Suga ismini duymamla olduğum yerde kalmam bir oldu.Kızların attığı çığlıklar kulak zarımın patlamasına sebep olurken elimle kulağımı kapattım.
Ayrıca Jackson derken?
Yoksa bizim okuldaki süper yakışıklı, popüler, Yoongi ile kavgalı,ayrıca lisenin ilk günü ayakkabısının üstüne kustuğum Jackson'mıydı?
Vücudumu tamamen sahneye çevirdim. Sahnedeki ışık gözümü acıtıyordu ama umursamadım. Sağdan Yoongi soldan ise Jackson denen herif gelince ortada buluşup erkekçe selamlaştılar.
Yoongi'yi genellikle pijama terlik kombiniyle gördüğüm için sahnedeki yakışıklı hali gözüme garip gelmişti.
Bu Jacskon ayağına kustuğum Jackson'dı!
Onun gibilerin burda takılacağını hiç düşünmezdim. Etrafıma bakınca Bangtan üyelerini bir masanın etrafına sahneyi izlerken buldum. Jimin de ordaydı ve ultra yakışıklıydı.
Hoseok, Jungkook'a birşeyler anlatıyordu. Etrafta bizim okuldan bir kaç kişi daha vardı. Bangtan'ın biraz ilerisinde ki masada ise Jackson'ın tayfası vardı. Bangtan kadar olmasa da onlar da gerizekalıydılar.
Yoongi ve Jackson, dediklerinden bir kelime bile anlamadığım rapi yapmaya başladılar. Önce Yoongi bişeyler söylüyor -ki bu beynimi çalıştırıp biraz anlamaya çalıştığım kadarıyla küfür dolu cümleler- sonra susunca Jackson ona gönderme yapıyordu.
Daha önce izlediğimde Yoongi bu kadar hızlı rap yapmıyordu. Kendini geliştirmişti demek. Ders çalışmak yerine böyle saçma şeylerle uğraşıyordu.
Ailesi duysa onu büyükannesinin yanına gönderip köyde işçi olarak çalıştırırlardı heralde.Daha fazla bu saçmalığa katlanamayacağımı anlayınca bu sefer cidden eve gitmeye karar verdim. Burası bana sadece baş ağrısı veriyordu çünkü.
Son bir kez daha Yoongi'ye baktığımda bir anda gözleri beni buldu. Hemen olduğum yerde eğildim. İnsanların beni ezmeye çalışmasını saymazsak olduğum yerde sonsuza kadar kalabilirdim.
Kesinlikle beni görmüştü.
Eğer şimdi burdan gidersem Yoongi bana kızamazdı. Ayağa kalktığımda Yoongi, Jackson'a bakarak yine hiç bir bok anlamadığım cümleleri bağırarak söylüyordu. Beni bir daha görmesi ihtimaline karşılık ona bakarak ters bir şekilde yürüyerek kapıya ulaşmaya çalışıyordum.
Eğer arkadan görürse turuncu saçlarımdan ben olduğumu anlardı. Bana baktığını hissettiğimde ise yine eğilerek onun göz hizasından çıkabilirdim.
Bu saçma planım, ben arkama bakmadan ters giderken bir kıza çarpmam ve onun üstüne düşmemle bozuldu. Kızın üstünden kalktığımda beyaz renkteki elbisesinin üstündeki kırmızı lekeye baktım. İçtiği içecek üstüne dökülmüştü. Yanındakiler onu kaldırdığında bana ölümcül bakışlar attı.
Onu umursamadan bu sefer düz bir şekilde yürüyerek kapıya doğru ilerliyordum ki saçıma yapışan eller ile olduğum yerde kaldım.Saçımı tutan elleri elimle ayırdıktan sonra arkamı döndüm.
Üstüne düştüğüm kızın plastik bebek gibi yüzü vardı.
"Ne var!"diye bağırdım. Daha doğrusu bağırmaya çalıştım çünkü Yoongi ve Jackson'ın rap kapışması hala bitmemişti.
"Sen! Benim üstümü mahvettin!"
Çıldırmamak için kendimi zor tuttum. Tamam haklıydı ama ben geri geri giderken arkamdan çekilip bana yol verebilirdi.
"İnan bana şuan seninle uğraşamıycam!"