Sabah büyükannenin evi süpürmesiyle uyanmıştım. Telefonumu açıp gözlerim yarı açık saate baktım. Sabah saat 6.30'da bir insan neden evi sürürür ki?Başka boş zamanı olmasa belki olabilirdi ama Allah aşkına bütün gün evdeydi bu kadın! Elektrikli süpürge sesi beynimde yankılanmaya devam ettikçe daha fazla katlanamayacağımı anlayınca yataktan kalkmaya karar verdim.
Çantama tepiştirdiğim okul kıyafetimi çıkarttığıma kırış kırış olduğunu fark ettim ki bu beni hiç şaşırtmadı. Okul eteğim ve tişörtümü elime alıp Yoongi'nin anne babasının odasına geçtim. Ordaki ütü masasında kıyafetimi ütüledikten sonra kahvaltı yaptıktan sonra giymek için kıyafetlerimi yatağa fırlattım. Tekrar kırışıcaklardı ama umrumda değildi.
Merdivenleri zıplayarak indim. Büyükanne elektrik süpürgesini koridordaki dolaba koyuyordu.
"Günaydın büyükanneciğim. Kahvaltı hazır mı?"yapmacık tatlışlığım...."Hayır, bugün sizi kaldırmayı unuttum. Yarın erken kalkıp Han nehrine gideceğiz."
Daha ne kadar erken kalkabilirdik?!
Ayrıca kahvaltı hazırlamadım mı dedi?Neyse ki ailemin sabahın köründe gitmesine ve bana yemek hazırlamamasına alışıktım. Tam mutfağa geçiyordum ki pijamamdan çekip beni durdurdu.
"Ne oldu büyükanne?"
"Git şu serseriyi uyandır."
Asla
"Sen uyandır büyükanne ben hiç uğraşamam."
"Git dedim."
Gözlerimi devirip Yoongi'nin odasına yürüdüm. Yoongi'yi en son uyandırdığımda ki bu da üç hafta önceydi karnıma tekme atmıştı. Ben de ceza olarak rujumla bütün yüzünü boyamıştım. Kaç kere yıkamasına rağmen yüzünde kırmızılık kalmıştı. Delirmişti.
Kapıyı hızla açıp Yoongi'yi korkutmayı planlamıştımki o atlet ve boxer kombiniyle tam karşımdaydı.
"Yaahh insan bir haber verir çıplağım diye ayı!"diye bağırdım.
"Gerizekalı kapıyı açıp hayvan gibi giren sensin, ayrıca çıplak değilim! Şimdi defol!"
Kapısını hızla çarpıp kapattım.
"Beyinsiz, kahvaltıya gel!"
Hızımı alamayıp birde kapısına tekme atıp merdivenleri indim.
Büyükanne kahvaltıyı beraber hazırlamak zorunda olduğumuzu söylemişti. Zorla ona yardım etmiştim. Daha sonra beraber kahvaltı yapmıştık. Yoongi ve büyükanneyi mutfak masasında bırakıp üstümü giyinmek için odama geçtim. Birazcık kırışmış okul kıyafetlerimi üstüme geçirip, dişlerimi fırçaladım. Çok az makyaj yapıp okul çantamı alıp salona indim.
"Ben gidiyorum!"dedim.
"Beni bekle."diye mutfaktan bağırdı Yoongi.
Mutfaktan ikisi birlikte çıktı. Büyükanne elindeki salatalığı Yoongi'nin ağzına sokmaya çalışıyordu. Bu saçma görüntü karşısında gülmeden edemedim.
"Chae bekle,Yoongi ile beraber gidin."
"Tamam." Oflayıp sıkıntıyla Yoongiyi beklemeye başladım.
Yoongi çatasını alıp yanıma gelmişti. İkimiz de kot ceketimizi üstümüze giyip dışarı çıktık.
Ceketlerimizi farklı zamanda almıştık ama renk tonları aynıydı.
Çift gibi duruyorduk ama Yoongi ile benim sevgili olmam çok saçma olurdu. Ve iğrenç. Kusmuk gibi.
Ben Jimin'e aşıktım zaten. Dalin kokulum.