CADI AVCILIĞI

3.4K 128 22
                                    

Vay be... Bakıyorum da o zamanlar lise sınavlarıma hazırlanıyormuşum. Buralara öyle yazmışım bölümlerin geç gelmesine sebep olarak. Şimdiyse vizelerle, finallerle uğraşıyorum. Vize haftam daha yeni bitti. Zaman ne kadar çabuk geçmiş...

********

Neyin haritası olduğunu anlamam bir kaç saniyeden uzun sürmemişti. Bardaki, kendini beğenmiş gülüşüyle, beni tekrar kendine çekerek üzerimdeki kazağı tek seferde yırtıp attıktan sonra doğum lekeme tırnaklarını geçirdi. Sanki tırnakları derimin altına kadar işliyordu. İşlem devam ettikçe ikimizinde canı yanıyormuş gibi görünüyordu. Sanki tüm enerjim bedenimden yavaşça çekiliyordu. Tüm gücüm tükenmek üzereydi. Ben bayılmak üzereyken, adam elini çekti. Yere yığılıp, boylu boyunca uzandım. Ondan sonrası yoktu. Karanlıktı.

********

                    Gözlerim sanki bana ait değilmiş gibiydi, bembeyaz bir tavana bakıyordum ama sanki bana ait olmayan gözlerle bakıyordum ve omzumun yanışını hala hissediyordum. Bu da bana uyanık olduğumu, ve kendimde olduğumu gösteriyordu. Nerede olduğumu anlamak için başımı kaldıramayacak kadar yorgundum. 

Normal konuşurken oldukça kısık gelebilecek ama şuan beynimin içinde yankılanan ama yinede huzur verici endişeli bir ses ''İyi mi, iyi mi, iyi mi? diye tekrar tekrar soruyordu. 

Sesin geldiği yöne doğru başımı hafifçe çevirdim. Hemen baş ucumda oturan Artemis'i ve Mia'yı gördüm.

Şuan nerede olduğum, buraya nasıl geldiğim yada neler olduğu umurumda değildi onlara bakınca aklıma ilk olarak Meftun gelmişti.

"Nerede o?" dedim zar zor, yutkunarak.

Mia, biraz sola doğru kayınca karşı yatakta tüm o sevimliliğiyle uyuyan Meftun'u gördüm ve başında benim yaşlarımda çok güzel bir kızı.

 Meftun'un alnındaki terleri beyaz bir bezle nazikçe siliyordu. Terleri sildikten sonra alnına bir öpücük kondurdu. Sevgilisi olmalı diye düşündüm.

"Bir yer bulma büyüsü yaptılar. Biliyorlar." dedim Meftun'a doğru bakarken.

 Artemis, bir anne şefkatiyle saçlarımı okşamaya başladı. "Biraz daha kendine geldiğin zaman konuşuruz'' diye fısıldadı. Sesinde huzur verici tarif edemediğim bir yumuşaklık vardı.

Mia'ya döndü. Bakışmayla konuşuyorlarmış gibi birbirlerine baktılar. Bu kısa süreli bakıştan sonra Mia, suratımı ellerinin içine alıp okşadı. Okşadıkça yüzüme bir sıcaklık yayılıyor ve göz kapaklarıma tatlı bir yük biniyordu. Mia yüzümü okşadıkça kendimi uykuya bırakıyordum.

Uyandığımda kendime gelmiştim. Yeniden dinçtim. Ne ağrım vardı ne de sızım. Artemis hala başımda bekliyordu ancak yanındaki sandalye boştu. Mia yoktu. Meftun hala karşı yatakta uyuyordu. İlk iş olarak her şeyi anlattım. Cadının sürekli zihnime girişini, barda olanları, bir kaç sefer zihnimden atışımı.. Her şeyi anlattım.

Anlattıklarım bittiğinde, Artemis fazla şaşırmış gibi görünmüyordu. Sanki zaten bunların olacağını, olduğunu biliyor gibiydi ancak yinede endişeliydi. Çatılmış kaşlarla boşluğa bakışından ve suskunluğundan bu anlaşılıyordu.

"Zihnime girmesini engelleyebilir misiniz?" diye sordum.

"Engelleyebiliriz." dedi Artemis. Hala bana bakmıyordu.

"Hızlı olmalıyız bir şeyler yapmalıyız. Artık biliyorlar çoktan onları bulmaya gitmişlerdir bile." dedim endişeyle. Bir anda paniklemiştim.

-Hayır. Biraz daha vaktimiz var. Bekleyeceklerdir.

-Neyi?

-Yıl dönümünü. Yıl dönümü ve ay tutulması.

MELEZ AKADEMİSİ -DİLHUN'UN EFSANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin