*****Bölüm On Beş*****

418 13 5
                                    

Acılan otomatik kapıdan hızla girdim evin önünde motoru stop ettim eve girmek istemiyorum Hectore beni paramparça olmuş şekilde görsün benim yüzümden sinirlensin üzülsün istemiyorum. Motorun üstünde oturdum bir iki dakika temiz havayı ciğerlerime doldurup boşalttım sabaha kadar burada bekleyemezdim hava çok soğuktu. Daha Hector azarlayacaktı beni motor yüzünden beklemenin faydası yoktu motordan inip anahtarı cebime soktum evin kapısını sessiz bir şekilde diğer anahtarımla açtım. Sessiz olmaya çalışıyordum Hectore yakalanmadan odama girebilirsem tartışmadan kurtulurdum.

Karanlıkta koridorda sessizce ilerledim odama girmek üzereyken koridorun ışığı birden yandı 'işte şimdi sıçtın İvy' tek düşünebildiğim buydu sessizce bekledim konuşmasını ona dönmeden.

"Efendim."

Duyduğum sesle nefesimi bıraktım nefesimi tuttuğumun farkında bile değildim ağır hareketle sesin kaynağına döndüm koridorun başında eli elektirik düğmesinde duran kıza baktım. Adı neydi bunun Medimiydi, Merymidi çalışanlardan bir tek Vendinin adını biliyordum oda bu evde uzun süredir çalıştıgındandı. Onun burada ne işi vardı Vendiden başka geçe kalan olmazdı evde elini düğmeden çekti ne garip bir kızdı.

"Ne var."

Kibar bir cevap olmadı ama kibarlıkta yapacak halimde yoktu üstelik bu kızın tavırları beni sinir ediyordu evde annemden sonra bir tek kadın olarak Vendiyi görmüştüm. Bir iki adımda yanımda bitmiş elini yanağıma koymuştu o kadar hızlı hareket etmişti ki nasıl olduğunu anlayamamıştım bile.

"Siz iyi misiniz efendim çok kötü görünüyorsunuz?."

Bana dokunmuştu benim iznim olmadan bugün ikinci kez oluyordu bu bana sormadan vücuduma dokunuluyordu beynimin içinde bir ses yankılandı.

' İvy Thornsün sen dokunulmazsın ben izin vermediğim sürece kimse sana dokunamaz.' Bu 'Gerner Thorns'ün sesiydi babamın beynimdeki bir düğmeye basmıştı.

Elim kendiliğinden kalkıp kızın boynunu sardı parmaklarım etine batıyordu tek hamlede ayaklarını yerden kesip duvara yapıştırışdım onu dudaklarından kopan çığlığı evde yankılandı. Duvarda sürükleyerek benimle yüz yüze gelmesini sağladım yüzü nefessizlikten kızarmıştı. Elimi daha çok sıktım boynundaki damarlarını kemiğini parmak uçlarımda hissettim küçük bir hamlede kırabilirdim sadece küçük bir hamle. Beynimde bu sefer başka bir ses yankılandı 'Seni seviyorum oğlum.'

Anne...

Dudaklarımdan fısıltı gibi döküldü sinirlendiğimde yada üzüldüğümde annem beni sakinleştirmek için her zaman yanımda olurdu öldüğünde bile değişmedi. Sesi hala kulaklarımda beynimin içindeydi kızın yüzüne yaklaştım gözlerimi gözlerine kenetledim.

"Eğer bir daha bana dokunursan bir dakine boynunu kırarım."

Parmaklarımı gevşetip elimi çektim boynundan yere yığılırken gözlerimle takip ettim ayaklarımın önüne düşmüştü öksürüp nefes almaya çalışıyordu dönüp odamın kapısını açtım. Odama girmeden önce başımı çevirip kıza baktım hala nefes almaya çalışıyordu.

"Beni anladın mı?."

Sakin bir şekilde sordum sesimi duyunca yerinden sıçrayarak başını kaldırdı başını hızla aşağı yukarı salladı odama girip kapıyı kapattım.

Banyomda küvetin içinde soğuk suda oturuyorum şimdi yanan vücudumun biraz olsun soğumasını istiyorum sanki içimde volkanlar patlıyor lavlar vücudumdan dışarı sızıyordu. Küvetteki su soğuktu bunu biliyorum ama vücuduma dokunan su buhar oluyordu sanki burnumdan alıp ağzımdan verdiğim nefes duman şeklindeydi. Çeşmeye uzanıp suyu daha çok açtım su küvetten taşmaya başladı yine de işe yaramıyordu hala yanıyordum. Ellerimi suyun altına uzatım avuçlarıma doldurduğum suyu yüzüme vurdum bir iki üç...

*****İRİS*****Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin