TUZAK

65 30 10
                                    


Soğuk.

Bütün vücudumu ısırıp geçerken ensemde hissettiğim ağrıyla yüzümü buruşturdum. Kollarım ve ayaklarımda bir şeyin varlığını hissetsem de ne olduğunu anlayamıyordum. Göz kapaklarımın üzerindeki taşlar birer birer düşerken gözlerimi kırpıştırarak açtım. Kirli bir depo görüş alanıma girdiğinde kaşlarımı çattım.

Anılar beynime hücum ederken, kart fahişenin tuzağına düştüğümü fark ettim. Gözlerim etrafı incelerken demir kapı sertçe açıldı. Sarışın, kart fahişe arkasında iri kıyım iki adamla depoya girdiğinde tek kaşım havalandı. Bana fiziksel zarar verebileceğini mi sanıyordu? Aptal, kart fahişe.

"Misafirimiz de uyanmış çocuklar," dedi kalçasını sallayarak yanıma gelirken. Ensemdeki saçları eline dolayıp başımı kaldırdığında acıyı hiçe sayarak gülümsedim. Kart fahişenin kaşları çatılırken boyalı tırnaklarıyla boynumu sıktığında yüzümdeki sırıtışı bozmadan bir kahkaha attım. Sinirle saçlarımı bırakıp adamlara döndü.

"Çözün şunu!" Adamlar ellerimi ve ayaklarımı çözünce, bileklerimi ovuşturarak sandalyeden kalktım. Etrafta gezinen gözlerimde barındırabildiğim ifadesizlik ve yüzümde solmayan gülümseme kart fahişeyi çileden çıkarıyordu.

"Bana yaptıklarını ödeyeceksin, orospu!" deyip yüzüme bir tokat attı. Yana savrulan yüzümdeki gülümsemeyi daha da genişleterek kaldırdım.

"Ah, kart fahişe, hiç canımı yakamıyorsun," dediğimde yüzünde beliren şeytani sırıtışla ifadesizliğimi bozmamak için direndim. Elleri ile iki iri kıyım adamı gösterdiğinde yüzümdeki ifadesizlik bozulmasa da içimde alarmlar veriliyordu.

"Arkadaşlar da bunun için burada ya." Adamlar bana doğru gelip biri kollarımı elleriyle arkamda kelepçeledi. Diğeri ceketini çıkarıp yere attı. Gömleğini dirseklerine kadar sıvayıp kadına döndü.

"Ah, hayatım bunu izlemek istiyorum," dediğinde arkamda duran sandalyeyi kadının önüne koydu. Kart fahişe sandalyeye iyi bir dekolte göstererek oturduğunda kaşlarımı çattım. Adam bana dönüp yüzüme bir tokat attığında ağzıma dolan kanı tükürdüm.

"Bana fiziksel yönden acı veremezsin, geri zekâlı kadın," dediğimde kahkahası depoyu doldurdu. "Göreceğiz."

Adam karnıma bir yumruk attığında birbirine bastırdığım dudaklarımın arasından küçük bir inleme kaçtı. Kadın bundan memnun olmuşçasına sırıtırken zorlukla dudaklarımı kıvırdım.

"Fahişe!" diye zorlukla bağırdığımda arkamdaki adam diz kapağıma vurarak yere serdi beni. Karnıma yediğim sert tekme ile acıyla inledim. Nefesim kesilmişti. Adam saçlarımdan tutup beni dizlerimin üzerinde doğrulttuğunda gözlerimi kapadım. Yüzüme inen yumruk ile dişlerimin söküleceğini sandım.

Karnıma yediğim son tekmeyle bilincim kapanırken son duyduğum ses kart fahişenin depoyu inleten kahkahalarıydı.

Acı her yerdeydi. Tüm benliğime işlemiş, kanıma karışmıştı sanki. Canım öylesine yanıyordu ki gözlerimi açmakta güçlük çekmiştim. Göz kapaklarım aralandığında kirli deponun duvarları görüş alanıma girdi. Elimi yere koyup kalkmak istesem de bileğimdeki sızıyla yeniden yere düştüm. Deponun içi karanlıktı ve ormana yakın olmasından dolayı gelen hayvan sesleri korkmama yetiyordu.

Tanıdık melodi kulaklarıma ulaştığında ileriye atılmış telefonumu fark ettim. Yerimden kalkamazken zorlukla bedenimi sürükleyip telefonuma yaklaştım. Arama kapandığında acıyı hiçe sayarak doğrulup sırtımı duvara yasladım. Telefonu elime alıp Arel'in sayısız çağrılarından birine bastım. Telefon aniden açılırken sesimi bulamıyordum.

KATİLİN PEŞİNDE #wattsy2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin