Tamam ayrılmak istediğimi söylediğim de büyük bir tepki vermesini bekliyordum ama sadece susup bana bakacağı aklıma gelmemişti. Sessizlik bir yerden sonra daha fazla gerilmeme sebep oluğu için tekrar konuşmaya başladım.
'' Savaş bak biliyorum aramızdakiler aşılmayacak şeyler değil ama sen bana hiç yardımcı olmuyorsun. '' dedim.
Sessizliğini korumaya devam ederken ne yapacağımı ne söyleyeceğimi bilemedim.
'' Bir şey söyle lütfen. '' diye yalvardım sonunda.
Onun böyle olması daha fazla üzülmeme sebep oluyor. En sonun da gözlerini kapatıp derince nefes aldı ve bana baktı.
'' Benden gitmek mi istiyorsun gerçekten. '' diye sorarken gözlerinin dolduğunu fark ettim.
'' Sürekli aramızda gizli saklı şeylerin olması beni geriyor. Yoruldum artık bir şeyleri öğrenmeye çalışmaktan. Ben sana karşı bu kadar şeffafken senin bana karşı duvarlar örmen canımı yakıyor. ''
'' Zehra senin daha fazla üzülmemen için yaptım bunları. Seni düşündüğüm için. Böyle düşüneceğini bilsem asla yapmazdım. Seni seviyorum ben. '' derken kendini bana kanıtlamaya çalışıyordu.
Biliyorum beni sevdiğini ama her şeyin üstünü bu sözle kapatamam.
'' Bende seni seviyorum ama bunlar çok fazla gelmeye başladı Savaş. ''
'' Tamam bundan sonra hiçbir şeyi senden saklamayacağım söz veriyorum. ''
'' Savaş sadece biraz ara vermek istiyorum. Derslerime daha çok ağırlık vermek ve amcamlara yardım etmek istiyorum. Bunları yaparken de aklımın başka yerlerde olmasını istemiyorum. '' dedim.
Sanırım eski zamanlarımı özledim. Daha bireysel daha özgür olduğum zamanları.
'' Zehra bunları beraberken de yapabilirsin. Ayrılmamıza ya da ara vermemize gerek yok. ''
'' Savaş lütfen zorlama. '' dedim yerimden kalkıp eşyalarımı da alarak dışarı çıktım. Durağa doğru ilerlerken Savaş da yanıma geldi ve elimden tutarak cadde tarafına yönlendirdi beni.
'' Savaş ne yapıyorsun? '' diye sorduğum da beni duymazdan gelerek yürümeye devam etti.
'' Savaş nereye gidiyoruz? '' diye sorsam da asla cevap vermedi.
İlerde park edilmiş arabasını görünce oraya gittiğimizi anladım ama hiç konuşmaması beni huzursuz etti. Arabaya bindiğimiz de Savaş hala sessizliğini korurken benim kendimi susturamamam ayrı bir ironi. Üst yoldan sağa döndüğünde beni eve bıraktığını anladım ama yüzüme bile bakmıyor oluşu sinirimi daha çok bozuyor. Sanki ben ısrar ettim bırak diye.
Evin önüne geldiğimiz de Savaş hiç konuşmadan arabadan çıkıp kapımı açtı ve indiğim de bana sarılıp alnımdan öptü.
'' Bu seni bıraktığım anlamına gelmiyor biliyorsun değil mi? Sadece istediğini yapıyorum o kadar. '' dediğinde sesinde hiçbir duygu barınmıyordu.
Bir şey söylemeden yanından ayrıldım ve eve geldim. Bu kararın doğru mu yanlış mı olduğu konusunda hala tereddütüm olsa da en azından kendimi dinlemek için doğru bir karar verdim. Havlumu alıp duşa girdiğimde sıcak suyun biraz olsun beni rahatlatacağın düşündüm ama hiçbir işe yaramadı. O yüzden hızla yıkanıp duştan çıktım ve üzerimi giyinip saçlarımı ördükten sonra yatağımın içine girdim.
Gecenin bir yarısı uyandığım da aklım bomboştu Savaş'la geçenleri yok etmiş ve hiç yaşanmamış gibi hissediyordum. Geri uyumaya çalışıp başaramadığım da yataktan kalkıp salona geçtim. Karanlıkta öylece otururken düşünlerim dahi uzaklaştı benden. Bir süre öylece oturup karanlığı izledim. Sonra da teyzemin masaya bıraktığı kitabı alıp odama geçtim ve yatağıma uzanıp okumaya başladım. Gece uyanmaktan nefret ediyorum hem uykum kaçıyor hem de sabaha doğru tekrar uykum geldiği için gün berbat oluyor. Gerçi bu sefer uyku yüzünden günümün berbat olmasına ihtiyacım yok ya neyse...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ YABANCI
RomanceAdımlarım hızlanmaya başlamıştı. Korkuyu iliklerime kadar hissederken ne yapacağıma karar veremiyordum. Uzun zamandır peşimdeydi, sadece arabayla takip etmesine rağmen artık beni ürkütmeye başlamıştı. Kim olduğunu benden ne istediğini bilmiyordum...