Bölüm 29: Benimsin.

8.2K 568 83
                                    

Bu bölüm ithaf ettim okuyucularım:
salimcakar (çok özür dilerim panda sözümü tutamamıştım. Umarım beni affedersin😞😟😵)
bebekpandacorn
mavi1994
HalilEmek1
GkalpAydoan

              ~Önceki bölümden~

Onu üzmek gibi bir niyetim yoktu sadece biraz yalnız kalmak ve kafamı toplamak istiyordum ama o beni bir saniye bile yanımdan ayrılmıyordu. Hersaniye yanımdaydı, bundan şikayetçi gibi görünmek istemiyordum ama beni boğuyordu. Benim için gerekeninden fazla endişeleniyor ve belkide kendime birşey yapmamdan korkuyordu. Haklıydıda o olmasa belkide şimdiye kendime zarar vermek için birkaç yola başvura bilirdim.

Ama bakın belki diyorum, bunlar sadece olma ihtimali olan olasılıklar.
Yine düşüncelere dalıp gitmiş olacağım ki düşüncelerim Kaan'ın bana seslenmesiyle bölündü.
" Hey kime diyorum. Hiç biryere ayrılma hemen geliyorum." dedi ve konuşmama izin vermeden merdivenleri çıktı. Onu beklerken merdivenlere oturdum,yine bir noktaya odaklandım...

Aklımda yine aynı soru belirdi,daha nekadar tek başımıza yardım almadan devam edebilecektik...

                 ~Yeni bölüm~

Kaan yukarı çıkalı 10 dakika kadar geçmişti nerde kaldığını merak etmeye başlamış ve birazda sıkılmıştım.
Tam yerimden kalkmış yürümek için ilk adımımı attacağım zaman kolumdan bir şey beni yakalamış ve durmamı sağlamıştı. Tabikide bunun Kaan olduğunu biliyordum. Yüzünü görmek için arkamda olan Kaan'a döndüm.
" Geldin demek! Hadi gidelim " dedim,yine bir adım atmayı denedim ama hala kolumu sıkı-sıkı tuttuyor bırakmıyordu.
" Sana bir yere ayrılmamanı söylemiştim" dedi kolumu dahada sıkarak sinirli bir ses tonuyla konuşmaya devam etti.
" Neden beni hiç bir zaman dinlemiyorsun" dişlerini sıkarak benle konuşmaya devam ediyordu. Bu oldukca korkutucuydu ayrıca kolumu da acıtıyordu.
" Kaan canım yanıyor " dedim ağlamaklı bir sesle. Anında göz bebekleri küçüldü,kolumu tutmuş olduğu elini gevşetti bir adım benden uzaklaştı ve şaşkın gözlerle bakınmaya başladı. Ne yaptığının yeni farkına varmış gibiydi.
Şuan aklından neler geçtiğini anlamak çok zordu. Bir sağa bir sola bakıyor boş boş düşünüyor gibiydi.

~Kaan'ın ağzından~
Hemen merdevinleri çıktım ve odaga girip gardoptan elbiselerimi seçip üstüme giymeye başladım. Olabildiğince hızlı olmaya çalışıyordum.

Olabildiğince hızlı hazırlandım ve odadan çıkıp merdivenlere yöneldim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Olabildiğince hızlı hazırlandım ve odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Tam merdivenleri inerken İlknur yerinden kalkmış gidiyordu. Ben gelmesem beni beklemeden gidecekti , ona beklemesini söylemiştim. O anın siniriyle elini tuttum ve çektim.
Bana yine o solgun yüzü ve boş gözleriyle bakıyordu. 1 haftadır böyleydi,beni korkutuyor ve endişelendiriyordu.
Bensiz gitmeye kalktığı için ona ciddende sinirlenmiştim. Aklından ne geçiyordu ki. Onun yanında olaya çalışıyorum o ise beni uzaklaştırıyor. Geceleri uyumuyor sabahları kollarımda olmuyor. Amacı ne bilmiyorum. Cidden aklım almıyor neden yanında olmama izin vermiyor?
" Kaan canımı acıtıyorsun" demesiyle kendime gelmiştim olamaz sinirime yenik düşmüş düşüncelerimde boğuluyorken onu koruyup kollamak isterken istemsizce onu incitmiştim. Belkide bana güvenmiyordur, belki onu şuan olduğu gibi anlayamayacağımı ve inciteceğimi düşünüyordur. Aslında onu anlıyorum ona yaptığım onca şeyden sonra güvenmesi zaman alacaktır ama ben onu kaybetmek istemiyorum. Boş boş etrafa bakınan gözlerim yine onun o parlak gözleriyle buluştu. Uzun zamandır renkten renge giren gözleri sonunda yine eski haline dönmüştü. O parlak morumsu gözleri beni benden alırken ona dokunamamak bana çok koyuyordu ona dokunursam yine onu icitmekten korkuyordum. Gözgözeydik, bir birimizin nefeslerini yüzümüzde hissediyorduk. Benim kalbim ise ilk günkü gibi yerinde durmak bilmiyordu. Kalbim delice atarken o bir nefes uzaklıktaydı bana. Ne olurdu onu öpsem, tepkisi ne olurdu biz sevgiliydik aslında biz ne istersek oyduk. Etrafımızda hakkımızda konuşabilicek insanlar yoktu. Korkup saklamak zorunda değildik seviyor ve istediğimiz gibi bir ilişki yaşıyorduk. Kendi kurallarımızı kendimiz belirliyorduk. Yani şuan onu öpsem kimse bana karışamazdı bu konuda hepimiz hem fikirdik peki ben öpmelimiydim. Gittikce yaklaşıyordum kendime engel olamıyordum, cazibesine kapılıp gidiyordum. Sonunda çok fazla düşündüğümün farkına vardım ve dudaklarını dudaklarıma bastırıp onun öpemenin verdiği hissin tatını çıkarmaya başladım. Bu durama şaşırmış olacak ki başta karşılık vermedi. Bu beni kırsada öpmeye devam ettim tek zevk alan ben olsamda umrumda değildi. Tabikide beklediğim gibi olmadı anında karşılık verdi ve boşta olan ellerini boynumun arkasında birleştirdi. Bense ellerimi çoktan onun beline dolamıştım...
*-*
Ne yani onu öptükten sonra süt dökmüş kedi yavrusu gibi uyusallaşacak mıydı ? İşte bunu hiç beklemiyordum. Kendim şahit olmuş olmasaydım asla ama asla inanmazdım. Tek bir kelime bile etmeden orman yoluna doğru birlikte yürümeye başlamıştık. El ele tutuşarak yürümenin verdiği keyfi yaşıyordum. İlknur ise anı bozmamak için zorla gülümsüyordu , bunu bir aptal bile anlaya bilirdi. Duygularını saklamakta berbattı. Yürürken ansızın duraksadım. Elinden tutmuş olduğum elimle onu kendime çektim.
" Sahte gülücüklere ve mutluluklara yer vermesek?" dedim.   Bunu söylediğime ben bile şaşırmış ve anında pişman olmuştum.
Bu sözümden sonra ilkkez bana o boş gözlerle bakmamıştı, bir haftadır duygusuz olan o gözler şuan ona söylediğim gerçekler yüzünden hüzünlüydü. Gözleri dolmuş ve ağlamak üzereydi onu durdurmak istemiyordum. Ağlayıp içini dökmesini istiyordum. Sonunda dayanamayıp ağlamaya başlamıştı. İşte başından beri istediğim buydu. Bana güvenmesi ve yanımda hiç hissetmediği kadar rahat olması, işte bunca zamandır çabaladığım buydu.
Yüzünü göğüsüme bastırıp saçlarını okşamaya başlamıştım. Bir yandanda kulağına fısıldayıp onu sakinleştirmeye çalışıyordum.
~ İlknur'un ağzından ~
  " Sahte gülücüklere ve mutluluklara yer vermeyesek ?" demesiyle beynimden vurulmuş dünmüştüm. Sahte bir gülücük sergilediğimi anlamıştım. Bu anı bozmamak için elimden geleni yapmama rağmen anlamıştı. Engel olamadım kendime ve Kaan'ın yanında gözyaşlarıma boğuldum. Beklemediğim bir şekilde bana sarıldı ve sanki annemiş gibi saçlarımı okşamaya başladı. İlkez kendimi bukadar güvende hissediyordum. Hıçkırarak ağlıyordum kendime engel olamamıştım. Sadece ağlıyordum, ona sarılıyordum.
Böyle kollarında hazır huzuru bulmuşken 5 dakikalık  gözlerimi kapatmaya karar verdim.
*-*
Yine kabus görücektim bundan emindim. Dip karanlığın içinde düşüyormuşum gibi bir his vardı içimde. Yavaş yavaş süzülüyormuşcasına bir histi bu. Nefesim yavaş yavaş azalmaya ve yetmemeye başladığında suyun altında boğulmakta olduğumu fark etmem çokta zamanım almadı.

Denek No:301Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin