Arkadaşlar dün yazmaya başlamıştım ama yorgunlukta bölümü bitiremeden bırakmak zorunda kaldım.
Dilerim bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar 😊...
Talha sevgilisini görmek için kızların odasına gittiğinde kimsenin olmadığını görünce çok endişelenmişti. Egemen ve Arat'ın da kızlardan haberi olmayışı durumun vahametini iyiden artırmıştı.
Önce otel lobisine uğradılar. Buradan bir sonuç alınamayınca otelin güvenliğine başvurup kameraları incelettiler. Kızların otelden birlikte çıktığı otel kameralarında net bir şekilde görülüyordu.
"Nereye gittiklerini zannediyor bunlar bizden habersiz?"
Ofisi aceleyle terkettiler ve gittikleri yöne doğru ilerlemeye başladılar.
Yolda ilerledikleri esnada Talha kulağına gelen seslere dikkat kesildi. Yanılmıyordu bu Dolunay'ın sesiydi. Adamın biriyle muhabbet ediyordu. Kıskançlık vücudunu esir almaya başladığında seslerin olduğu tarafa doğru hareketlendi.
"Hey Talha nereye?"
"Kızları buldum sanırım."
Kumsala indiklerinde biraz ilerideki grubu gördüler. Birkaç kız ve bir kaç erkek ateşin çevresinde oturmuş gülüp eğleniyorlardı. Talha çok sinirliydi ama Egemen'in öfkesinden çekiniyordu. Çünkü onun pek otokontrolü yoktu.
"Egemen sakin ol tamam mı? Sadece kızları alıp gideceğiz. Olay çıkarmaya gelmedik."
Egemen'den ses gelmeyince Talha yinelemek durumunda kaldı.
"Beni duydun değil ki kuzen? Buraya tatile geldik, olay yok."
Egemen sıkkınlıkla cevap verdi.
"Tamam anladık!" Tabi bu Duru'ya ceza kesmeyeceği anlamına gelmiyordu. Başka erkeklerle konuşmakta neyin nesiydi? Üstelik daha önceden tanımadıkları adamlarla(!)
Grubun yanına vardıktan sonra direk kızları tek laf etmeden çekip aldılar oradan. Muhtemelen kızlar geldiklerini anlamışlardı ve sesleri çıkmıyordu. En azından yaptıkları hatanın farkındalar.
"Talha daha ne kadar beni çekiştirmeye devam edeceksin?"
Hayır farkında değiller....
Talha olduğu yerde durdu ve Dolunay'a baktı.
"Cidden mi? Yani biz meraktan kafayı yiyelim ama siz burada gülüp eğlenin. Bu mu yani?"
"Aşkım biz sadece kız kıza birşeyler yapmak istemiştik."
"Kız kıza? Peki yanında oturup muhabbet ettiğiniz o herifler de bu kesime dahil mi?"
"Talha biraz abartmıyor musun?"
"Abartıyorum öyle mi? Ben abartıyorum...(!)"
Talha tuttuğu eli bırakıp otele doğru yürüdü. Dolunay olduğu yerde öylece dikilirken olayın ne kadar saçma bir boyut aldığını düşündü. Sonra aklına gelen fikirle hızla koşup Talha'nın sırtına atladı.
"Dolunay ne yaptığını zannediyorsun?"
"Ne var? Yoruldum olamaz mı?"
"Vampirlerin kolay kolay yorulmadığını bilmesem inanırdım."
"Of tamam iniyorum!"
Dolunay sırtından indiğinde Talha ona doğru dönüp kucağına aldı bu seferde. Dolunay şaşkın bir ifadeyle sevdiği adamın yüzüne bakarken o gülümsüyordu.
"Özür dilerim. Seni bu kadar endişelendirmek istememiştim."
"Bunu sonunda anlamış olamana sevindim. Bir dahaki sefere haber ver yeter."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri "Günahlar Evi"
VampireBirbirlerinden başka kimsesi olmayan üç genç kız büyüdükleri yurdu kapanmaktan kurtarmak için "Günahlar evi'nde" çalısmaya başladılar. "Gece yarısı olduğunda asla odandan çıkma." Ve uymaları gereken en önemli kural buydu. İçlerinden birinin kuralı...