Leon benim zorumla yeniden karargaha döndüğünde ilaçlara kendimi o kadar kaptırmışım ki akşam olduğunu fark etmedim bile. İzmir'in soğuk ve yağmurlu olduğu nadir akşamlardandı. Üzerimi değiştirip hemen hastaneden çıktım. Issız sokaklarda Mustafa Sami ile yaşadığımız olay aklıma gelince adımlarımı hızlandırdım. İçimdeki kötü hislerimi bastırmaya çalışarak iyice hızlandım. Birden belime dolanan kol ile bir çığlık attım. Tam dönüp beni tutan adama tokat atacakken karşımda tanıdık gözleri gördüm. "Ödüm koptu ya!" dedim ve yalandan omzuna bir yumruk attım. Her zaman sevdiğim bakışı attı bana. "Ben Teğmen Leon'um beni kızdırmasanız iyi olur küçük hanım." Tekrar sertleşmeye çalıştım ve "Bana şöyle söyleme demedim mi ben sana!" Güldü ve yanımızda duran faytonu işaret etti. "Üşüyeceksin, binelim artık." Gülümsedim ve elini tuttum. Leon'unda yardımıyla faytona bindim ve köşke doğru yola çıktık.
-
Aceleyle köşke girerken Veronica Hanım ve Kumandan Vasili'nin iğneleyici bakışlarıyla karşılaştım. "Tam yemeğin üstüne geldiniz. Hadi, sizde bir şeyler yiyin." Tam itiraz edecekken Leon'un kolumdan tutmasıyla sandalyeye oturmam bir oluyor. Kısa bir sessizliğin ardından "Bir sonraki hafta uygunuyla bir nikah yapsak uygun olur mu size?" diyor Veronica Hanım. Kaşığı masaya koyduğum gibi söze karışıyorum. "Uygun, Veronica Hanım lakin siz bizdeki adetleri pek bilmezsiniz. Önce sizin beni abimden istemeniz gerekiyor. Eğer abim uygun görürse İmam Efendi'nin nikahımızı kıyması gerekiyor." Beni tersleyecek zannediyorum ama tam tersine gülümsüyor. "Sen nasıl istersen kızım. Bu gece yatmadan salona inersen konuşacaklarım var." Başımı sallıyorum. Yine konuşmaya katılmayan tek kişi Vasili oluyor. Yemeklerimiz bitince Leon ile birbirimize 'iyi geceler' dileyip odalarımıza çıkıyoruz. Sonunda hayal ettiğim adama kavuşacağım. İçim içime sığmıyor. Öyle mutluyum ki, artık sır saklamak, kaçmak olmayacak. Zevcesi olarak rahat rahat gezebileceğim Leon ile. Saatler geçiyormuş gibi gelirken hemen başıma bir örtü geçirip aşağıya Veronica Hanım'ın yanına indim. Aşağıya indiğimde cama doğru olan koltuğa oturmuş olduğunu gördüm. Yavaşça yanına gittim. "Veronica Hanım." dedim fısıltıya yakın bir sesle. "Gel kızım, otur karşıma." Sakin adımlarla Veronica Hanım'ın karşısındaki koltuğa oturdum.
"Bak Hilal, sana karşı dürüst olacağım. En başta seni pek sevdiğimi söyleyemem, oğlum senin ile mutlu olamazmış gibi geldi, daha doğrusu bir Türk'le. Ama sonra fark ettim ki Leon'un hiç gülmeyen yüzü sana bakarken gülüyor, hiç kendi kararlarını vermezken seni tanıdıktan sonra babasının kontrolü altında olmak istemiyor. Sen oğlumda bir fark yarattın. Bunu bende fark ediyorum. Abinden iki gün sonra istemeye gideriz seni diye düşündüm, sonra anca haftaya yetişir zaten nikah diye düşündüm. Sen ne diyorsun?"
"Öncelikle, böyle düşündüğünüzü gerçekten bilmiyordum. Ama teşekkür ederim, ben oğlunuzu gerçekten seviyorum. Bunu görebildiyseniz ne mutlu. Bana uygun olur Veronica Hanım. Beni istemek için en uygun vakiti seçtiğinize eminim. Söyleyeceğiniz başka bir şey yoksa Leon'a da bu haberi vermek isterim."
"Tabi, kızım. Lakin senden bir şey daha isteyeceğim. Artık aramızdaki bu resmiyeti kaldırsak bana anne demen beni çok mutlu edecektir. Ama yinede içinden geldiği gibi davran."
"Tamam. Anne. O vakit ben yukarı çıkayım. İyi geceler size."
Veronica Ha- yani Annem ile konuştuklarım heyecandan elim ayağımın titremesini sebep olmuştu neredeyse.Titreyen elime aldırmadan kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince kapıyı açtım. Uyuyordu. Parmak uçlarımda yürüyerek yatağına gittim. O teğmen üniformasının altında masum bir çocuk yatıyordu aslında. Elimi saçlarında gezdirdim. Öyle yumuşaktı ki dokunduğum an elim alev alıyor sanki. Elimi yanağına götürüyorum. Ne zaman bu kadar aşık olmuştum ben bu Teğmen'e? Hayır, ben Teğmen'e değil ben Teğmen'in içindeki masum çocuğa aşık olmuştum. Üniformasız haline. Birden kendimi Leon'un yanında yatarken buluyorum. Kolumdan tutup beni yanına çekiyor. Çikolata kahvesi gözleriyle karşılaşıyorum.
"Sen- uyumadın mı?"
"Hayır. Tepkini merak ettim. Tamda istediğim gibi oldu."
"Leon! Utandırmasana beni ya!"
"Utanınca ayrı bir tatlı oluyorsun, hoşuma gidiyor."
"Bak, yine utandırıyorsun işte!"
Beni belimden tutup kendine çevirdi. Yüzümü ona çevirince burunlarımız değiyordu. Telaşla geri gitmeye çalışırken beni biraz daha kendine yaklaştırdı.
"Şey- ben şey için- Annen iki gün sonra beni istemeye geleceğinizi söyledi. Ve bizi onayladığını da söyledi."
"Bu çok güzel bir haber! Aramızda hiçbir engel yok artık. Sadece ikimiz varız."
"Leon?"
"Deniz gözlüm?"
"Beni bırakmayacaksın değil mi?"
"Asla."
Sonunda iyileştim ve yeni bölüm yazabildim! Umarım beğenmişsinizdir. Kapağım değişti, evet. Bence çokta güzel oldu. Harika kapak için istenmeyenbay çok teşekkür ederim❤🙏