3) *YENİ EVİM*

234 87 24
                                    

Uyandığımda saat kaç olmuştu bilmiyorum. Hava hâlâ aydınlıktı. Nerde olduğumu hatırlamaya çalıştım. Misafir odasında uzanıyordum. Yataktan doğrulduğumda karşımda duran aynada yansımamı gördüm.

Aynaya iyice yaklaşıp naciz bedenime baktım. Beyaz tenim solgun görünüyordu. Kestaneye çalan uzun saçlarım omuzlarımdan sarkıp belime kadar uzanırken, iri kara gözlerimden akan hüzün anılarımla bütünleşmiş bana meydan okuyorlardı âdeta. Gözlerimin etrafını saran uzun sık kirpiklerimde onlara eşlik ediyorlardı. Gülümsediğimde ortaya çıkan gamzelerimi uzun zamandır görmüyordum. Bugün ilk defa tekrar belirmişlerdi yüzümde.Kendime değil de bir yabancıya bakıyordum sanki.

Maria'nın sözleri gelmişti aklıma. Gerçekten güzel miydim ben?? Hiç kendimi öyle görmemiştim. Kendimi aynada uzun uzun inceledim. Birden içerden gelen seslere kulak verdim. Maria'yla Thomas amca huysuz huysuz didişiyorlardı.

"Ahh ah!! Kırk yıllık yaptığım yemeğide beğenmez oldu. İyice yaşlandın Bey! Ağzının tadı kaçtı senin"

"Ben yaşlandım da sen genç mi kaldın sanki. Konuşturma beni kadın. Tuzlu yapmışsın işte yemeği."

"Nasıl tuzlu yapıyorum, anlamıyorum
Her zaman ki ölçekte kattım tuzu"

" Ne bilim ben? Onu da ben mi bilcem. Yemeği yapan sensin. Bu yaştan sonra ben mi öğretecem sana yemek yapmayı"

"Sadece ağzının tadı değişmedi senin huyunda değişti"

"Haydaa!Ne huyum değişmiş benim. İki dakikada huyumu değiştirdin"

"İyice huysuzlaştın. Hiç bir şey beğenmez oldun."

"Değiştiğim falan yok. Nerden çıkarıyorsun bunları. Ayrıca ne çabuk unuttun dünkü yemeğe tuz yerine şeker attığını. İllaki konuşturcaksın beni."

"İyiki bir kere hata yaptım. 40 defa başıma kalkarsın artık. İnsanlık hali olamaz mı?? Dikkatsizliğime geldi."

"Onla kalsa iyi. O günde un yerine nişasta katmıştın mantıya."

"Bana diyene bak. Sen önce kendine bak. Omlet yapacam diye kuluçkaya yatan tavuğun yumurtasını alıp civcivli omlet yapmıştın bize. Unuttun mu?!"

"Hep senin dikkatsizliğine mi gelcek canım. Ne var yani 40 yılda bir oluyor böyle şeyler"

"Kabul et Bey! Yaşlanıyorsun."

"Bana diyene bak ben yaşlanıyorum da sen genç mi kalıyorsun. Asıl sen kabul et yaşlandığını."

Onlar tartışırken bende yanlarına gittim. Maria beni görünce;

"Gel kızım gel! Thomas amcanın huysuzluğu tuttu yine."

"Sen huysuzsun bir kere. Ben kendi halimde insanım"

Yaşlı çift tatlı tatlı tartışmalarına kaldıkları yerden devam ediyorlardı.
Ben geçip bir köşeye oturdum. Antonyus'ta bu yaşlı kumruları izleyip gülümsüyordu. Bir süre sonra Antonyus yanıma gelip sessizce " Beni takip et" dedi. İkimizde sessizce odadan ayrıldık. O kadar dalmışlardı ki tartışmaya bizim çıktığımızı bile görmediler.

"Üstünü değiştir istersen" dedi, kıyafetlerimi verirken.

"Yengem kıyafetlerini yıkamıştı" dedi.

Ben anlamayan gözlerle ona baktım.

"Dışarı bu halde çıkmak istemessin herhalde." dedi, yüzünde küçük, alaylı bir gülümseme vardı.

"Nere gidiyoruz?"dedim, şaşkınlığımı
gizlemeden.

"Yeni evini göstermeye"

"Yeni evim mi??" Şaşkınlığım bir kat daha artmıştı.
"Sen hâlâ burda mısın?? Hava kararacak ama."

•°•LETUNYA•°•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin