Seulgi bize gülümseyerek bakarken Jimin'in annesi "Ben sana içecek birşey getiriyim Seulgi'cim."diyip yanımızdan ayrıldı.Seulgicim mi?
Eww
Jimin, Seulgi'ye bakarken gözlerinden fışkıran kalpleri görmemek imkansızdı.
Jimin"Noldu,niye geldin?"diye gülerek sormuştu.
Seulgi"Dün şarj aletimi unutmuşum onu almaya geldim. Gelmişken de biraz takılırız diye düşünmüşüm ama sizin işiniz var anlaşılan."gülümseyerek konuştu.
Evet işimiz var eğer sen gelmeseydin belki şuan çoluk çocuğa karışmış bile olabilirdik.
Tamam bu imkansız ama yine de aramızda bir şeyler olma ihtimali vardı.
Ayrıca ne demek şarj aletimi burda unuttum?
İkisi sürekli gülümsüyordu ve ben birazdan buraya kusacaktım.
Annesi elindeki meyve suyuyla yanımıza geldiğinde kapı tekrar çaldı. Annesi kapıyı açmaya gidince Jimin tekrardan konuştu.
"Aslında bizim de işimiz bitmişti."bana bakarak konuştu. Bu bir soru cümlesi gibiydi. Onaylamamı bekliyordu.
Kaşlarımı gökyüzüne kadar kaldırıp ağzımı açarak Jimin'e baktım. Yüzümün aldığı şekli tahmin edebiliyordum.
Ne demek işimiz bitmişti?
Ben buraya geleli yarım saat bile olmuyordu. Ayrıca cuma günü bir şarkı yarışması vardı ona hazırlanmamız lazımdı.Jimin'in annesiyle konuşarak içeri giren kişiye baktım. Yoongi?
Yoongi'nin burda ne işi vardı?
Gerçi dün geleceğim demişti ama ben ciddiye almamıştım.Kafasını kaldırıp bana baktığında birazdan ağlama krizine giriceğimi hissetmiş olucak ki hızlıca yanıma geldi.
Seulgi"Hadi ama Jimin."diyerek ısrar etti. Aralarında bir şey konuşuyolardı ama dinlemiyordum.
Bir anda Yoongi "Şey bizim çok acil bir işimiz var gitmemiz gerek."diyerek beni çekiştirdi.
Jimin'e baktığımda şaşırmış gözüküyordu ama eminim içten içe gidiceğime sevinmişti, artık Seulgi ile ne bok yicekse?!
Annesine el sallayıp kapıya doğru yürüdüğümde Jimin'in odasında kalan çantamı hatırladım. Yoongi'nin kolunu tutup onu durdurduğumda "Çantam, Jimin'in odasında."dedim. Kafasını sallayıp hızlıca merdivenleri çıktığında bende ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım.
Yoongi elinde çantamla geldiğinde beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Jimin'lerin evlerini baya bir geçince kolumu Yoongi'den çekip olduğum yerde durdum. Çantamı yere fırlatıp fazla yüksek olmayan duvara oturdum.
"Hadi ama şimdi ağlayacağım filan deme bana!?"ellerini açarak sinirle soludu Yoongi."Hayır ağlamayacağım!"dedikten dört saniye sonra ağlamaya başlamam da ayrı bir komikti.
Sokağın boş oluşundan dolayı rahatlayarak daha da sesli ağladım. Yoongi iki dakikada bir gözlerini devirerek beni izliyordu. Burda sümüklerim akarken,benim moralim yerin dibindeyken böyle salak şeyler yapması bana hiç yardımcı olmuyordu.
"Peçete ver!"
"Ben de peçete ne arar?"
"Offf çantamın en önüne bak!"ağlamaktan çatallaşmış sesimle bağırdım.
Çantamın en ön kısmında peçete çıkartıp bana uzattığında alıp bütün sümüğümü sildim.
Böyle anlarımda Yoongi'den zerre çekinmiyordum çünkü o benim en rezil hallerimi görmüş kişiydi aynı şekilde ben de onun.