Bu bölümü salimcakar adlı okuyucuma hediye ediyorum. Nedenini kendisi biliyor. Umarım bölümü beğenirsin istediğin gibi uzun yazmaya çalıştım😊😄😳
Herkese keyifli okumalar :3"Kaan?!"
"İlknur. Bende birşeyler değişti."
" Nasıl yani?"
" Artık eskiden tanıdığın ve sevdiğin Kaan olmazsam beni yinede severmisin?"
Bu nasıl bir soruydu böyle. Ne demeye çalışıyordu. Kafam çok karışmıştı. Herzaman olduğundan farklıydı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bu sorduğu sorunun amacı neydi. Bu sorunun cevabıyla ne elde edicekti. Off yine başladım. Hayatı satranç gibi görmeye. Hep 3 adım ilerisini tahmin etmeye çalışarak yaşamaya yine başladım. Herşeyi oluruna bırakmayı nezaman öğrenicektim ben. Bu düşüncelerim başımı ağrıtırken Kaan soru sorar gözlerle bana bakmaya devam ediyordu.
" Bu nasıl bir soru. Kaan iyimisin?"
" Hayır İlknur. Hiç iyi değilim. Şuan bana ne olduğunu bilmiyorum. Gözümü nezaman kapatsam o kadının yüzü zihnimde canlanıyor sesi ise kullaklarımda çınlıyor. Sanki benim suçummuş gibi. Bu olanları hepsi babamın suçu."
Kafası çok karışık görünüyordu. Korkmuş ve yardıma muhtaçtı. Peki benim elimden ne gelirdi? Ona nasıl yardım edebilirdim?
" Kaan! Tamam sakin ol hepsi geçicek. Büyük ihtimal geçici bir şok veya travma geçiriyorsun." dedim. Gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyordu. Korkuyordu ve benimse elimden hiçbirşey gelmiyordu. Acı çekmesine göz yumuyordum...
" Kaan lütfen sakin ol. Tamam mı? Bunun üstesinden birlikte gelicez." dememle gözleri parıldadı sanki bunu bekliyordu. Sanki onu güvende hissettirecek bir kaç söz söylememi bekliyordu.
Sağ elimi yanağına koydum ve istemsiz akıttığı göz yaşlarını başparmağımla sildim. Sol elimide sol yanağına koydum. Yüzünü avuçladım yani. Parmak uçlarıma kalktım ve dudaklarına masum bir öpücük kondurdum. Sonrasında ise ona sardım. Çenemi boyun boşluğuna kullağına yakın bir yere koydum ve fısıldadım.
" Eski veya yeni Kaan yok benim için. Seni herzaman sevicem. Hem biraz daha odun olsan bile katlanabilirim." dedim hafiften kıkırdayarak..
Bana sıkıca sarıldı. Kokusunu içime çektim. Kokusunu tarif edemezdim. Sanki ona özel bişeydi,beni kendine hapis eden bir aroması vardı. Beni benden alan ve asla gitmeme izin vermeyen.
"Onu kaybettim seni de kaybedemem" dedi ağlamaklı bir sesle.
" Kaybetmiyceksin. Senin için herzaman burada olucam"
" Söz mü?"
" Söz" dedim ve kocaman gülümsedim.
Oda bana eşlik etti ve zorlada olsa gülümsedi. Ondan yavaşca ayrıldım. Elini tuttum ve arkamdan çekiştirmeye başladım. Oda hiç itiraz etmeden beni takip ediyordu. Onu yatağa ittirdim ve elini yavaşca bıraktım. Anlamaz gözlerle bana bakmaya devam ediyordu.Ben ise acilyardım çantasını aldım.- Hahah- ne düşündünüz ? Sizi fesatlar ahahah alt tarafı bandajlarını değiştircektim. Te allahım.
Ve bandajlarını yenilemek için eski bandajlarını söktüm. Yaralardan bağzıları iğleşmişti. Bu kadar çabuk mu? Peki ya kanatları. Hala aynıydı. Kaanı yüzüstü yatırdım ve kanatlarını dikkatle incelemeye başladım. Şimdiye çoktan iğleşmesi lazımdı. Kanatlarına dokundukca acı çektiğini anlamam çok uzun sürmemişti çünkü eşşek gibi anırıyordu. Ellerimi hızlıca kanatlarından çektim ve ondan uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denek No:301
Science FictionGözümü açtığımda beyaz,boş ve kameralarla izlendiğim bir odadaydım.Kolumda değisik rakamlar,başım allak-bullak bir şekilde etrafa bakıyordum.Birden ayak sesleri odada yankılanmaya başladı. "Uyanık mısın?"dedi tanımlayamadığım bir ses. Tam ayırt e...