Savaş telefonu kapattığın da bütün sinirlerim gerildi ve korkuyu iliklerim de hissettim. Ya o adam Savaş'a zarar verirse diye düşünmekten aklımı kaçıracak raddeye geldim. Ama Savaş'ı aramaktan başka elimden bir şey de gelmiyor ve bu saatte minibüs bulma olasılığım da çok düşük. Ayrıca teyzemlere bu durumu nasıl anlatacağım ve nasıl çıkar yol bulacağımı da bilmiyorum. İçim içimi yerken bir cesaret odamdan çıkıp teyzemin yanına geçtim. Teyzem beni gördüğün de:
'' Kızım ne oldu? Yüzünün hali ne? '' dediğinde.
Konuyu saklamadan, dolandırmadan anlatmaya karar verdim.
'' Teyze birkaç gündür Savaş'ın yanında çalışan bir casus var. Daha doğrusu casus olup olmadığını da bilmiyorum ama biri var işte. '' diyerek anlatmaya başladım ve biraz önce gerçekleşen olaya kadar her şeyi anlattım.
'' Yavrum tamam anladım bir sorun var ama bu anlattıklarından sonra seni oraya gönderemem ben. ''
'' Teyze beraber gidelim o zaman ne olur. Ben Savaş için endişeleniyorum. Hem telefonunu da açmıyor. ''
'' Kuzum bir kere daha ara Savaş'ı eğer açmazsa amcana anlatırız o karar verir. Ama asla seni göndermem. '' dediğin de ne kadar sinirlensem de sakin olmaya çalıştım. Sonuçta teyzem sadece beni düşünüyor.
'' Tamam. '' diyerek tekrar Savaş'ı aradığım da bu sefer açıldı telefonu. Tabi açılır açılmaz:
'' Alo Savaş nasılsın? Kimdi o adam? '' diyerek telaşla sormaya başladım sorularımı.
'' Zehra hanım benim Sinan. Savaş bey şuan bir toplantı da o yüzden sizinle konuşamayacak. ''
'' Sinan bey Savaş'ın toplantı da olmadığını biliyorum ve onunla acil konuşmam lazım. ''
'' Savaş bey toplantı odasına girmemizi kesinlikle yasakladı Zehra hanım. Şu an birebir konuştuğu kişiyle bölünmek istemiyor. ''
'' Tamam o zaman konuşması bittiğin de beni aramasını söyler misiniz lütfen? ''
'' Söylerim Zehra hanım iyi akşamlar. ''
Aklım karışmıştı. O adamın kim olduğunu deli gibi merak ediyorum ve Savaş'ın beni bu konudan olabildiğince uzak tutmaya çalışması da beni daha da geriyor. Anlamadığım şey Savaş kendi halin de çalışan birisi. Çok büyük bir şirketi yok sadece birkaç otelle anlaşmalı ve kafeler zinciri olan birisi. Tamam tanınmış ve durumu iyi olan birisi olabilir ama iş hayatın da nasıl tehlikeli şeylere bulaşmış olabilir ki?
Teyzemle beraber derinlemesine bu konuyu konuşurken Savaş'ın bir türlü beni aramaması daha da strese girmeme sebep oluyor. Salon da volta atmaktan ve bu düşüncelerle boğulmamak için çabalarken teyzemin koltukta uyuya kalmasıyla amcamı çağırıp teyzemi odaya götürmesine yardım ettim. İkisi de odasına geçince balkona çıkarak serin havayı içime çektim. Sinan bey bu kadar rahat konuştuğuna göre bir sorun olmadığı belli. Ama bir sorun yoksa neden benle konuşmuyor orası muamma.
Parmak uçlarımın hafif hafif sızlamasıyla soğuktan uyuştuğunu anladığım da öyle boş boş caddeyi izlediğimi idrak edebildim. Ya ben çok fazla büyütüp kuruntu yapıyorum kendime, ya da eksik bilgilerden dolayı olayı yanlış yerlere çekiyorum. Saat gece üçe yaklaşırken boş boş beklemek yerine uyumaya karar verdim. Zaten bu saate kadar aramayan adam bundan sonra da aramaz. En azından beni bilgilendirmek için mesaj atabilirdi ama onu bile yapmadı. Bende salak gibi kaç satir onu bekliyorum. Biraz kırgın, biraz da sinirli olarak geçtim yatağa. Belli bu gece gözüme uyku girmeyecek ama yine de denemekte fayda var. Yarın hem okul hem de bu mevzular tekrar sinirimi bozacak çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ YABANCI
Storie d'amoreAdımlarım hızlanmaya başlamıştı. Korkuyu iliklerime kadar hissederken ne yapacağıma karar veremiyordum. Uzun zamandır peşimdeydi, sadece arabayla takip etmesine rağmen artık beni ürkütmeye başlamıştı. Kim olduğunu benden ne istediğini bilmiyordum...