B Ö L Ü M 53

781 31 19
                                    

Hilal yatakta kıpırdanıp duruyordu. O kadının sözleri aklından çıkmıyordu. Bebeğine bir şey olmayacaktı. Buna asla izin vermezdi! Asla! Elini karnında gezdirirken bir yanda yatakta kıpırdanıyordu. Leon uykulu bir halde gözlerini açtı ve kollarında kıpırdanan Hilal'ine baktı.

"Smyrna? Bir sorun mu var?"

"Hayır, Leon. İyiyim."

"Babamın söyledikleri-"

"Leon! Baban bu biliyorsun! Sende onun adına özür dileyip durma lütfen."

"Seni seviyorum."

Hilal karnında birdenbire oluşan ağrı ile ufak bir inilti kaçırdı dudaklarından.

"Hilal!" Leon yatakta doğrularak Hilal'in belini kavrayıp onunda doğrulmasını sağladı.

"Birileri babasını kıskandı galiba." dedi Hilal gülümseyerek karnına bakarken. Leon hemen elini Hilal'in karnına koydu.

"Yani, sizi seviyorum demek istedim bebeğim. Annen gibi asi mi olacaksın yoksa?"

"Leon!" Hilal gülerken Leon'a kızar gibi konuştu.

"Hadi uyuyalım, Smyrna'm. Yarın erkenden karargaha gitmem gerek."

"Ama seni özlüyorum."

"Akşama evde olacağım sevgilim. Yemekten sonra kordonda yürüyüşe çıkarız. Ama şimdi uyumalıyız. Bebeğimizde yorulmuştur hem."

"Seni seviyoruz."

"Bende sizi."

-

Hilal'den

Sabah kalktığımde ellerim buz gibi olmuştu. Yorgan yere düşmüştü. Ayrıca dışarıda çok fazla yağmur yağıyordu. İzmir şu sıralar hep yağmurluydu. Leon yine yoktu çünkü yine çok fazla uyuyup onu geçirememiştim. Leon'un yerinden elimi geçirip üzerimi giyindim. Aşağıya indiğimde Veronica annem daha yeni yemek yiyiyordu. Hemen yanına oturdum.

"Günaydın anne."

"Günaydın kızım. Erken kalkmışsın bugün."

"Ne erkeni anne? Gebe olduğumdan beri fazla uyuyorum."

"Olsun kızım. Belki bizimki uykucu." dedi göz kırparak karnıma baktı. Elimi tuttu. Gülüştük. Yemeğimizi bitirince annem kolumdan tuttu.

"Kızım, evde kimse yok bizden başka. Benim bir işim var ben yokken sen kal burada. Ne olur ne olmaz. İşimi halledip gelince seninle kordon da yürüyüşe çıkalım. Ne dersin?"

"Harika olur anne. Bende odamda biraz kitap okurum seni beklerken."

"Tamam kızım."

Veronica, Hilal yukarı çıkıncaya dek onu izledi ve çantasını alıp köşkten çıktı. Aradan çok az bir vakit geçmişti ki Hilal sıkıntıyla kitabı bıraktı. Ayakları ağrımıştı, biraz aşağıya ineyim diye düşündü. Gebeliği boyunca böyle hep bir yerleri ağrıyacak mıydı yoksa? Ya Leon onu böyle istemezse? Endişesini bir kenara bırakıp merdivenlerden aşağıya inmek için bir adım attı ki tüm vücudu o hareketle kasıldı. Birden başı dönmeye başladı. Üzerine bastığı yer anında çekip alındı sanki. Duvara tutunmaya çalıştı panikle Hilal. Bir adım daha attı. Kafasına sürekli bir şey vuruluyormuş gibi hissetti. Bir adım daha attığında iki ayağı dolandı birbirine ve merdivenin başından düşmeye başladı. Her darbede Hilal koptuğunu hissediyordu. Merdivenlerin sonundaki duvara kafasını çarptı ve kendini yere bırakarak durdu. Elini karnına götürdü Hilal. Kafasını kaldırmak istedi fakat bir çuval kaya sanki kafasına bağlanmış gibiydi. Eline gelen kana baktı ve çığlık attı.

"YARDIM EDİN! YALVARIRIM! YARDIM EDİN! ÖLÜYOR! BEBEĞİM GİDİYOR! LEON!"

Hilal tüm sesiyle bağırdığı an bir süre nefes alamadı. Kendi kanında boğuluyor gibiydi. Hilal gözlerini kapatırken son bir kez daha parmaklarını karnında gezdirdi.

"Sakın, bırakma beni." diye fısıldadı ve o andan itibaren geriye sadece Hilal'un duvardaki kanlı elinin izi ve düştüğü yere gövdesinden tam anlamıyla fışkıran kanlar.



HİLAL LEON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin