Koca ejderha Claude'a bir pençe savurdu. Claude bu darbenin etkisiyle yere savrulurken, herkes -habitatın başında duran muhafız da dahil- şoktaydı.Claude'un sol omzundan göbeğine kadar üç tırnak işareti açılmış ve kanıyordu. Kızların çığlığıyla birlikte Prens Nubes de arkasına döndü.
Henüz uzaklaşmamıştı zaten. Koca bir ejderhayı Claude'un üstünde, Claude'u da yerde görünce, düşünmeden ejderhaya doğru koştu. Muhafız'ın belinde bağlı olan kılıcı anlık bir hareketle yerinden çıkardı ve ejderhaya doğru savurdu.
Ejderha birkaç adım geri gitti. Isaac Shoun olanları farkettiğinde bağırdı "Prens Nubes, lütfen o ejderhadan uzak durun!"
Ancak Prens'in onu duyacak bir durumda olmadığı aşikardı. Ejderha, prense doğru buz rüzgarı püskürttü. Nubes, çevik bir hareketle bu saldırıdan sıyrılıp, yerde yuvarlanarak ejderhanın başının altına girdi ve kılıcı boğazından yukarıya sertçe soktu.
Ejderha çok güçlü bir şekilde kükredi. Birkaç debelenmeden sonra ise, olduğu yere yığılıp can verdi. Prens Nubes, hemen Claude'un yanına koştu. Baygınlık geçirmiş sarışın çocuğu kucağına alıp, okulun revirine doğru elinden geldiğince hızlı koştu.
Revire girdiğinde "Doktor!" diye bağırdı. Doktor gelince, "Bir ejderha tarafından saldırıya uğradı!" diyerek açıklama yaptı. Hemşireler ve doktor Claude'a hemen müdahale ettiler. Neyse ki pençe izleri çok derin değildi. Bu sırada Nubes'in arkasından Arthur da revire koşmuştu. Arkadaşı için çok endişelenmiş ve durumunu merak ediyordu. Nubes sinirle odadan çıktı, gözüne öğretmeni Isaac Shoun'u kestirdi ve bağırmaya başaldı;
- Bu da ne demek oluyor Bay Shoun?! Siz okuldaki öğrencilerin güvenliğini bu şekilde mi sağlıyorsunuz?!
+ Prens'im affedin. Nasıl olduğunu biz de anlamadık.
Isaac Shoun arkasına dönerek "O ejderhanın başında duran muhafızı getirin!" diye emretti. Muhafız, başına gelebileceklerini bildiğinden, çok korkuyordu. Titremesi geçmemişti. Prens muhafıza sordu:
- Anlat bakalım. Bir ejderha, nasıl bir şovalyeye saldırır?
+ Efendim, o ejderhanın sahibi, Komutan Şovalye George Max birkaç gün önce öldü. Kendisi çok yetenekli bir komutandı. Ölümünden sonra ejderhası fazla asabileşti. Bakıcılarına saldırıyor, kendisine yaklaştırmıyordu. Bunun üzerine babanız Kral Fortem, ejderhanın saray dışında bir buz habitatına yerleştirilmesini emretti. Tek boş olan buz habitatı burda diye mecburen buraya naklettik.
- Yine de öğrencilerin güvenliğini sağlamalıydın, o yaralanan çocuğu ejderha hakkında uyarmalıydın! Seni muhafızlıktan alıyorum, artık ahırlarda atların bakımını yapacaksın. Defol!
Prens'in siniri geçmemişti. Tekrar içeri girerken biri yolunu kesti. Arthur, "Ben de girebilir miyim Prens Nubes? Merak ediyorum." dedi. Nubes, kafasını sallamakla yetindi ve içeri girdiler.
Aradan 1-2 saat geçmişti. Öğrenciler dağılmış, Isaac Shoun gitmiş, sadece Arthur ve Nubes kalmıştı. Claude yavaşça gözlerini açtı. Önce nerede olduğunu idrak edemedi. Kalkmak için hamle yaptığında göğsüne saplanan acıyla tekrar kafasını koydu.
- Şş sakin ol. Yaralandın ve şuan revirdesin. Ama korkma, iyisin bir şeyin yok.
+ Nubes?
Claude, yavaş yavaş başına geleni hatırlamaya başlamıştı. Büyük beyaz ejderha, kocaman kanatlar ve üstüne hızla gelen büyük bir pençe!
+ Bana ejderha saldırmıştı. Ölmedim mi?
- Hayır ölmedin ve bil bakalım kimin sayesinde. Tabiki benim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eviata Efsanesi (Gay)
FantasíaGörüşünü engelleyen eller ortadan kalktığında, Claude gördüğü manzarayla bir süre konuşamadı. Sanki bütün Eviata ayaklarının altında gibiydi. Ejderhasıyla uçarken bile böylesine güzel görünmemişti bu topraklar gözüne. Ayışığının katkısı büyüktü tab...