Arabada giderken sürekli camdan dışarıyı izledim. Topun geldiği yer yani alnım biraz şişmişti. Top alnımın sağ tarafına gelmişti. Çok acımasına rağmen hastanelik bir durum yoktu bence.Hastaneye gittiğimizde doktor önemli bir şeyin olmadığını söyledi, kafamın şişkinliği için buz koymamı eğer morarma olursa diye bir kaç tane krem yazdı.
Kızları aradığımda çantamı aldıklarını ama Lisa'da olduğunu öğrendim. Çantamın içinde evimizin anahtarı vardı ve ben eve gidemiyordum. Annem ve babam akşama kadar işte olucakları için kapıda kalmıştım. Neyse ki Yoongi'lerde yedek anahtarımız vardı. Bayan Kim beni Yoongi'lerin evine bırakmıştı.
Kapıyı çaldığımızda Haeun Teyze yani Yoongi'nin annesi kapıyı açtı.
"Hoşgeldiniz çocuklar içeri geçin, yemek birazdan hazır olur."
"Merhaba Haeun teyzecim." Yoongi salağıyla aramız mükemmel olmasa da ailesiyle çok güzel anlaşırdım.
Burası çocukluğumdan beri benim ikinci evim gibiydi.
İçeri geçer geçmez ceketimi koltuğa atıp dolaptan terlik aldım. Terliklerimi giyer giymez mutfağa gittim.
"Aaaa çok güzel kokuyor!"
"Ellerinizi yıkayın Chae, sonra yemeğe gelirsiniz."dedi Haeun teyze. Onun sözünü ikiletmeden yukarı çıktım.
Yoongi odasındaydı. Üst kattaki banyoda ellerimi yıkarken aynada kendime baktım. Alnım birazcık şişmişti ama acısı azalmıştı.
Merdivenleri inerken Yoongi'yi yemeğe gelmesi için kapısını tekmeleyip "Yemek hazır"' diye bağırdım.
Yemeğe oturur oturmaz alnımı yeni fark eden Haeun Teyze:
"Chae! Alnına noldu?""Abartılcak bişey yok ya alt tarafı Yoongi kafama basketbol topu attı."diyip gülmeye başladım.
"Ne! Nerede o serseri?!"
"Yukarıda, çağırdım biraz gelir."dedim.
Ben yemekleri kıtlıktan çıkmışçasına yerken, ağzımdan yemeğin suları akarken Yoongi mutfağa girdi.
"Yavaş ye ayı."diyip gülmeye başladı.
Ona yemek olan ağzımı açtım ve o da bana kusuyormuş gibi yaptı.
Haeun Teyze Yoongi'yi kafama top attığı için azarlarken Yoongi'nin yüzünü keyifle izliyordum.
Annesinin mükemmel azarlaması bittikten sonra Yoongi bana öldürücü bakışlar atıp yemeğine döndü.
Ben yemeğim bittiği için tabağımı bulaşık makinesine koyup oturma odasına geçtim. Koltuğa oturur oturmaz telefonumu cebimden çıkardım. Yoongi gelene kadar dedikodu sayfama biraz bakabilirdim.
Sayfaya girer girmez mesaj kutusuna tıkladım. Herkes yerde iki seksen yatarken ki halimin resmini çekip sayfaya atmıştı. Bu resimlerden birisini paylaşmak zorundaydım. Çünkü paylaşmasam insanlar benden bir ihtimal şüphelenebilirdi. Gelen mesajların hepsini kontrol ettikten sonra en düzgün açıdan çekilmiş bir resmimi seçip altına da "Geçmiş olsun Rose. Herkesin önünde kafana top gelmesi seni üzmüş olmalı :D"Yazdıktan sonra mesajı gönderdim.
Yoongi'nin buraya gelmekte olduğunu adım seslerinden anlayıp telefonu koltuğun öbür köşesine atıp televizyona odaklanmış gibi yaptım.
O tam odaya geldiğinde telefonumun mesaj sesi bütün odada yankılandı.
Mesajı açıp yüzüme şok olmuş ve her an ağlamaya hazır bir ifade yerleştirip telefonuma baktım.
Yoongi tipimden ne olduğunu anlamaya çalıştığına eminim.