Sezon 2 ✳ Bölüm 1: LDT

8.7K 647 203
                                    

Yeni sezon başlıyor💁📖

yeeey💃 desteklerinizi eksik etmeyin lütfen 🙏😚🐼❤

"Karanlık bir boşlukta süzüldüğünü hayal et. Cansız bedenin atmosfer olmayan bir yerde yerden bir kaç metre yukarda olduğunu.
Hayal etmesi güç değil, sadece gözlerini kapatman yeterli." dedi kalın sesli olan adam.

"Hayır lütfen ! Geri dönmek istemiyorum. Hatırlamak istemiyorum. Lütfen bunu bana yapma."

"Üzgünüm ama bunu yapmak zorundayım. Şimdi direnmeyi bırak ve LDT'e geri döndüğünüz günü hatırlamaya çalış..", demesiyle önümde sallanan saat'e odaklandım ardından herşey karardı.....

~LDT'de
Duygusal geçen anlarımızdan sonra sümilatör odasına doğru yürümeye devam etmiştik. LDT de bizi bekleyenlerin olduğundan adım gibi emindim.Ana kapıya gelir gelmez etrafımızı cyborglar çevrelemişti. Plan basitti teslim olduğumuzu söyleyip güvenlerini kazanmak güçlerimizde olabildiğince gelişmek ve son olarak LDT yi yok etmek. Bunun için baya bir zamana ihtiyacımız olacaktı ki şuan elimizde olan tek şey bolca zaman.

"HAHAHAHAHA- sana demiştim" diye konuştu. Kim olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur. Tabikide siyahlar içindeki ona bir lakap bulmuştum. Karabasan! Bence çok uyumlu olmuştu.

"Teslim oluyoruz. Güçlerimizde baş edemiyoruz hepsi kontrolden çıkıyor" dememle gözleri şaşkınlıkla açılmıştı.

"Aranızda yaralanan var mı? Hepiniz iyimisiniz" demesiylede ben şaşırmıştım. Bizi umursayacağını hiç düşünmezdim aslında.

" Bizi umursuyormuş gibi yapmana gerek yok" dememle yüzünü garip ifade oluştu.

"Tabikide sizi umursuyorum, önceliğimiz sizin iyi olmanız " dedi bu kelimeliriyle şaşkınlığıma şaşkınlık katıyordu.

"Eee ne diyorsun bizi tekrar kabul ediyor musun" 

"Tabikide hepiniz tekrar hoşgeldiniz!" deyip cyborglara yan bir bakış atmasıyla hepsi geriye çekildi ve tek sıra halinde ana kapıdan içeri girdiler.

İşte başlıyoruz. Buraya kadar en kolay olanını yaktık onu birazda olsa ikna ettik.Bundan sonrası oldukca zorlu olacaktı.

Onun liderliğinde LDT'e ilk adımlarımızı atmış olduk. Herzamanki gibi konsey üyleri benimle konuşmak istediklerini die getirmiş ve ayaklarına kadar gitmemi söylemişlerdi. Bıkkınca göz devirdikten sonra Kaan'a ve diğerlerine son birkez daha baktıktan sonra Karabasan'ı takip etmeye başladım.

⭕⭕⭕

Geçtiğimiz beşinci koridor bu sanırım ama hala yürümekteyiz ayaklarım ağrımaya başladı. Öldürücü sessizliğin eşliğinde koridorda yürümeye devam ediyorduk. Sonunda büyük beyaz saray kapılarına benzeyen kapın önünde durduk. Sanki mühürlüymüş gibi duran ihtişamlı kapılar aynı peri masallarında olduğu gibi yavaşca aralandı. İçeriden güneş ışıklarının süzülmesini beklemiyor değildim ama tabikide öyle olmadı. Herzaman dediğim gibi gerçek hayat bu, nekadarda inanması güç olsada.

Kapının aralandığında çıkarttığı menteşe cıgırtısı hala kulaklarımda yankılanıyordu.

Sırtımdan yavaşca iteklenmem sonucu düşüncelerimden sıyrıldım Karabasan'a anlamaz gözlerle bakmaya başladım.

"İçeri girsene,bekletilmeyi sevmezler" demişti fısıldayarak. Belliki onlardan korkuyordu. Kim olsa korkardı.

Yavaşca ilerledim ve odaya girdim. Odaya girmemle o görkemli olan kapılar ayno ses ve ritim eşliğinde kapandı. Ölmeyi unutmuş konsey üyelerimiz ise sabırsızlıkla benim odaya girmemi bekliyorlardı. Sabırsızlıkları yüzlerinden anlaşılıyordu. Onları daha çok bekletmek istemediğimden değilde buradan bir an önce çıkmak istediğim için adımlarımı hızlandırdım ve odanın tam ortasında bulunan siyah yıldızın olduğu yerde durdum.

Denek No:301Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin