Mesaj atıp atmamak konusunda kararsız kalmıştım. Ama bazı şeyleri kendi içimde de anlamlandırdığıma göre gitmemde bir sakınca yoktu. Daha fazla kararsızlık sembolü olan ellerimin titremesini görmezden gelemeyerek mesaj bölümüne girdim.
'' Davetinizi kabul ediyorum ama kendim gelirim. '' dedim.
Sonuçta her yere kendim gidebiliyordum da onun evine mi gidemeyecektim. Aklı başınca reşit bir kadın olarak aldığım kararların da isteğim doğrultusunda olmasına önem veririm.
'' Tabi ki kendiniz gelebilirsiniz. Ama akşam vakti evimin yakınlarında sokak ışıkları bulunmuyor ve özel araçlarında girmesi yasak. Otuz dakikalık yol yürümek zorunda kalacaksınız ve karanlık bir bahçeden geçeceğiniz için korkabilirsiniz. Cihan sizi almak üzere orada bekliyor zaten. Lütfen dediklerimi düşünün. ''
Tamam dedikleri mantıklıydı ve ben o uzun yolu unutmuştum. Gerçekten de karanlık da korunaklı bir yer bile olsa yalnız olmaktan korkardım.
'' Peki Cihan beyle geleceğim. '' yazıp gönderdim.
Demek bizim dedektifin adı Cihan'dı. Ama yine de ona Cihan diye seslenmeyeceğimi biliyorum. O dedektif olarak kalsın. Teyzem yanımıza geldiğin de onlardan izin isteyerek odama geldim. Paltomu giyip çantamı aldım ve teyzemleri öperek çıktım. Henüz erkendi ama oraya giderken de kot ve kazakla gitmek istemiyorum. Zaten sabah kızlar yüzünden makyaj da yapamadım ve gözlerimin şişliğini konuşmak bile istemiyorum. Caddeye çıktığım da dedektifin telefon konuşması yaptığını gördüm. Beni görünce hafifçe gülümseyerek beni selamladı ve arka tarafa geldi. Yanına yaklaştığımda telefonu kapatmıştı.
'' Hoş geldiniz Zehra hanım. '' diyerek arka kapıyı açtı ve bana yol verdi. Oturduğumda kapımı kapayarak kendi yerine geçti.
'' Hoşbulduk. Lütfen önce yurda bırakır mısın beni. '' dedim.
'' Tabi efendim. '' diyerek arabayı çalıştırdı ve ilerlemeye başladık.
Yurdun önünde mi insem yoksa arka sokakta inerek yürüsem mi bilemedim. Sonuçta kızlarla bu yüzden tartışmıştık ve ben onlara bilmediğimi söylemiştim. Gerçi o zamanlar doğruyu söylüyordum çünkü gerçekten de tanımıyordum Savaş'ı. Ama şimdi de tanıdığım tam söylenemez. Yine de belli şeyleri biliyorum.
Her neyse şu zamana kadar kim ne der diyerek hareket etmedim şimdi de etmeyeceğim. Sonuçta o zaman tanımadığım hiçbir zaman tanımayacağım anlamına gelmez. Öyle değil mi?
Yurdun önün de durduğun da '' Ben hazırlanıp geleceğim ama biraz uzun sürebilir. İstersen arabayı park et. '' dedim.
'' Tabi efendim ben boş olan yere park ederim. '' dedi.
İçeri girdiğim de Hazal'la karşılaştım. Tamam kavga etmiştik ama hangi ara birbirimize kötü bakışlar atıp omuz çarpmaya kadar ilerlemiştik bilmiyorum. Hadi Zehra çocukla çocuk olma diyerek yoluma devam ettim. O zaten kendisinin ne olduğunu göstermişti. Onunla aynı kategoride yer almak istemiyorum. Odaya geldiğim de kızlar kahve falına bakıyorlardı. Sabah ki konuyu konuşmak istediğim için yanlarına gittim.
'' Merhaba kızlar, açıkçası aynı oda da kaldığımız için rahatsızlık duyuyor olabilirsiniz ve beni görmek de istemiyor olabilirsiniz. Ama bu bana saygısızlık yapacağınız anlamına gelmez. '' dedim direk konuya girerek.
Elif önce kaşlarını çattı ve bana bakarak sakince konuşmaya başladı.
'' Neden bahsediyorsun sen? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ YABANCI
RomanceAdımlarım hızlanmaya başlamıştı. Korkuyu iliklerime kadar hissederken ne yapacağıma karar veremiyordum. Uzun zamandır peşimdeydi, sadece arabayla takip etmesine rağmen artık beni ürkütmeye başlamıştı. Kim olduğunu benden ne istediğini bilmiyordum...