''İyi misin?'' diye sordu Mia ve ellerini yanaklarımın üzerine koydu.
Onun bana dokunması beni daha iyi hissettirmişti. Teninin hafif sıcaklığı beni daha iyi yapıyordu.
-Sen sesin ve dokunuşların, dedim. Yorgunca.
-Evet ben melez değilim yada ikisinden biri. Şifacıyım.
"Yani aynı odadayız seni yiyeceğimden falan korkmuyor musun?" dedim. Kaşlarımı kaldırarak.
Ellerini suratımdan çekip bacaklarının üstüne koydu;
"Sanırım hala insansın değil mi ?"dedi gülümseyerek.
Gülümsemesi bile insana huzur veriyordu. Ayağa kalktı yatağımın hemen kenarındaki ahşap dolabı açtı.
"Artemis ile hemen görüşmen gerekiyor. Derslerin başlamasına 2 saat kaldı. İlk gün derslerini kaçırmak istemezsin değil mi? " dedi dolabımı karıştırırken.
-Şeyi sormayacak mısın?
Bana döndü "Neyi?"
-Yani biliyorsun ben... Biliyor olmalısın ve az önce çığlık çığlığa bir kabustan uyandım.
Beline kadar inen simsiyah, dalgalı saçlarını bileğindeki tokayla tepeden atkuyruğu toplarken
-Biliyorsun daha birbirimizi tanımıyoruz yani bana anlatmak istediğinde anlatırsın. Seni bunun için zorlayamam.
-Sanırım kendimi gece evi serisindeki Zoey gibi hissediyorum.
Dolaba tekrar döndü -İlk günün bugün Zoey. Güzel ve hoş görünmelisin bilirsin ilk günler önemlidir.
Dolabımı incelemeye başladı. Türkiye'den getirdiğim kıyafetler vardı sadece. Bir kaç dakika sonra. Siyah bir dar paça kot pantolon, siyah gömlek ve kalın düz siyah kemer çıkarıp bana uzattı. Bende yatağımı hızlıca toparlayarak, giysilerimi yatağın üzerine bıraktım. Ben bunları yaparken;
"Duş aldıktan sonra bunları giymelisin bence. Ayakkabını ve saçlarını duştan sonra ben hallederim. Bir de senin için bir alışverişe çıksak hiç fena olmaz." dedi gülümseyerek ve yatağımın ayak ucundaki kapıyı gösterdi. "İşte banyo orası" dedi. Bu sırada aklıma hiç paramın olmadığı gelmişti. Su alacak param bile yoktu.
-Havlular?
-Banyo dolabında var merak etme.
Banyoya girdim. Alafraganda bir tuvalet, küçük bir duşa kabin, iki küçük dolap ve aynalı bir lavabo vardı. Kabine girip, yaklaşık otuz saniye kadar süreden sonra suyun ısısını ayarladım. Kabinini içinde duvarda üst üste dizilmiş 6 raf vardı. İlk üç raf dolu, alttaki üç raf ise boştu. Boş olan raflar benim olmalı diye düşündüm parlak zekamla.
Daha sonra suya girdim. Sıcak suyun tenimi ıslatmaya başlamasıyla birlikte bir rahatlama hissettim. Sanki çok uzun zamandır duş almamışım, hatta sanki yıllardır temiz su yüzü görmemişim de şimdi ölmüş de cennete gelmiş ve bana ilk olarak "Hadi artık temizlenebilirsin" demişler gibiydi.
Vücudumu, saçlarımı iyice yıkadıktan sonra iyice kurulanıp banyodan çıktım. Banyo dolabının içinde paketlenmiş halde duran diş fırçaları ile dişlerimi fırçaladım. Normal şartlar altında kendi evimden başka bir yerde rahatça banyoyu kullanamaz, duştan rahatça havluyla çıkamazdım ama şuan üzerimde öyle bir rahatlık vardı ki sanki ben hep buradaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ AKADEMİSİ -DİLHUN'UN EFSANESİ
ChickLitGençtim yani toydum. Başka hiçbir seçeneğim yoktu. Daha doğrusu başka hiçbir seçenek bırakmamışlardı. Kandırılmış mıydım ? Belki de. Yinede günden güne alevleniyordu intikam ateşi. Kim bilir belki de küllere dönüşecektir bu ateş. Fırtına öncesi sess...