MMS || 17. Bölüm - Mesaj

477 14 0
                                    

•Emir'den•

"Anne, öğleden sonra sana gelelim diyorum, ha? Nasıl olur?"

"Tabii kızım, hem dün düzgünce konuşamadık. Levent abi'n de özledi kerataları. İyi olur. Emir ile de laflar biraz Levent, canı sıkılıyor."

"Anne ben geleceğim, Emir'siz."

Dedi Feriha, kararlılıkla.

"Kızım sizin aranızda bir sorun mu var?"

Sanem hanım şüphelenmişti. Feriha asla böyle davranmazdı.

"Anne gelince konuşsak?"

"İyi, ta-tamam, tamam gelince konuşalım. Hadi görüşürüz ozaman az sonra."

Dedi Sanem hanım ve kapattı. Feriha ise önce çocuklarını yedirdi. Onlar yedikten sonra onları oyun oynamaya oyun odasına gönderdi ve kendisi etmeye başladı kahvaltısını.

*****

Sabah kalktığımda ve yanıma baktığımda kimse yoktu. Feriha erken kalkmıştı anlaşılan. Bende kalktım yataktan ve odamızda ki banyo'ya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadım ve oda'ya tekrar dönüp oturdum. Boş boş baktım etrafa, sonra annem'in resmini tekrar aldım elime.

"Günaydın güzeller güzeli annem, günaydın."

Dedim resmi öpüp yerine bırakarak. Daha fazla beklemeden ve üstümü değişmeden indim aşağı'ya. Efe ve Ensar oynuyorlardı.

"Günaydın babaaaa!"

"Babacııım günaydın!"

Dediler, bende onları teker teker öpüp;

"Günaydın aslanlarım benim, günaydın."

Dedim. Mutfağa ilerlediğimde Feriha yemek masa'sını topluyordu. Bensiz mi etmişlerdi kahvaltı'yı?

"Günaydın?"

Dedim sorgulayıcı bir şekilde.

"Günaydın."

Dedi o da soğuk bir ses tonu ile. Ne oluyordu?

"Ne oluyor Feriha?"

"Birşey olduğu yok."

Dedi bana soğuk bir tavırla.

"Ne bu tavırlar? Küs müyüz?"

Dedim iğneleyici bir ses tonu ile.

"Yoo. Ben gayet normal'im."

Dedi yine soğuk bir ses ile.

"Bu mu senin normal halin? Feriha sen niye böyle tavırlısın? Dökül bakalım yine ne yaptım acaba.."

Dedim bende ısrar ederek. En sonunda yüzünü bana dönmeyi başardı.

"Ben tavırlı falan değilim Emir'cim. Sadece, artık sen bana nasılsan, bende sana öyleyim."

Dedi, sinirlendiğini belli ederek. Bu neydi şimdi ya? Bu neydi yani? Doğru mu anladım ben? 'Ben ona nasılsam o da bana öyle olacak' mı? Ben bu işten yine birşey anlamadım?

"Anlamadım açık konuşur musun?"

"Bunda açık konuşulacak birşey yok.-"

"Yüzüme bakarak konuş!"

Dedim elimi önümde ki masaya vurarak. Artık sinirlenmiştim bu beni yok sayma çabalarına.

"Ne oluyor ya?! Ne bu tavırlar? Bana bağıramazsın sen böyle, kendine gel!"

Dedi yüksek sesle bana dönerek.

"Bundan sonra böyle Emir, sen bana nasıl davranıyorsan, bende sana öyle davranıyorum. Ha beğenmiyorsan da kapı orada!"

O ses SENSİN! Mr. & Mrs. SarrafoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin