B Ö L Ü M 66

741 31 14
                                    


Hilal ve Leon hamamda yıkanıyorlardı. Hilal gebe olduğunu öğreneli iki ay olmuştu ve karnı büyümeye başlamıştı bile. Leon ise bebeğin daha küçük olduğunu bildiği halde her an doğuma hazır bekliyordu. Leon elindeki tası bıraktı ve Hilal'in saçlarını sağ omzuna attı. Hilal'in sırtını köpüklemeye başladı. Boşta kalan elini de Hilal'in sırtında gezdirmeye başladı.

"Birkaç gündür çok uykusuzsun Hilal."

"Miniğimiz uyutmuyor ki Leon. Sürekli kıpırdanıp duruyor. Özellikle geceleri. Sanırım o da uyurken babası gibi çok hareket ediyor."

Leon güldü ve köpüklediği yerleri duruladı. Hilal'i kendine döndürdü ve yeni yıkamış olduğu saçlarını kokladı.

"Çıkalım mı artık?"

"Halinden memnundun diye düşünüyorum."

"Leon, ben acıktım."

"Nasıl ya, daha az önce bütün erikleri bitirdin."

"Ya Leon Allah aşkına, ne demek bütün erikleri bitirdin! Eriklerin hesabını mı yapıyorsun?! Hem erikle karın mı doyar? Özellikle iki kişiyiz biz. Acıktık yani, ne yapalım."

"Tamam tamam. Hadi çıkalım o vakit."

Hilal, Leon'u yanağından öptü ve hoplaya zıplaya hamamdan çıktı. Leon onun bu haline güldü ve arkasından o da çıktı.

-

Hilal aynanın karşısında oturmuş, saçlarını kuruluyordu. Leon ise yatakta onu izliyordu. Hilal birden karnına giren sancıyla iki büklüm oldu ve elindeki havluyu düşürdü. Leon hızla onun yanına geldi ve karnının üstünde olan elini tuttu.

"Smyrna, iyi misin? Neyin var?"

Hilal derin bir nefes aldı ve geçen sancısıyla rahatladı.

"Anlık sancılar.. Oluyor böyle, babası."

Leon gülerek Hilal'in karnını okşadı.

"Miterana yazık değil mi ama? Biraz uslu dursan."

"Halit İkbal'in bebeği ve uslu durmak?"

"Tamam. Bu kısmı atlıyoruz babacığım. Çünkü mitera burada haklı."

İkiside gülüştü ve hizmetli kapıyı tıklatıp içeriye girdi. Hilal'in önüne tarhana çorbasını bıraktı ve gitti. Hilal sevinçle ellerini çırptı.

"Ay, çok acıkmıştım! Canım miteram!"

"Mitera?"

"Ne oldu beğenemediniz mi?"

"Yo-yok. Ağzına çok yakıştı. Miteramda eminim böyle seslenmene sevinecektir."

"Genelde böyle seslenmiyorum. Anne  diyorum lakin tarhana gelince mitera diyesim geldi."

"Hıı, şu meselee." dedi Leon, Hilal'e arkasından sarılarak. Hilal çorbayı birkaç kaşıkta neredeyse bitirirken Leon onun omzunun üstünden çorba kasesine baktı.

"Hilal, bende bir kaşık tadacağım."

"Hayır ya! Git miterana, koysun sanada. Bu benim!"

"Tarhanayı bile paylaşmıyorsun?"

Hilal hızla birkaç kaşık daha aldı ve çorbayı bitirdi daha sonra üzgün gözlerle Leon'a kaseyi gösterdi.

"Sanırım, sen kendine alacağın tarhanadan benimle paylaşacaksın."

"6 ay sonra evdeki tüm tarhanaları ben yiyeceğim."

"Bebeğimiz çok severse, o senin yerinede evdeki tüm tarhanaları yer bence."

Leon güldü ve kaseyi kenara koydu.

"Hadi, miteramdan tarhana isteyelim."

Hilal gülümseyerek onay verdi ve Leon'u çekiştirerek kaldırdı.

HİLAL LEON Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin