9) *BİLİNMEYEN SIR*

89 45 12
                                    

"Sen... Alice Maicer"
Sesi karanlığın içinde yankı oluşturuyordu. Yüzünü göremiyordum. Arkası bana dönüktü. Uçurumun ucundan karşıdaki dolunaya bakıyordu.

"O gece annen ve babanı yangınlar içinde neden bırakıp kaçtın"
duyduklarım karşısında şaşkına dönmüştüm. Nerden biliyordu. Beni nerden tanıyordu...

"Sende kimsin? Beni nerden tanıyorsun? Bunları nerden öğrendin?"

"Boynuna taktığın kolye... Hep sana güç vereceğine inandığın... Görüyorum ki boynundan çıkarmışsın..."

Gözleri maddenin ötesini de görüyormuşçasına konuşuyordu.
Elimi boynuma attım. Yoktu... Evet onu çıkarmıştım. İyi ama bu kadar şeyi nerden biliyordu? Kimdi o? Benden ne istiyordu?

"Çok soru soruyorsun" içimi mi okuyordu?

"Bu kadar soru seni yıpratır?" karanlığın içinde yayılan sesinde bilgelik vardı. Hâlâ kafam karışıktı. Ormanda yalnız ikimiz vardık. Hiçbir ses yoktu. Bütün canlılar susmuştu. Tek o konuşuyordu.

"Burası senin kaderin... Kasabanın kaderi senin ellerinde..." yüzünü bana dönmüştü.

Orta boylarda yaşlı bir adamdı. Siyah pelerini yerlerde sürünüyordu. Elinde tuttuğu asasından güç alıyordu. Hafif kamburdu. Beyaz sakalları göğsüne geliyordu. Gözlerinde boyutlar arası görüş vardı. O bütün boyutları görüyor ve duyuyordu.

"Peki ama sen kimsin?"

"Unutma her şey senin elinde" beni duymamazlıktan gelmişti.

"İyi de ben napabilirim ki?"

"Yapabileceklerini hisset. Gücünü hisset. Sen özel birisin?" sözlerinden hiç bir şey anlamamıştım.

Arkasını dönüp ormanın içine doğru yürüdü. Ben şaşkınlığım arasında napacağımı bilmeden peşinden gittim. Yaşlı olmasına rağmen nasıl bu kadar hızlı yürüyordu? Yürümüyor adeta yerin üstünde süzülüyordu.

"Bekleee!.. Dur bekle!. Nereye gidiyorsun?"

Ona yetişmeye çalışıyordum. Ama o bana aldırış etmeden devam ediyordu. Ormanın derinliklerinde birden kayboldu. Gözlerim her yerde onu arıyordu. Ama yok. Gitmişti...

Gözlerimi açtığımda kanepe de yatıyordum. Antonyus yanı başımda oturuyordu. Bu gece benimle kalmasını istemiştim.
Ne kadar garip bir rüya görmüştüm. Hâlâ gördüklerimin etkisindeydim. Sıra dışı bir gün olmuştu. Eğer bugünkü yaşadıklarım gerçekse...

"Bir şey mi oldu"dedi, Antonyus iç çatışmamdan habersiz.

"Garip bir rüya gördüm sadece...."dedim, zihnim karmakarışıktı.

Bugünkü yaşadıklarım... gördüğüm rüya... Estontiya kalkanı... Ve bilmediğim bir çok sır... Zihnimi altüst ediyordu. Antonyus aklımdaki sorulardan habersiz bal sarısı gözleriyle bana bakıyordu. Gözlerinin derinliğinde kaybolacak gibi hissettim. Ona aklımdaki soruları sorup sormama arasında kalmıştım.

"Antonyus, benim bu kasabayla ilgili bilmediğim birşey var mı?" dedim, nihayetinde.

Uzun bir sessizlik oldu. Bal köpüğü gözlerinde endişenin izleri vardı.

"Alice, seni bu düşünceye iten nedir? Bugün ormanda gördüğün o şey, her neyse... Bana ondan bahsetmek ister misin?"

Düşüncelerim birden ormanda gördüğüm< 'o şeye' insan olup olmadığı konusunda şüphelerim var...>
Onun üstünde toplanmıştı.

"Şeyy... Hani şu okul bahçesinde gördüğümüz çocuk..." anlamayan gözlerle bana bakarken devam ettim.
"Hani bana piliç diyen."

"Drogh...." sesi fısıltı halinde çıkmıştı. Ellerini yumruk yapmış sımsıkı sıkıyordu. Gözlerinde o gün de gördüğüm aynı bakışlar vardı. Ateş fışkıran bakışlardı bunlar...

"Antonyus kim o?"

"Sana bir şey dedi mi? Ne oldu tam olarak. Bana hepsini anlatmanı istiyorum"

"Karanlığın içinde bana doğru geldi. İlk başta kim olduğunu anlamadım. Sonra onu tanıdım. Ve bana seni yavaş yavaş tadını çıkara çıkara öldüreceğim dedi. Sonra...  sonra gözlerinin kırmızıya döndüğünü gördüm. Dönüşüm geçiriyor gibiydi. Ama ben gözlerimi ondan kaçırıp sımsıkı kapattım. Sonrada siz geldiniz.." uzun bir sessizlik oldu. Anyonyus'un yüzünde beli belirsiz bir ifade vardı.

"Alice, bundan sonra benden habersiz hiç bir yere gitmeyeceksin. Yanımdan hiç ayrılmayacaksın. Anlaştık mı?"

"Antonyus neler oluyor?" yüz ifadesi beni korkutuyordu.

"Zamanı geldiğinde her şeyi öğreneceksin. Bana güven... Şimdi sırası değil. Anlaştık mı? Şimdi yat uyu sedece..."
Sesi o kadar çaresiz çıkmıştı ki dediklerini yapmaktan başka hiçbir şey yapamadım. Saat gecenin kaçıydı bilmiyorum ama hiç uykum yoktu. Ve ben buna rağmen uslu çocuklar gibi ona itaat ettim.

                          *****
Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum... Macera dolu serüven başlasın...

•°•LETUNYA•°•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin