoğraf Laurent'a gider."
"Üzülme Robert," Lissa avuturmuş gibi dudak büzüyordu. "fotoğrafı alabilirler ama anılarını asla."
"Kesinlikle." dedi Robert. Bir yandan da fotoğraf albümünün sayfalarını çeviriyordu.
Alecia pastasından bir çatal daha alırken Brad'in telefonu üçüncü kez mesaj sesini çıkarıyordu. Göz göze geldiler. Kız göz devirirken Brad gülümsemişti. Çünkü Elliot sürpriz partilerini saklamayı bile beceremezken art arda attığı mesajlarla, 'Sizi bekliyoruz!' diyordu. Brad bir arama yapmasını söyleyerek kalktı. Alecia, Elliot'ı susturmanın zaman alacağını bildiğinden çabuk dönme ihtimalinin zor olduğunu biliyordu.
Fotoğraf albümünü çevirmeye devam etti ama belli etmeden Robert ve Lissa'yı izlemeye koyulmuştu. Sürekli aynı fikirde oluyorlar, gülümsüyorlar ve Alecia'nın hayran olduğu bakışları farkında olmadan birbirlerine atıyorlardı. Derken Alecia bir ayrıntı fark etmişti. Hem de son üç saattir karşı karşıya olmalarına rağmen.
"Lissa," dedi içeceğinden bir yudum alarak. "yoksa... siz... evlendiniz mi?"
Kadın şaşırarak gözlerini albümden ayırıp Alecia'ya baktı. Robert da sorusunun ne denli alakasız olduğunu düşünüyor gibiydi. "Hayır," Lissa soruya neden olan şeyi geç fark ederek, "ah, hayır." dedi yine. "Bu sıradan bir yüzük." diyerek parmağına baktı. "Robert'ın bazı fikirlerine göre yüzük işi biraz bizlik değil gibi görünüyor."
Robert hemen omuz silkti. "Kızıma da bulaştırdığım düşünceler." derken gülüyordu.
Lissa hayal kırıklığına uğramış vaziyette, "Yapma." dedi. "Sen de mi Alecia?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Canlanma (3)
Science FictionHelen ondan intikam istememişti. Helen asla ölümüne sebep olan kişinin sonunu istememişti. Bu David'in isteğiydi. Travis ve Luthor'un ölümü David'in planıydı. Bu onun hayaliydi. Nasıl Helen son nefesinde çaresizliğe boğulduysa aynısını onlarında yaş...