MMS || 36. Bölüm - Evde ki misafir..

975 10 0
                                    

Emir'den

Şiir okumam onu keyiflendirmişti elbette ama bu uzun sürmedi tabii, çünkü bu onu sakinleştirmeme yetmemişti, ve göründüğü üzere yetmeyecekti de. İşim zor olacak bundan eminim. Ama ne demişler? Zor'u başarırız, imkansız birazcık zaman alır!

"Beni sana artık bu şiirler bile bağlamıyor Emir anlamadın mı hala? Evet bu benim, bizim en sevdiğimiz şiir, ama kalbimin kırıklığını onaracak kadar beni heyecanlandırmıyor artık!"

Dediğinde bu söz kalbime bir ok gibi saplansa da vazgeçmeyecektim. Ben ailem için, çocuklarım için, aşkım için savaşacaktım. Aptallığım uğruna evliliğimden, ondan vaz geçemezdim. Evet bunu 1 ay önce düşünmeliydim. Sizin de 'o zaman nerdeydin lan deyyus!' Dediğinizi duyar gibiyim ama bende böyle bir hıyarım ne yaparsın. Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan sonradan! der, Ahmet Kaya'ya selam ederim. Selam olsun benim gibi hep aklı sonradan başına gelen herkese!

"Çok kızgınsın bana biliyorum,-"

Dememe kalmadan yüzünü sinirle bana döndü. Buraya gelmem, onunla konuşmak istemem ona iyi gelmemişti ama ben bunu yapmak zorundaydım. Kendim için, çocuklarım için. Onun için bile. Anlamayarak;

"Kızgın?! Sana sadece kızgın olduğumu düşünüyor olamazsın!"

Dediğinde şaşırdım. Anlamayarak baktım ona. Neden böyle dediğine bir anlam yüklemeye çalışırken sert bir şekilde tekrar konuştu. Sinirlendiğinde tam sinirlenir bizimki. Tersi pistir yani, bilirim.

"Bunu bile anlamamışsın bak. Boş versene. Sen daha karının neye 'kızıp' neye 'kırılacağını' ayırt edemiyorsun."

Alaycı bir ses tonuyla bunu söyledi bana.

"Ben seni çok kırdım farkındayım. Her defasında özür dileyip tekrar tekrar aynı hatayı yaptığımın da farkındayım. Ama anla beni. Sensiz bir hayat, bir yaşam, bir ev düşünemiyorum. Sana öyle alıştım ki. Varlığın bile bana iyi geliyor Feriha. Ben anladım ki sensiz bomboş, vasıfsız herifin tekiymişim. Senmişsin beni tamamlayan diğer yarım, sizmişsiniz. Gel eski mutlu günlerimize dönelim, sen, ben, ikizler, yoldaki bebeğimiz. Kocaman bir aile olalım. Tıpkı eskisi gibi."

"Bu havalı sözler, süslü cümleler beni burda hamile halimle bırakıp giderken nerdeydi? Kaç sefer aşerdim, kaç sefer midem bulandı, kaç sefer bayılacak gibi oldum ama yoktun. Ensar ateşlendi, hastaneye götürürken nerdeydin söylesene? Ruhun duydumu burda yaşadıklarımı? Çektiklerimi? Biliyorum sana inanmayarak seni çok kırdım, iftira attım bunun da telafisi olamaz ama cezam yalnız bırakılmak mıydı? Hiç sanmıyorum. Eskiler bitti, mazide kaldı. Sen bende ki bütün kredini tüketmiş durumdasın farkında değil misin? İstemiyorum artık, yoruldum, bunaldım. Takatsiz kaldım. Anla beni, n'olur anla. Daha fazla üsteleme."

Dediklerinin her bir zerresinde haklıydı. Ve ben yine sus pus kalmıştım.

"Diyecek bişeyin olmadığına göre. Gidebilirsin."

Dediği anda telefonu çaldı. Arkasını döndü ve benim meraklı gözlerime aldırmadan telefonu fazla bekletmeden açtı. Oysa ben arasam açmaz bile. Kıskançlık mı seziyorum? Asla! Kendi kendime mi konuşuyorum ben deli gibi? Deli ettiniz beni deli, sonum Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi olacak demedi demeyin.

"Efendim? ... İyi diyelim iyi olalım, sen nasılsın? ... Yok, boşanamadım bir aksilik çıktı.. ... Ya ben kendimi pek iyi hissetmiyorum, sonra görüşsek? ... Tamam, tekrar kusuruma bakma olur mu? ... Hiç önemli değil, seninle konuşmak bana da iyi geliyor. ... Tamam, görüşürüz yine, konuşuruz. ... Güle güle."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

O ses SENSİN! Mr. & Mrs. SarrafoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin