Elliot telefonu aceleyle Brad'in eline tutuşturup sehpanın üstündeki içi silah dolu çantalara yöneldi.
David ayaklanıp, "Ne oldu?" diye sorarken Brad kimin aramada olduğuna bakıyordu.
Lillian, yazısını görünce kulağına götürdü.
"Elliot, orada mısın?" diyen Lillian'ın sesi kısık geliyordu.
"Şu anda..." Brad onun aceleyle etrafta koşuşturmasına baktı. "Meşgul. Sanırım."
"Ah, hemen çıkıyor, değil mi?"
"Ona çıkmasını sağlayacak bir neden vermişe benziyorsun." dedi Brad. "Scott'ı alamadınız mı?"
"Daha fena."
"Gelmedi mi?"
"Geldi!" diye inledi Lillian özellikle bu kısma yakınarak. "Yanında Hunter'ı da götürdü."
"Ne?"
"Doğru duydun." dedi Lillian. "Geldi, Hunter'a telefondan bir şeyler gösterdi ve Hunter kendi isteğiyle onunla gitti."
"Peki bu sırada sen neredeydin? Herkesin Hunter'dan çok senin orada olmana güvendiğini biliyorsun Lil."
"Elbette biliyorum. Ayrılıp Scott'ı ararken onu gördüm. Ama yetişemedim. Çok kalabalıktı ve ben gidene kadar Hunter çoktan arabaya binmişti."
"Pekala," Brad sıkkınca onu bekleyen David'e baktı. Ardından tekrar Lillian'a yöneldi. "Elliot-"
Elliot tam o anda kapıyı hızla kapatarak evden çıkıp Brad'in lafını farkında olmadan bölmüştü.
Derin bir nefes alıp, "Elliot nereye gidiyor?" diyerek sorusunu tamamladı Brad.
"Eski evime."
"Neden?"
"Oliver." dedi Lillian. Burada duraksamıştı. "Oliver da Hunter gibi çok okurdu. Odasında birkaç şey bulabileceğimi umut ediyorum."
"Acele edecek pek bir şey yok bence."
"Elliot, Weir'in adamlarının orada olduğunu düşünüyor." diye söylendi Lillian. "Yani ilk ulaşan olmak istiyor."
"Diğer bir deyişle kendini arayan adamların bu sefer seninle uğraşabileceğini düşünüyor."
"Evet, adresimi hala değiştirmedim. Her ihtimale karşı."
Brad, "Son bir şey," derken ters bir bakışla David'in onu dinlemesinden duyduğu rahatsızlığı belli ediyordu. "bilmem gereken başka bir şey var mı Lillian?" dedi sonunda.
Sessizlik oldu.
"Lillian?"
"Ah, buradayım. Üzgünüm." Verdiği nefes çok net duyulmuştu. "Evet, var. Ama şimdi bütün sorularını cevaplayamam. Döndüğümde konuşuruz."
"Tamam."
Lillian, "Bu arada," dedi hemen Brad'in telefonu kapatmaması için. "David'den tesisin adresini alıp hazırlanmaya başlayın. Döndüğümüzde yola çıkacağız."
Brad kaşlarını çatarak yüceye baktı. "Adresi sormadığımıza eminim. O nereden biliyor?"
"Döndüğümde, Brad." dedi kız. "Lütfen."Tekrar, "Tamam." dedi Brad uzatmadan. "Yol için hazırlanırız ama önce Ian'a uğrayıp destek alacağız."
"O konuyu kapattık sanıyordum."
"Hayır, kapatmadık."
"Alecia kabul etti mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Canlanma (3)
Science FictionHelen ondan intikam istememişti. Helen asla ölümüne sebep olan kişinin sonunu istememişti. Bu David'in isteğiydi. Travis ve Luthor'un ölümü David'in planıydı. Bu onun hayaliydi. Nasıl Helen son nefesinde çaresizliğe boğulduysa aynısını onlarında yaş...