Gecenin karanlığında siyah bir araba yolda hızla ilerliyordu ve hızı gittikçe artıyordu öfkesini ve umutsuzluğunu unutmak istercesine hızlanıyordu araba. Bir an önce ulaşmak istiyordu gittiği yere kafasını dağıtmak için ağlayamıyordu istese bile çoktan unutmuştu ağlamayı yada mecbur kalmıştı. Bütün nefreti kendine korkaklıgınaydı direksiyondaki parmaklarını sıkmaktan eklem yerleri beyazlamış etleri kızarmıştı ayağıyla gaza yüklendi ana caddeden ayrılana kadar istediği yere ulaşmaya az kalmıştı istemese bile hızını düşürdü. Ara sokağa girdiğinde arabayı kimsenin görmemesi için kör bir yere park etti başını direksiyondaki ellerinin üzerine koydu derin bir nefes alıp kendini ve ellerini direksiyondan çekti. Gözlerini bir iki saniye kapatıp açtı yüzüne yayılan gülümsemeyle dikiz aynasına baktı elini uzatıp siyah dantel maskeyi düzeltti. Arabanın kapısını açıp ayağını indirmeden koşarak kendisine gelen iki adam vardı biri hızla kapıyı açtı diğeri çoktan eğilmişti.
"Hoş geldiniz efendim."
İkisi de aynı anda konuşmuştu onları bu hali güldürmüştü ilk buraya geldiğinde herkes gülmüştü ona isteği ve yüzündeki maskeden dolayı patronun masasının üstüne yüklü miktar para koyduğunda adamın kalpten gideceğini düşünmüştü hoş öyle şerefsizler ölse de olurdu. Parayı bakıp oturması için yer göstermiş ne içmek istediğini sormuştu zaten adamı şaşırtmıştı maskeyle odaya girerek istediğini söylediğinde ağzı açık ona bakmıştı sonrada baştan aşağı süzmüştü.
"Neden böyle bir şey istiyorsun anladım kadarıyla paraya ihtiyacın yok üstelik senin gibi birisi burada iş görmez."
Tek derdi biraz daha para koparmaktı adamın bilmediği bir şey vardı kimse onunla oynayamazdı yerinden kalkıp kapıya doğru yürümeye başladığında adam panikle biraz önceki aldığı parayı kaybetme telaşıyla onu durdurmuştu.
"Hey bir saniye nereye gidiyorsun daha konuşma bitmedi." yüzündeki gülümsemeyi silmeden adama döndü.
"Seninle vaktimi harcayamam eminim senden daha iyi yerleri olanlarda vardır.
Aldığı cevaba sinirlense de bir şey söyleyemedi kendisi farkındaydı bunun kapıyı açmadan istediğini kabul etmişti.
"Tamam kabul ediyorum ama benimde bir şartım var."
Sırıtarak genç adama bakmıştı kendini kurnaz sanan patron geri dönüp kalktığı koltuğa oturmuştu.
"Kabul şartın ne?." Diyerek bu diğer adamı şaşırtmıştı yine de umursamadı aklı koparacağı ve kazanacağı paradaydı.
"Sana iki ay veriyorum yirmi müşteri bağlamazsan kendine çekip gidersin ve zamanımı boşa harcadığın için bedava çalışmış olursun" Arsız gülüşüyle bakıyordu.
"Tamam benimde bir şartım var."
Adam başını sallamıştı kendi uçuk şartına göre onunda bir şeyler istemek hakkıydı kimse bu kadar kısa sürede müşteri bağlayamazdı.
"Yirmi müşteriden sonra istediğim zaman gelir giderim ve maskemi asla çıkarmam müşteri olsa bile."
Adamın kaybedeceği bir şeyi olmadığından kabul etti hazırlanan kontrata karşılıklı imza atmışlardı adam elini sıkmak için gence uzattığında yüzündeki gülümsemeyi silerek adama bakmıştı.
"El sıkışmayı sevmem özellikle senin gibilerle."
Aşağalanma yüzünden sinirle dişlerini sıkmıştı ama ucunda masaya koyduğu yarım milyon vardı başını sallamakla yetindi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
*****İRİS*****
RomanceHiçbir şey göründüğü gibi değildi.... Aşklar hariç. CİNSEL İÇERİKLİDİR