Arat hızla arabasına atladı ve şehre doğru sürdü tam gaz. Kafasında dönen düşünceler...(!)
"Aman tanrım bu nasıl bir tesadüf?"
Gücünü kontrol etmiyor olsa direksiyonu kıracaktı neredeyse. Dakikalar sonunda oldukça eski bir binanın önünde durdu. Arabadan inip saniyeler içinde dairenin kapısına vardı. Olduğu şekilde davranmasında bir sakınca yoktu çünkü bu muhit vampir bir grubun denetimindeydi. Yaşayan bir insan yoktu kısacası. Ve burada olduğunu çoktan bildiklerinden de emindi. Demir kapı yavaşça aralandı.
"Selam Reha. Kayra içeride mi?"
"Evet. Girsene."
Kapıyı açan adam Arat'ın içeriye girmesi için kenara çekildi. Dış görünüşünün yanıltıcı olduğunu içeriye girdiğinizde anlayabiliyordunuz ancak. Dairenin içi en pahalı antikalarla süslenmişti. Sahibinin yaklaşık iki bin yaşını geçkin olduğunu hesap edecek olursak şaşmamak lazımdı.
"Hey! Naber dostum?"
Salonun diğer ucunda koltukta yayılmış bir vaziyette oturan adam Arat'ı görünce sevinçle ayağa kalkmıştı. Bu ikili çok uzun bir süre birbirine yoldaşlık etmişlerdi. İki adam karşı karşıya gelince erkeklere özgü bir şekilde sarıldılar.
"Geç otur ayakta kalma. Eee söylesene hangi rüzgar attı seni buraya?"
Arat başıyla kapıda duran adamı işaret etti. Kayra bir bakışla adamı dışarıya yönlendirmişti.
"Mesele nedir?"
"Miyase'nin kızı."
Kayra'nın şaşkınlıkla gözleri irileşirken kekeledi.
"Na..nasıl? Nerede? Öldüğünü zannediyordum."
"Bu kız o değil başka birisi. Nasıl oldu bilmiyorum. Ama sanırım kız kesinlikle onun."
"Miyase'nin başka kızı olduğunu bilmiyordum. Dost mu düşman mı?"
"Düşman olduğunu zannetmiyorum. Zira..."
Kayra arkadaşının yüzünde oluşan saçma gülümsemeyi görünce ne mana çıkarması gerektiğine karar veremedi.
"Zira ne? Ne diye gülüyorsun be adam söylesene(!)"
"Şimdilik bir ölümlü olarak kediyi bile incitebileceğini zannetmiyorum. Benim evde ve hatta özel hizmetlim olarak çalışıyor."
"Oha oha oha! Sen koskoca Miyase'nin kızını kendine hizmetçi mi yaptığını söylüyorsun? Umarım ona iyi davranıyorsundur yoksa başın büyük belada demektir. Bir dakika bu arada sen ölümlü mü dedin?"
"Evet aynen öyle. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir şekilde gerçek kişiliği bastırılmış."
"Miyase akıllı bir varlık. Elbet bir planı vardır. Sanırım sen ve kuzenlerin de bu planına dahilsiniz."
Arat düşünceli bir şekilde oturduğu koltukta arkasına yaslandı. Kayra hızla yanına oturup eliyle Arat'ın dizine vurdu.
"Söylesene güzel mi bari?"
"Kayraa!"
"Upss bu kadar öfkelendiğine göre... Aman Allah'ım yoksa sen ona aşık mı oldun? Hahahah işte buna gülmekten ölebilirim."
"Denyo gibi konuşma Kayra. Ben tekrar aşık olabileceğimi zannetmiyorum. Hele onun Miyase'nin kızı olduğunu düşünürsek bu imkânsız." Hira'dan sonra başka birisi imkânsız...
"Neden imkânsızmış? Seni terk edip gideceğinden mi korkuyorsun?"
"Şu konuyu artık kapatabilir miyiz? Hadi bana bir içki ısmarla."
"Hay hay. Bizim mekâna gidelim o zaman. Ne zamandır ortamlara karışmıyorduk birlikte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensleri "Günahlar Evi"
VampiriBirbirlerinden başka kimsesi olmayan üç genç kız büyüdükleri yurdu kapanmaktan kurtarmak için "Günahlar evi'nde" çalısmaya başladılar. "Gece yarısı olduğunda asla odandan çıkma." Ve uymaları gereken en önemli kural buydu. İçlerinden birinin kuralı...