Sabah gözümü Yoongi'nin klasik horlamalarıyla açtım.
Yorganı ayağımla ittirip yataktan kalktım. Pijamın koluyla ağzımdan akan salyayı silip hala uyumakta olan Yoongi'ye döndüm. Bebek gibiydi. Yüzünde ki yaraları saymazsak tabi.
Saate baktığımda okulun başlamasına biraz daha vakit olduğunu gördüm. Yoongi burda bu şekilde kalamazdı çünkü ailem öğlene doğru eve gelmiş olucaktı. O yüzden Yoongi'yi başka bir yere götürmeliydim. Ama şimdilik bir şeyler yesem fena olmazdı.
Merdivenleri zıplayarak inip mutfağa girdim. Klasik bir kahvaltı hazırlayıp "Yoongi!"diye bağırdım.
İki üç kere daha bağırmama rağmen aşağıya inmiyordu. Oflayıp yukarı çıktım.
Prensimiz hala uyuyordu!
"Yoongi! UYAN!!"
Gözlerini zorlukla açıp bana baktı. Daha sonra ise yorganı kafasına kadar çekip geri uyumaya devam etti. Eğer dün dövülmemiş olmasaydı şu an üstüne atlayıp onu tekmeleyebilirdim.
"Yoongi hadi kahvaltı hazırladım ama~~"tatlı bir sesle konuştum.
"Sen ye ben uyuyacağım."sesi yeni uyandığı için boğuktu. Gülümseyip yorganı kaldırdım.
"Eğer burda kalmak istiyorsan tabiki kalabilirsin ama annemler geldiğinde senin bu halini görürlerse direkt babanı araralar. O yüzden yemek yiyelim sonra seni Namjoon'a götüreyim."dedim.
Namjoon'un ailesi şehir dışında yaşadığı için o tek başına kalıyordu. Yoongi onun yanına gitse hiç sorun olmazdı. Oflayarak yataktan kalktığında ona yardım ettim. Elimi beline yerleştirdim beraber merdivenleri indik. Sandalyesine oturttuktan sonra tabağına kahvaltılık bir şeyler koyup kendi yerime oturdum.
Ben yemeğe başlamıştım ama o beni izliyordu ve yemeğine dokunmamıştı.
"Noldu? Yesene."
"Yardım etsene."dediğinde gülümseyip çaprazındaki sandalyeye oturdum. Çatalını elime alıp peynirinde bir parça bölüp "Ağzını aç." Dedim. Peyniri yerken çok tatlıydı. Şuan yanağında ki morluk olmasa gidip yanağını ısırabilirdim o derece.
"Ne var?"dedi
"Bişey yok."
"Yüzüme neden öyle bakıyorsun?"
"Nasıl bakıyorum."
"Yicek gibi."diyip gülümsediğinde gözlerimi devirdim.
Yemeğini bitirmesine yardımcı olduktan sonra kendi yemeğimi de bitirip yukarımı üstümü giyinmeye çıktım. Okul kıyafetimi giyinip bütün hazırlıklarımı tamamlayıp salona Yoongi'nin yanına indim. Ceketini üstüne giydirdim. Ceketinin yırtık ve kanlı yerleni saymazsak iyi durumdaydı.
Namjoon'u arayıp geliceğimizi haber verdikten sonra dışarı çıktık.
Önceden çağırdığım taksiye binip Namjoon'un evine doğru gitmeye başladık.
Yoongi'nin kıyafetleri kirli olduğu için kirli sepetteydi ve üstünde hala babamın pijamaları vardı. Ona biraz bol geldiği için komik duruyordu. Gizlice resmini çektim.
Namjoon'un evine geldiğimizde parayı ödeyip taksiden indim. Yoongi'de kendi çabalarıyla indiğinde kapıyı çalıp Namjoon'un açmasını bekledik.
Namjoon kapıyı düz bir ifadeyle açtı. Telefonda Yoongi dayak yediğini söylemişti o yüzden haberi vardı.
Yoongi içeri geçtiğinde, Namjoon "Sen de gelsene Rose."dedi.
Kafamı olumsuz anlamda sallayıp "Okula gitsem iyi olur."dedim.
