Beş adım atabildim koridorda odanın önünden bir an önce kaçmak için önce başım döndü sonra bedenim titredi dizlerimin üzerine düşmemek için duvara tutundum onun olduğu bölgeden gölgesinin dolaştığı bu alandan bir an önce çıkmalıydım. Gücüm tükendi elim duvardan yavaşça kaydı gözlerimi kapattım düşüşümü görmemek için ben güçlü değildim maskesinin altına sığınmış aciz bir insandım.
Bekledim dizlerimin yere değmesini fayansların sertliğini soğukluğunu hissetmek için sert zemini beklerken güçlü bir tutuş hissettim sonra güçlü parmaklar ve kolumu tutan bir el gözlerimi açtım kurtarıcım kim görmek için başımı çevirdiğimde her zaman yanımda olan tek insanı gördüm. Ondan başka kim olabilirdi ki zaten.
"Hactor."
Fısıltı gibi döküldü ismi dudaklarımdan yüzümde küçük bir gülümseme oluştu dudaklarımda oluşan gülücüğün anlamını bir tek o biliyordu 'minnetkarlıktı adı'. Telaşlıydı...
"İyi misin küçük bey?."
"Hactor bana küç...."
"Vendi su getir hemen."
Bunun anlamı kapa çeneni demekti lafımı yarıda kesmişti Hactorde bende biliyorduk duvarların kulakları vardı gülüşüm solmuştu gözlerine baktım özür diliyordu gözleriyle bir şey söylemedim benim zarar görmemi istemiyordu. Kolumdan tutarak kaldırdı dik durduğuma emin olunca elini çekti bana dokunulması yasaktı bu kadarına bile minettarım düşmeme izin vermedi. Odama gidene kadar yanımda yürüdü düşmedigimden emin olmak için odama girip kapıyı kapatana kadar son gücümde tükenmişti tökezleyince Hactor belime sarılıp destek oldu.
"İvy kardeşim iyi misin?."
"Abi başım."
"Tamam hemen ilaçlarını vereceğim sana."
Yatağıma oturttu bacaklarımı da yatağın üzerine koydu ayakkabılarımı çıkardı odanın içinde dönüp duruyordu.
"İvy ilaçların nerede bulamıyorum."
"Banyoda"
"İlaçların banyoda ne işi var aptal velet elinin altında olması lazım."
İlaçları görmemek için banyoya kaldırmıştım onları içmekten nefret ediyorum ama mecburum ilaç içme şartıyla doktor gözetiminden çıkmıştım kapının çalmasıyla Hactorde banyodan çıkmıştı.
"Gel."
"Efendim suyunuz."
"Masaya bırakabilirsin."
Hizmetçi odadan çıkana kadar ikimizde konuşmadık hizmetçi gidince iki hapı ağzıma tıkmıştı suyuda içirmişti.
"İlaçları ne zamandan beri almıyorsun."
"Sadece iki gün." Bu bir yalandı kimi kandırmaya çalışıyorum ki ben.
"Tanrım."
Neden bana kızıyordu beni bu hale getirene kızsaydı ya öyle yüzüne bakıyordum içimden geçenler anlaması için ve ben konuşmadan beni anlayan tek insandı. Nefesini dışarıya verip yatağıma karşıma oturdu elimi ellerimin arasına aldı yattığım insanların bile bana dokunmasına izin vermiyordum bir tek Hactor hariç. Elimin üzerini parmağıyla okşuyordu yüzünde en çok sevdiğim gülümsemesiyle gülüşü bana annemi hatırlatıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*****İRİS*****
RomanceHiçbir şey göründüğü gibi değildi.... Aşklar hariç. CİNSEL İÇERİKLİDİR