Zil çalınca hoca filmi kapatmayıp tenefüste de izlememiz için açık bırakıp kendisi sınıftan çıkmıştı. Ben de mesajın gelmesini bekliyordum. Mina'yı izleyip gülmek istiyordum.Tam bunları düşünürken herkesin telefonu titredi. Sınıftakiler telefonlarını çıkartıp mesajı okumaya başladılar ben de dikkat çekmemek için telefonuma bakıyomuş gibi yaptım, ama gözüm Mina'daydı.
Mina mesajı okur okumaz ağzı beş metre açılmış gözleri dolmuştu. Arkadaşları ne yapıcaklarını bilemez halde ona bakıyordu. Sınıftakiler ise Mina'ya gülüyolardı. Bangtan bile kahkaha atıyordu. Yoongi hariç. O sadece düz bir ifadeyle Mina'ya bakıyordu, ona baktığımı hissetmiş olucak ki gözleri beni buldu.
Gözlerimi ondan çevirip Mina'yı izlemeye devam ettim ağzından tükürükler saçarak bağırıyordu ki bu onu daha da mal yapıyordu. Yoongi bu kızla neden hala sevgiliydi anlam veremiyordum.
"Ya bu kim bu sayfanın sahibini bir bulsam saçını başını yolacağım!"
"Bu videoyu kim çekti delircem ya!"arada küfür de ediyordu.
Arkadaşları daha fazla Mina'nın rezil olmasına dayanamayıp onu dışarı çıkarttılar. Günün geri kalanında Mina bir daha sınıfa gelmedi. Aslında biraz pişman olmuştum o videoyu paylaştığım için ama yine de o gerizekalı Mina'ydı vicdan azabı çekmem saçmaydı.
Eve gidince kapıyı açıp içeri girdiğimde annemin de evde olduğunu fark ettim ki bu normal değildi.
Annem ve babam doktordu. Bütün gün hastanede olurlardı. Küçüklüğümden beri onların sabah erken saatte gidip akşam geç saatte gelmelerine alışıktım. O yüzden annemin bu saatte evde olması garipti.Aynı şekilde Yoongi'nin de babası doktordu. Üçü üniversiteden arkadaşlardı, annem Yoongi'nin annesiyle liseden yakın arkadaştı.
Yoongi'nin annesi öğretmendi, annem Yoongi'nin annesiyle babasını tanıştırmıştı.
"Anne?"
"Rose?"
"Senin bu saatte burda ne işin var?"
"Bugün erken çıktım."
"Peki ben odamdayım."
Tam merdivenleri çıkıyordum ki annemin beni çağırmasıyla geri salona gittim."Efendim anne?"
"Rose, Charin Teyzen'i biliyorsun."
"Japonya'daki mi?"
Charin Teyze annemin çok yakın arkadaşıydı ama üç sene önce filan Japonya'ya taşınmışlardı.
"Evet, işte onun büyük kızı evleniyor."
"Yani?"
Bundan çıkarmam gereken anlam neydi?"Biz baban ve Yoongi'nin annesi,babasıyla beraber onların düğününe gideceğiz."
"Cidden mi?! Anne ben de geliyim nolur!"
Annem kesin bir dille sözümü kesti. "Hayır Rose senin okulun var gelemezsin."
Demek evde tek kalıcaktım. Tamam Japonya'ya gitmeyi ben de istiyorum ama evde tek kalmak daha iyiydi.
"Yani...? Bu evde tek kalacağım mı demek?"
Annem kahkaha atıp geri bana döndü bunda gülecek ne vardı ki?
"Saçmalama Rose evde tabiki de tek kalmayacaksın. Yoongi'lerde kalıcaksın. Başınızda da Miyoung Büyükanne kalıcak."
"Ne!"
Miyeong denen kadın Yoongi'nin büyükannesiydi. Eskiden, çok eskiden biz kreşe giderken Yoongilerde yaşardı.