Bölüm ithafı;
Leon sabah uyandığında Hilal hala kollarının arasında uyuyordu. Leon birkaç dakika öylece onu izledi. Daha sonra kalkıp hamama girdi. Odaya döndüğünde Hilal hala uyuyordu. Bebekleri kesinlikle uykucuydu yoksa Hilal bu kadar fazla uyumazdı. Hilal bütün yatağa yayılmış uyurken Leon üniformasını giydi ve Hilal'in yanına gitti. Karnına elini koydu ve alnını öptü. Hilal gözlerini kırpıştırarak araladığında Leon gülümseyerek ona baktı.
"Günaydın, Smyrna."
"Günaydın." dedi Hilal, Leon'un kollarının izin verdiği kadar gerinerek.
"Gidiyor musun?"
"Siz bebeğimizle izinde olabilirsiniz hanımefendi lakin benim bir işim var ve gitmem gerek."
"Ama seni özlüyoruz."
"Bende sizi özlüyorum lakin akşama buradayım."
"Tamam o vakit baban kızmasın, geç kalma."
Leon, Hilal'in dudaklarına hızlıca bir öpücük kondurdu ve karnında olan elini çekip gülümsedi. Ceketini de üstüne alıp odadan çıktı.
-
Hilal, Leon gittikten sonra biraz daha uyuyup Veronica'nın yanına indi ve kahvaltısını yaptı. Şimdi ise odada Leon'un masasında oturmuş bebeğine bir mektup yazıyordu.
'Merhaba minik bebeğim,
Sen daha benim karnımdasın, evet. Lakin ben seni öğrendiğim ilk andan beri seni hissediyorum. Sen olmadan yaşayamayacakmış gibi hissediyorum. Sen olmadan kalbim bin parça. Söz verdim kendime annecim, sana iyi bakacağım. Seni de kaybetmeyi göze alamam. Birde baban var tabi. Onu unutursak bize eminim kızar. Tabiki şaka yaptım. O bize kızar mı hiç? Babanda seni çok seviyor. Emin ol o da seni hissediyor. Biz daha seni kucağımıza almadan bu denli seviyoruz anneciğim. Bana ilk 'mitera' deyişini özlemle bekliyor olacağım.
-Miteran'Hilal zamanın nasıl geçtiğini anlamadı aşağı kattan Veronica'nın Leon'u karşıladığını anlayınca hemen odadan çıktı. Merdivenlerden inecekti ki durdu. Charles'ı burada kaybetmişti. Oğlu olacağını düşünüyordu o zamanlar, şimdi ise sağlığından başka duası yoktu. Hilal merdivenin kenarına sıkıca tutunmuş, düştüğü yere bakıyordu. Leon geldi ve kollarını beline doladı. Hilal dolu gözleriyle ona dönüp Leon'un omzuna yaslandı. Sessiz sessiz ağlamaya başladığında Leon onun aklına ne geldiğini hemen anlamış ve sakinleştirmek adına saçlarını okşuyordu.
"Belki onun adını yaşatacak bir oğlumuz olur."
Hilal hıçkırıklarını gizleyerek Leon'un göğsüne iyice yaslandı. Leon onu kucakladı ve odalarına getirdi. Hilal ayakları yere basınca Leon'un yanağına bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyoruz."
"Bende sizi çok seviyorum."
Leon ona sarıldı ve yatağa oturttu.
"Bu akşam odamızda yiyelim yemeğimizi. Değişiklik olsun. Sen, ben ve bebeğimiz yalnız olalım."
"Seni hak edecek ne yapmış olabilirim acaba?"
Leon ona gülümsedi ve yanağını öptü. Kalkarak hizmetliye seslendi. 'Akşam yemeğini odalarında yiyeceklerini' söyledi ve Hilal'in yanına geçti. İkisi bir süre sarılı dışarıyı izlerken kapı tekrar çaldı ve bu sefer Hilal açıp tepsiyi aldı. Leon'un masasına bıraktı ve sandalyeye baktı. Leon ne yapmak istediğini anlayınca hemen sandalyeye koştu ama Hilal'de aynı anda hareket etmişti. İkisi bir sandalyeye otururken Hilal ofladı.
"Of! Kalksana Leon, gebeyim ben!"
"Canım, romantizm bir yere kadar."
İkisi birbirini iteklerken Veronica'nın kapıyı tıklatmadan birden içeriye girmesiyle Leon dengesini kaybedip düştü. Veronica yerdeki oğluna şaşkınlıkla bakarken Hilal gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Leon dağılmış saçıyla yerden zar zor kalkıp Hilal'e baktı.
"İyiyim ya."