*****İRİS*****

***** Bölüm Otuz Bir*****

Önümde gömleğinin düğmelerini çözmeye başladığında baka kalmıştım gömleği çıkartıp attı pantolonunun düğmesini açtığında panikledim.

"Ne ne yapıyorsun?."

"Soyunuyorum."

Adamdaki rahatlığa bak ben sitipliz yapıyorsun sanmıştım düğmeyi açıp fermuarı indirdi bacaklarından bileklerine kayan pantolonu yutkunarak takip ettim elini baksırına attığında gözlerim yerinden fırlayacaktı.

"Onu da mı çıkaracaksın?." Baksırı bacaklarından pantolonla birlikte çıkartıp attı.

"Sakıncası mı var?."

"H-hayır ne sakıncası olacak ikimizde erkeğiz sonuçta." Saçma sapan bir gülüş çıktı ağzımdan ben ne saçmalıyorum Tanrı aşkın.

"Gazetecileri dert ediyorsan burada olduğumuz kimse bilmiyor sende soyunabilirsin istersen yardım ederim." Bana yaklaştığında çıplak göğsüne ellerimi koydum.

"Ne hayır üşürüm böyle yatarım."

Bana bakıp güldü belime kolunu doladı kendine çekti üzerimdeki pantolon olduğu halde sertliğini hissediyordum.

"Üşümek burada kırk derecelik sıcakta."

"Evet evet çok üşürüm." Başını sallayıp geri çekildi hala gülümsüyordu.

"Sen bilirsin sevişmek istersen buradayım."

Yatağı gösterip beyaz çarşafa uzandı dik aletine bakmamak için başımı cevirdim üşümek mi ben yanıyordum sudağım için mutfağa girdim. Dolabı açıp soğuk su şişesini açıp başıma diktim dolap yiyecekler ve içecekle doluydu bir tane elma alıp su şişesiyle birlikte evin dışına çıkıp kenardan ayakkabılarımı çıkartıp ayaklarımı salladım oturdum. Suyu içip elmayı ısırdım iradesiz değildim üstelik tecavüz edip yüzsüz gibi kabul etmişti pişmanlığı dahi yoktu. Ama tuhaf şekilde ölümü bile göze alarak istemediğim evliliği saatler içinde benimsemiştim. Lion Strong'la konuşmak vakit geçirmek güzeldi peki annesi neden öyle söylemişti oğlumu kurtar diye ağlamıştı elmanın çöpünü boş şişenin içine sokup yan tarafıma bıraktım. Ayaklarımı ileri geri sallıyordum gözlerimi kapattım yüzümü okşayan rüzgarın tadını çıkarttım belime sarılan kollarla omzuma konan başla sıçradım.

"Lion..."

"İvy..."

"Ne yapıyorsun?."

"Sarılıyorum hafızamdaki kaybolan kokunu tazeliyorum." Burnunu boynuma sürtüp bastırıyordu içim titredi annesiyle ilgili soru sorsam cevaplar mıydı?.

"Lion bir şey sormak istiyorum ama yanlış anlama."

"Bana istediğin her şeyi çekinmeden sorabilirsin."

"Annenle aran nasıl." Boynumdaki dudakları kıvrıldı gülüyordu.

"Seninle konuşmalarını duydum." Başımı çevirdiğimde dudaklarımın birbirini buldu. "Senin yaşadığın tüm kötü şeylerde sinir krizi geçiriyordum."

Konuşurken dudaklarım dudaklarına dokunuyordu nefesi nefesime karışıyordu yutkunup denize döndüm çenesini omzuma koydu.

"Sana yardım edememek elim kolum bağlı beklemek sinirlerimi bozuyordu birkaç ayna içki şişeleri içtim kırdım beni böyle gördüğünde işleri bahane ediyordum. Bu yüzden yardım edemediğinden üzülüyordu bir anne çocuğunun gün geçtikçe yok olmasını insanlıktan çıkmasını görmek istemez."