MMS || 35. Bölüm - "Göğe Bakma Durağı"

343 9 4
                                    

•Emir'den•

Anlamıştım. Bana çok kırılmış, benim onu unuttuğumu sanmıştı. Magazinde gördüğü görüntülerin tamamı yalandı oysa ki. Orda gördüğü Emir gerçek değildi ki! Tamamen sahte bir Emir'di. Mutluluk rolüydü orda gördükleri. Ama anlatsam anlamazdı ki! Bana şu an çok ama çok  sinirliydi, inanmayacak biliyorum. Kaç yıllık karım o benim, tanımaz mıyım onu.. O yüzden fazla üstelemedim ve  mübaşirin bize seslenmesiyle o önden, ben arkadan mahkeme salonuna girdik. Ben ona gerçekleri anlatacak zamanı biliyordum. Arkamızdan Hande ve Koray da yetişti. Avukatlarımız da burdaydılar. Yerimizi avukatlarımızın yanında aldık. Hakim başladı duruşmaya.

"Tarafların hazır bulunarak, boşanmayı anlaşmalı olarak gerçekleştirmek istediklerini bildirmeleri üzerine, duruşmanın tahkikat duruşması olarak yapılmasına karar verildi."

Karşıma baktım. O kadar güzel olmuştu ki, makyajı, saçı, kıyafetleri, o kadar yakışmıştı ki her şey ona. Özlediğimi anladım. Onu gerçekten özlediğimi anladım. Aslında boşanmak istemediğimi de anladım. Bize yazık olacaktı çünkü boşanırsak. Gerçekten bize yazık olacaktı. Bize ve çocuklarımıza. Hakim devam etti.

"Dava dilekçesi okundu. Tarafların dosyaya sunduğu anlaşma protokolü başlıklı anlaşma metni okundu."

Hakim Feriha'ya döndü. Önce ona soracaktı galiba sormak istediğini.

"Davalı Feriha Sarrafoğlu. Dosyaya sunmuş olduğunuz anlaşma protokolü başlıklı metinden başka bir talebiniz var mı?"

Feriha bana baktı önce. Yüzünde ki hüzün'ü burdan bile hissedebiliyordum ve bu bile içimi soğutmaya yetiyordu. Neredeyse ağlayacaktı, o kadar kötü görünüyordu. Ayağı kalktı Feriha ve kendini konuşmaya hazırladı.

"Hayır, yok hakim bey."

Demekle yetindi. Bense düşünmeye başladım. Şu an karar vermeliydim ne yapıp ne yapmayacağıma. Bu cevabına göre Feriha gerçekten bizden vazgeçmişti. Evet davayı ben açmıştım ama pişman olmuştum işte. Onsuz şu bir ay bile geçmek bilmemişti. Tekrar gözlerini bana çevirdi ve çaresizce sandalyesine tekrar oturdu, sanki kaderine razı geliyormuş gibi. Hande ve Koray ise pür dikkat bizi seyrediyorlardı. Onlar da istemiyordu boşanmamızı, Koray zaten dün üstüne basa basa söylemişti bunun yanlış bir karar olduğunu. Ben bunu nasıl düşünememiştim ki! Hakim bey bana döndü.

"Siz, davacı Emir Sarrafoğlu, dosyaya sunmuş olduğunuz anlaşma protokolü başlıklı metinden başka bir talebiniz var mı?"

Ayağı kalktım. Düşündüm. Biraz da sessiz kaldım. Salonda ki herkes bize bakıyordu. Bana bakıyordu herkes meraklı gözlerle. Nasıl bir hamle yapacağım merak konusuydu. Bense Feriha'ya baktım. Hayır, bu salak davayı evet ben açmıştım ama ondan vazgeçmeyecektim. Gözlerini kaçırdı benden. Bende çaresizce hakim bey'e döndüm cevabımı vermek adına. Sonra kısa süre avukatıma baktım. Herkes benden cevap bekliyordu. Ani bir karar aldım ve konuştum.

"Var hakim bey."

Dediğim an bütün gözler bana çevrildi. Feriha şok içinde, diğer herkes ise hayretler içinde bana baktı. Geç te olsa aklım başıma gelmişti ve böyle bir sonu haketmediğimiz aklıma gelmişti. Devam ettim sözlerime.

"Ben karımı seviyorum. Ve ondan boşanmak istemiyorum."

Dememle Feriha daha büyük bir şok yaşadı. Sessizce Koray'ın;

"İşte bu be kardeşim, işte bu."

Dediğini duydum. Bu verdiğim karar doğru bir karardı. Karımı sevdiğim bir gerçekti, boşanmak istemediğim de bir gerçekti. Kolay kolay bırakmayacaktım onu ben. Şok içerisinde ayağı kalktı Feriha.

O ses SENSİN! Mr. & Mrs. SarrafoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin