MMS || 34. Bölüm - Feriha'dan - Yeni mi başlıyoruz, yoksa bitiyor muyuz?

239 8 0
                                    

Feriha'dan

Emir'den dinlediniz değil mi olayları. Sıra bana geldi tabii. E ne yapayım bende boşanmayı bekliyorum çaresizce. Ulaşamıyorum Emir'e, telefonu dahi yok bende. Koray desen zaten çıt çıkmıyor ondan. Çocukları getirip götürüyor. Dün konser'i vardı. Ben gitmemiştim ama çocukları almaya gelmişti Koray'la Hande. Aslında gitmek istedim ama beni artık istemeyen bir adam'ın konserinde ne işim var ki? Bir aydır görmüyordum Emir'i. Ne sesini duymuştum, ne yüzünü görmüştüm. Anca bugün magazin'de gördüm işte yüzünü. İşte gazetede, internette okuduğumuz haberler kadar haberdarım kendisinden. Güzelliğine güzellik, yakışıklılığına yakışıklılık gelmişti sanki. Beni bırakmak iyi geldi, ayrı eve çıkmak yaradı ne yalan söyleyeyim. Demekki bende sıkıyor muşum Emir'i 5-6 senedir. Neyse. Kalkayım da çocuklara kahvaltı felan hazırlayayım en iyisi. Salak salak düşüncelere kapılıyorum yoksa.

"Annee!"

Diye bağırdı Ensar. N'oluyor ya? Yine mi kavga ediyorsunuz oğlum ya. Şu son bir ay'da bunlar da iyice hırçınlaştı. Kendi stress'im bir yandan, onların stress'i bir yandan. Valla bir gün küt diye bayılıp düşeceğim o olacak. Ben de etten kemikten bir insanım ya, acıyın bana.

"Oğlum ne oldu?!"

Odamdan geri bağırdım. Oyun odasındalardı. Yine kavga mı ediyorlar? Evet evet, 'ya bıraaaak!!' diye bir ses geldiğine göre.

"Efe oyuncağımı aldı anneeeee!!"

Hay Allahım ya, bi durun be! Ne kavgası daha gün yeni başladı. Yanlarına gittim. Başka ne yapabilirim ki anne olarak?

"Neden kavga ediyorsunuz siz yine?"

Yorgun çıktı sesim. Yaşadıklarımdan bitap düştüm. Tek başıma bu çocuklarla, bir de karnımdakiyle baş etmek hayli yoruyor beni. Sanki bir ayda 10 yaş birden yaşlandım. Öyle hissediyorum. Bulantılarım desen hala geçmedi, hamile olmama rağmen zayıfladım da bir yandan. Doktor endişeli ama elimden ne geliyor ki.. Bende endişeliyim evet, bebeğimi kaybetmek istemiyorum ama elimden bişey gelmiyor, iyi değilim. Yalandan da iyi rolü yapamam kimseye kusura bakmayın.

"Efe? Oğlum neden paylaşarak oynamıyorsunuz? Kardeşin o senin, oynamak istiyor o da."

Dedim ama birbirleriyle didişmekten dediğimi duymadılar bile. O kadar yorgundum ki bıraktım onları kendi hallerine.

"Ne haliniz varsa görün, yoruldum artık, yeter."

Gözlerim doldu. Ağlayacak mıydım yine? Bu hormonlar hiç iyi gelmiyor bana, hiç! Normalde asla böyle kavga edemezlerdi, baba'ları evde olunca mesela. O zaman bende güçlü olurdum. O ayırırdı çocukları sakince, çocuklar ondan çekinirdi, ama severlerdi de. Beni dinlemiyorlar ki! Kahvaltı hazırladım onlara ve çağırdım. Yediler güzelce. Sonra da ortalığı toparlamaya başladık onlarla derken.. Kapı çaldı.

"Kim ki bu ya?"

Titrek sesimle konuştum kendi kendime. Kim olacak? Emir gelecek değil ya. Ya annemdir, ya da Hande. Çocuklara döndüm. Bana masayı kaldırmama yardım ediyorlardı.

"Çocuklar hadi siz oynamaya gidin, ben hallederim buraları. Yardımlarınız için de ayrıca teşekkür ederim!"

Az çok gülmeye çalışarak söyledim bunu. Onlar da beni öptükten sonra tekrar oyun odalarına gittiler. Bende fazla oyalanmadan kapıya kadar ilerledim. Açtığımda annem vardı karşımda.

"Anne? Sen miydin."

Doğru ya. Adliyeye gideceğim diye çağırmıştım onu, çocuklarla kalsın diye.. Boşanıp gelebilmek için.

O ses SENSİN! Mr. & Mrs. SarrafoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin