Dolunay nihayet dönmüştü. Dönüşüyle yeniden ortam neşe kazanmıştı sanki bir anda. Onu düşünürlerken ki endişeli halleri mutlu olmalarını ve rahatça gülümsemelerini engelliyordu.
Üç kız Beril'in odasında toplanmış, yatağın üzerinde oturup muhabbet ediyorlardı.
"Anlat nerelere gittiniz, neler yaptınız ve tabiki en önemlisi neden doğru düzgün aramadın?"
Beril soru bombardımanına tuttu Dolunay'ı. Neyse ki bir hikaye çoktan oluşturmuşlardı. Birlikte turnedeydiler. Özel hizmetleri için Dolunay Talha'nın yanında bulunuyordu bu durumda. Yoğun programları dolayısıyla iletişim kurma olanakları olmamıştı. Kızlar yinede bir kaç dakikalığına da olsa aramamış olmasına sitem etmişlerdi. Yinede artık gelmişti ya geçen zaman önemli değildi.
Yaklaşık bir saatlik bir sohbetin ardından Dolunay'ın telefonuna bir mesaj geldi. Talha odasına çağırıyordu. Bu saate ne olabilirdi ki? Normalde mesai saatleri dışında çalışmazlardı. Halbuki bugün onu bir müddet görmemek için dua ediyordu. Buraya kadarmış demek. Bıkkınlıkla yerinden kalktı.
"Hizmet vakti kızlar. Talha Bey beni çağırıyor."
"Ya olmaz ki ama konuşacak çok şeyimiz vardı."
"Ne istiyor ki gecenin bu vaktinde? Saat neredeyse on iki olmaz üzere. Halbuki yasak sanıyordum."
"Bende şaşkınım ama yapacak birşey yok emir büyük yerden."
Üzerine başına çeki düzen verip odadan dışarıya çıktı. Ona ne kadar sinirli olsa da bir yanı hala o son anı yaşanmadan önceki gibi Talha'yla gülüp eğlenmek istiyordu. İçinde kızgınlık ve gücenmişlikle odasının kapısını çaldı. Kapı hızla açılırken Dolunay nefesini tuttu.
"Zamanımız yok o yüzden kısa keseceğim. Yaklaşık yarım saatin var. Odanda yatağının üzerindeki elbiseyi giy, makyajını yap ve beni bekle. Saat on ikiye beş kala seni almaya geleceğim."
"Nereye gittiğimizi bilmek hakkım sanıyorum."
"Sabret. Öğreneceksin. Bu arada lenslerinden kurtul."
Lensler kırmızı gözlerini gizlemek içindi. Yeni vampirler duygularına ve kan arzularına tamamen hakim olamadıkları için kendi göz renklerine sahip olamıyorlardı. Bu olana kadar bir müddet lens kullanmak zorundaydı.
Bu emri vaki tavırdan ne kadar hoşlanmasa da Talha'yla şuan kavga etmeyi hiç ama hiç istemiyordu.
"Tamam hazır olacağım."
Burnundan soluyarak kendi odasına yöneldi. Kapıdan içeriye girdiğinde yatağının üzerindeki kırmızı straplez balık modeli elbiseyi görünce gözleri ışıldadı. Elbise inanılmaz güzeldi. Hemen duşa girip hızla bir dökündü. Saçı neyse ki doğuştan düzdü. Saç kremini sürüp hemen kuruttu. Elbise güzeldi güzel olmasına ama acaba üzerine uyacak mıydı? Zor bir modeldi sonuçta. Kırmızı elbiseyi eline alıp giymeye başladı. İnanılmayacak şekilde üzerine tam oturmuştu. Gülümsemesine engel olamadı. Nasıl olduysa Talha tam ölçülerini bilebilmişti. Gerçi bu biraz da utanç vericiydi. Aynanın karşısına geçip makyajınıda yapınca hazırdı. Boy aynasından son kez kendisine baktı. Yansıyan aksi sanki başka biriydi. Bu yeni hayatında sanırım daha görececeği çok şey olacaktı. Sonsuzluğun sonu yoktu nasılsa...
Odanın tıklatılmasıyla kapıya doğru yürüdü. Derin bir nefes alıp kapıyı açtı. Gözgöze geldiklerinde ikiside konuşmadı. Takım elbisesi içinde çok çekici görünüyordu Talha. Dolunay gözlerini bir türlü ondan alamıyordu. Onun o erkeksi kokusu buram buram burnuna doluyordu.
"Hazır mısın?"
Dolunay evet anlamında başını salladı. Talha, Dolunay'ın elini nazikçe tutup kolunun üzerine bıraktı. Bu an sanki masallardan türemiş gibiydi aynı. İkiside konuşmuyor aralarındaki sessiz gerilim ikisinide sarıyordu. Koridor boyunca ilerlediler. Uzaklardan klasik müzik sesi yankılanıyordu. Aşağıya doğru indiler. Özel salonun kitaplığının önüne geldiklerinde Talha boşta olan elini kitaplıktan bir kitaba doğru uzattı ve birini yerinden oynattı. Kitaplık hareketlendi ve sürgülü bir kapı gibi kenara doğru açıldı. Dolunay şaşkınlıktan konuşamıyordu. Hayretlere gözleri açılmıştı. Ve müzik sesi şimdi daha net duyuluyordu. Aşağıya doğru uzanan merdivenlerden inmeye başladılar. Duvarlara döşenmiş lambalar karanlıkta sanki dans ediyor, başka bir boyuta doğru yürüyorlardı adeta. Nihayet merdivenlerin sonuna geldiklerinde durdular. İki büyük kapının önünde yükseldiğini gördü Dolunay. Kapıda iki görevli vardı. Kapıyı açmak için beklediklerini anlamıştı.
"Şimdi beni dinle Dolunay."
Onun ağzından ismini duymak bir kez daha sırtından sıcak bir ürpertinin geçmesine sebep olmuştu.
"Birazdan göreceklerin karşısında hayrete düşebilirsin. Sakin kalmaya çalış ve yanımdan ayrılmamaya dikkat et."
"Tamam."
"Güzel."
Kapıya doğru ilerlediler ve kapılar ardına kadar açıldı. Dolunay gördüğü manzara karşısında hayretle donakaldı. Talha'nın eli ona destek olurcasına elinin üzerine yerleşmişti. Dolunay önce Talha'nın gözlerine baktı sonra kendisine çevrilen diğer onlarca göze...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri "Günahlar Evi"
VampirosBirbirlerinden başka kimsesi olmayan üç genç kız büyüdükleri yurdu kapanmaktan kurtarmak için "Günahlar evi'nde" çalısmaya başladılar. "Gece yarısı olduğunda asla odandan çıkma." Ve uymaları gereken en önemli kural buydu. İçlerinden birinin kuralı...