Dikiz aynasından kendime baktım sadece gözlerimden ve dudaklarımdan oluşan görüntüme beş aydır bu maskenin altındayım 'Garner Thorns' ün isteği üzerine yine birilerinin canını yakmıştım adam tüm varlığını kaybetmişti onu en son şirketimin garajında gördümde bağırıyordu.
' Sen bir insan olamazsın sen bir şeytansın. Şeytanın bu dünyaya getirdiği bir iblis. İnsan maskesinin altında yatan bir ibli....
Daha birçok şey söylemişti benim hatırladığım sadece bunlar ve başına dayadığı silah sonrada ortalığı boyayan kırmızı renk geçirdiğim sinir kırızi odamda kendime geldiğimde tek başımaydım Hactor yoktu sormadım da nerede diye olayın üstünü kapatmaya gitmişti yine bir 'Garner Thorns' ün pisliğini el birliğiyle örtbas ediyorlardı. Kendimi dışarı atmıştım kasadan yüklü bir para alıp niyetim kaçmaktı nereye ve kimden kaçıyordum nereye gittiğimi ne yaptığımı bilmez haldeydim.
Arabanın benzini bittiğinde evimden çok uzaktaydım arabadan inip yürümeye başlamıştım ayaklarımı hissetmeyecek hale geldiğimde kostüm ve maske satan bir magzanın önündeydim camda çeşit çeşit maskeler vardı örümcek adam, demir adam dikkatimi çeken sadece bir tanesiydi magzanın köşesinde cılız ışığın vurduğu yerde cansız mankenin üzerinde olan maskedeydi kostüm siyah bir gelinlikti ama ben maskeye bakıyordum bakıp kalmıştım baktım baktım...
O maskeyi istiyordum nasıl bir kafadaydım bilmiyorum ayağımla kaldırım taşını kırıp camı indirmiştim maskeyi alırken ne güvenlik sistemi ne kamera düşünmüştüm yalnızca o maskeyi yüzüme takmak istemiştim ve takmıştım da sokaklarda o maskeyle dolaşmıştım insanlara denk geldiğimde deli gözüyle bakılmıştım umurumda değildi ben yüzümdeki bu maskeyle özgürdüm . İzbe yerlerden geçerken bu bara denk gelmiştim aklıma ne geliyorsa onu yapmıştım içeri girip stiplizci olmak istiyorum demiştim ertesi gün İristim...
Gece insan olmaya çalışan maskenin altındaki bir iblis stiplizci İRİS...
Vazgeçmedim kararımdan sonunda bara ulaştım yine aynı yere aynı şekilde park etmiştim poşeti elimde arabadan indim her zaman beni karşılamaya gelen adamlar ortalarda yoktu kapıdan girdim bir terslik vardı müzik sesi yoktu ortada koşuşturan kimse yoktu koridordan geçip barın salonuna ulaştım neden barda kimse yoktu masalar boştu normalde bu saatlerde burası kalabalık olurdu. Odama ulaşmak için koridora girdiğimde koridorda gördüğüm kalabalık gurupla karşılaştım Abelin etrafında toplanmışlardı hep bir ağızdan konuşup bağırıyorlardı Abel aralarında kalmıştı uzaktan dinlemeye başladım konuşmalarını beni fark etmemişlerdi.
"Sen bu barın eski çalışanı değilmisin patronun nerede olduğunu bilmiyorsun." Konuşan barmendi.
"Katılıyorum müşterileri bile alamıyoruz içeri." Kapıda bekleyen görevli badigart.
"Arkadaşlar her zaman yaptığınız gibi işimizi yapalım eminim gelir patron."
"Adamın telefonu kapalı neden bahsediyorsun Abel." Bu garson kızdı.
"Lanet olsun paramızı bile vermedi." Garson çocuk.
"Siktir kaçtı bu telefonda kapalı." Sitiplizci çocuklardan biri.
"Sakin olun arkadaşlar gelir pat..."
"Kes sesini Abel."
Barmenin bağırıp Abelin sözünü kesip itmesiyle bu kadar dinlemenin yeterli olduğunu düşündüm.
"Ne oluyor burada?."
"İris..."
Abelin dolu gözlerle bana dönmesini sağlamıştı bağırmam sınırına gelmiş olmalıydı kaç saattir bunlarla uğraşıyordu adımlarımı kalabalığa doğru attığımda hepsi susmuştu Abelin uykusuz yorgun olduğu çok uzaktan bile anlaşıyordu kalabalığın ortasına geçip yanında durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*****İRİS*****
Roman d'amourHiçbir şey göründüğü gibi değildi.... Aşklar hariç. CİNSEL İÇERİKLİDİR