Merhaba arkadaşlar, uzun bir aradan sonra yeni bir bölümle sonunda karşınızdayım :) Kitaba uzun süre yeni bölüm eklememiş olmamın sebebi, okuyuculardan nerdeyse hiçbir tepki almamam. Beğeni olmasa bile en azından yorum yapmanızı isterdim, çünkü ben böyle motive oluyorum yazmaya. Her neyse, bu bölüm çok fazla uzun olduğu için (yaklaşık 8500 kelime), ikiye böldüm bölümü. Sezon finali part 1 ve part 2 şeklinde olacak. İlk bölüm yeterli bir okunma seviyesine geldikten sonra ikinci bölümü de paylaşacağım. Yorum yaparsanız sevinirim :) Herkese iyi okumalar...
Son sınıfların konuşlandığı Kelebekler Vadisi'ne yaklaşırlarken gökyüzünde parlayan alevleri, şehirde yanan ateşleri görebiliyorlardı. Bu savaş daha fazla yıkıma sebep olmadan önce kitabı geri getirmeliydi Claude. Ancak yine de içinde bir şüphe vardı, ya kitap geldikten sonra bile intikam işinden vazgeçmezlerse? Hatta daha önceki savaşta da kullanmak istedikleri ancak Noin'in kitabı mühürlemesi yüzünden kullanamadıkları o kara büyüyü, yok etme büyüsünü kullanmaya çalışırlarsa?
Kelebek Vadisi'ndeki ormanın üstünde son sınıflar ejderhalarıyla birlikte düşmana karşı savaşıyorlardı. Bir karanlık ejderhası, gecenin verdiği avantajla savaştığı büyücüye sinsice yaklaşıp büyük zararlar verirken, bir ışık ejderhası, gecenin verdiği dezavantajla kendi yerini fazlaca belli ettiği için cadı ve büyücülerin kolay hedefi oluyordu.
Arthur, son sınıflara yardım edebileceğini düşündü ve Claude'a dönüp seslendi.
- Claude, ben ve Carl burdakilere yardım edelim ve arkanızdan gelmelerini engelleyelim. Siz devam edin ve görevi halledin!
Claude arkadaşının haklı olduğunu düşünüyor ve sergilediği tavrı takdir ediyordu. Kafasını salladı ve "Anlaşıldı!" diye bağırdı. Yağmur şiddetini arttırmıştı. Noin, Nubes ve Claude aşağıdaki ormana doğru süzülürken, Carl ve Arthur bir süre birbirlerine baktıktan sonra önlerindeki ilk hedef olan sarışın bir cadıya doğru hızla atak yapmaya başlamışlardı.
***
Ormandaki ağaçlar o kadar sıktı ki, ejderhalar inebilecekleri kadar geniş bir alan bulamadılar.
- Şimdi ne yapacağız? diye seslendi Claude, Noin'e.
+ Biz uçabiliriz biliyorsun, ancak Nubes'i ışınlamamız gerekecek. Bunu ben hallederim, sen ejderhandan in ve aşağıda bizi bekle.
Claude anladığını belli ederek kafasını salladı ve kendini ejderhasından havaya bıraktı. Ejderhasının önüne gelerek "Dikkat et Caelum, işimiz biter bitmez geri döneceğim." dedi. Caelum gitmesini istemediğini belli eden sesler çıkardı ancak Claude çoktan ağaçların arasına dalmıştı.
Bu sırada Noin, Nubes'in yanına gidip "Elini ver evlat ve gözlerini kapa." dedi. Nubes elini tutmadan önce İgnis'in başını okşadı ve "Caelum'a göz kulak ol İgnis." dedi. Noin'in elini tuttuğunda ise anında her şey, her renk, her his birbirine karışıp tekrar yerli yerine gelmiş ve Nubes kendini yerde, sarışın sevgilisinin yanında bulmuştu. Ancak midesi allak bullak olmuş, bir ağacın yanına gidip elini dayamış ve bu hissin geçmesini beklemişti.
"Ben sana gözlerini kapat demiştim Prens hazretleri." dedi Noin gülerek. Claude da Nubes'in yanına gitti.
- İyi misin?
+ İyiyim, iyiyim sorun yok. Daha önce hiç ışınlanmamıştım, o yüzden. diye açıklama yaptı Nubes ve ikisi bir bu dediklerine güldüler. Sanki daha önce imkanı varmış ancak o istememiş gibi...
Claude arkasını dönüp Noin'e soru yöneltti.
- Şimdi ne tarafa gideceğiz? Kitabı mühürleyen sendin, eminim nerde olduğunu da hatırlıyorsundur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eviata Efsanesi (Gay)
FantasyGörüşünü engelleyen eller ortadan kalktığında, Claude gördüğü manzarayla bir süre konuşamadı. Sanki bütün Eviata ayaklarının altında gibiydi. Ejderhasıyla uçarken bile böylesine güzel görünmemişti bu topraklar gözüne. Ayışığının katkısı büyüktü tab...