Masaya yumurtayı da koyduğum da teyzemle kahvaltıyı eksiksiz tamamlamıştık. Amcam gazetesini alıp masaya oturduğun da teyzem hışımla gazeteyi amcamın elinden alıp arka tezgaha bıraktı.
'' Kaç kere söyleyeceğim Salim önce kahvaltını yap sonra okursun gazeteni. '' derken günlük sızlanmasını yapıyordu.
'' Kaç kere söyleyecekmiş sen benim dünya da neler olup bitmiş öğrenmemi istemiyorsun, huysuz kadın. '' Amcam gerçekten bugün üzerinde olan huysuzluğunu teyzemin üzerine yıkma konusun da gayet başarılı bir adım atmıştı.
'' Allah'ım sen bana sabır ver. Ben onu mu dedim adam her şeyi yanlış anlıyorsun. ''
''Şimdi de ben şuçlu oldum yani? Öyle olsun Nur hanım. Bir zamanlar aşkım derdin günaydın öpücüğü verirdin. Ne oldu o günlere? '' dedi amcam.
Tabi teyzemin surat ifadesi anın da değişti ve gözlerini kocaman açarak amcama baktı.
'' Çok ayıp çocuğun yanında. '' dedi.
Tabi burada ki çocuk ben oluyorum. Onlar pinpon topu gibi atışırken bende hangisi konuşursa ona bakıyorum ve hızlı hızlı kahvaltımı yapıyorum. Malum tartışma büyürse evden sıvışmam için önce kahvaltımı bitirme zorunluluğum var.
Tartışma hızını kesmeden devam ederken bir ara teyzem yerinden kalkıp amcamı yanaklarından öptü ve o kızgın adam uçup yerine gerçek amcamı bıraktı. Teyzem:
'' Tüm sorun bu muydu yani? '' dediğin de amcam kızgınca : '' Evet. '' dedi ve ben teyzemin kızmasını beklerken teyzem gülmeye başlayınca güzelce kahvaltımızı yapmaya devam ettik.
Kırmızı kazağımı giyip saçlarımı iki yandan ördüğüm de okula gitmek için hazırdım. Hatta koyu göz makyajını yapmış bir Zehra olarak fazla hazırdım. Bu aralar okula erken gitme ve süslenme isteğimi hiçbir şeye bağlayamasam da kendim de gördüğüm değişikler beni biraz da olsa iyi yön de etkiliyordu. Yani tabiî ki bunların iyi bir şey olduğunu savunmuyorum ama bakımlı olmanın her zaman iyi olacağı görüşündeyim. Uzun zamandır kendimi saldığım için şimdi böyle olmak hoşuma gidiyor. Dolabın yanına yasladığım sırt çantamı alıp kapıya geldiğim de teyzem yanıma geldi.
'' Dikkatli ol kızım amcan seni bıraksın mı? ''
'' Gerek yok teyze ben giderim. ''
'' Yok kuzum yok hava bugün dünden daha soğuk amcan bıraksın seni. Hem bu kadar süslenmişsin yollar da saçın bozulmasın. '' derken alttan alttan bana gülüyordu.
'' Aşk olsun teyze ya. ''
'' Tamam canım bir şey demedim çok güzel olmuşsun. ''
'' Teşekkür ederim. ''
'' Salim kızımızı okula bırakır mısın? '' derken gözlerinin içi gülüyordu.
Onların yanına taşınmakla çok doğru bir karar verdiğimi daha iyi anlıyorum. Gerçek bir aile olacaktık.
'' Tabi efendim böyle bir güzelliği her zaman okula bırakamam sonuçta. ''
'' Amca utandırma beni. ''
'' Bunda utanılacak bir şey yok ki kızım. Doğruları söylüyorum. Hadi şalını al da geç kalmayalım. ''
'' Tamam. Hadi o zaman. '' dedim.
Amcam da montunu ve ayakkabısını giyip peşime düştüğün de beraber okula doğru yol almaya başladık. Ara sokaklara girip kestirmeden okula geldiğimiz de yanağına sulu bir öpücük kondurup arabadan indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ YABANCI
RomantikAdımlarım hızlanmaya başlamıştı. Korkuyu iliklerime kadar hissederken ne yapacağıma karar veremiyordum. Uzun zamandır peşimdeydi, sadece arabayla takip etmesine rağmen artık beni ürkütmeye başlamıştı. Kim olduğunu benden ne istediğini bilmiyordum...