"Ne yapıyorsun sen burda!"diye bağıran Yoongi, burda görmeyi beklediğim en son kişi bile değildi.
Onu görmem ile ağzımın beş metre açılması bir oldu.
"Asıl senin ne işin var burada?"diye endişeli bir şekilde sordum.
Umarım beni, Jennie ve Namjoon'un resmini çekerken görmemiştir.
"Çocuklarla takılmaya geldik ama büyükannem aradı o yüzden eve gidiyorum. Sen ne yapıyordun?"
"Sizi takip ettim."
Umarım yalanımı yerdi.
"Neden?"
Anlamamış bir şekilde yüzüme baktı.
"Jimin'i izlemek için."
Gözlerini devirip kafama vurdu.
"Yah! Yoongi ne bokum yaptığını sanıyorsun sen?!"benim bağırmamla Yoongi'nin koşması bir oldu.
Bende onun ardından koştum. Koşarken üç kere filan ölüm tehlikesi geçirdik. Çünkü etrafımıza bakmadan koşuyorduk yani ben Yoongi'yi kovalıyordum.
Eve vardığımızda canı daha çok acısın diye tam alnındaki saçlarını çektim. Birbirimizin saçını çekmek hobi olmuştu.
Kapıyı büyükanne açtığında kapıdan ilk kim geçicek diye yaşadığımız küçük bir kavga yüzünden şuan yemek hazırlanmasına yardım ediyorduk.
Çok şükür yemekte sebze yoktu. Makarna vardı.
Yemek yerken büyükanne okul hakkında bir kaç soru sordu. Biz de onu kısa cevaplarla geçiştirip odalarımıza dağıldık.
Annemle kısa bir telefon görüşmesi yaptıktan sonra yatağıma atladım.
Instagram'a girip Jimin'in hesabında dolaşmaya başladım. Paylaştığı her resim telefonumdaki 'Jimin' klasöründe vardı zaten. Jimin'in Bangtan ile birlikte çekilmiş resmine baktım. Hepsi cidden çok yakışıklıydı. Ama beyinleri yoktu. Çok yazık.
Aklıma Jennie'nin gelmesiyle WhatsApp grubumuza girdim. Lisa, Kim Woo Bin'in resimlerini gruba atmış altına birsürü kalp emojisi koymuştu. Gözlerimi devirdim.
Acaba Jennie, Namjoon ile arasındaki şeyi bize ne zaman açıklamayı planlıyordu?
Onları boşverip Yoongi'nin odasına gittim. Kapıyı çalmadan odasına daldım. Kitap okuyordu. Kitap okumak ve Yoongi ikisi çok farklı şeylerdi.
"Sen...Kitap mı okuyorsun?"
"Çık dışarı hatta DEFOL!"diye bağırdığında cidden şaşırdım.
Noluyor ya?
Sinirlenip yatağının kenarındaki komodinde duran su bardağını Yoongi'ye fırlattım. Bardak, göğsüne çarpıp elinde kapağı açık olan kitaba düştü. Kapıyı da hızlıca kapatıp odama girdim. Yoongi ne kadar dengesiz birisiydi.
Yatma hazırlıklarımı tamamlayıp yatağa girdim. Bugün biraz erken uyusam birşey olmazdı. Yarın Jimin'in evine gidicektim.
Acaba evde tek olur muyuz?
Acaba beni öper mi?
Kendi kendime kurduğum bu düşüncelere gülüp kafamı iyice yastığa gömdüm.
Ağzımdaki kuruluk ve çişimin gelmesi yüzünden yataktan kalktım. Yastığımın altındaki telefonumdan saate baktığımda gece 1'i gösteriyordu. Tuvalete girdikten sonra sessizce mutfağa indim. Çeşmeden su doldurduktan sonra içtim. Bir bardak daha doldurup tam odama çıkacağım sırada merdivenlerden gelen ayak sesini duymamla mutfak kapısına saklandım. Hırsız mı vardı?
