0.6

1.9K 102 4
                                    

Camila, Lauren'a mesaj atmak için eve gitmeyi bekliyordu.
Dün, Camila ona itiraf edecekken Lauren'in söyledikleri vazgeçmesine sebep olmuştu.

Eğer sensen hayal kırıklığına uğrayacağım.

Camila onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu fakat biraz daha saklarsa patlayabilirdi.
2 yıldır en iyi arkadaşı olan Lauren Jauregui'ye aşık olduğunu bağırarak söylemek istiyordu.
Ancak hislerinin karşılıksız olması Camila'yı içten içe öldürüyordu.

Bir yandan bunları düşünürken bir yandan da Lauren'in neden hayal kırıklığına uğrayacağını düşünüyordu. Hala şakalandığını düşündüğü için mi, yoksa Camila'dan ona aşık olmasını beklemediği için miydi?
Ayak sesleri ve hıçkırıklar Camila'nın düşüncelerinden sıyrılmasına sebep oldu. Kafasını kaldırınca siyah saçlı bir kızın kapıya doğru koştuğunu gördü.
Lauren, diye geçirdi içinden. Ayağa kalkıp koşarak yetişmeye çalıştı.
"Lauren?" diye bağırdı ancak kız durmadı. Camila peşinden koşturmaya devam etti. Sonunda Lauren durduğunda Camila ellerini dizine koyup soluklandı. Derin nefesler alırken ne konuşacağını düşünüyordu. Bu sırada okulun dışındaki parka geldiklerini fark etmişti.
Lauren ağır adımlarla salıncağa ilerledi. Camila'nın aksine çok yorulmamıştı. Yaşlar akan yeşil gözlerini silip burnunu çekti. Salıncağın korumasını kaldırmadan içine oturdu ve yüksekte kalan bacaklarını kendine çekip kollarını sardı. İç çekip hafifçe sallanmaya başladı.
Camila ise bu süre zarfında nefesini düzene sokmuştu. Lauren'a yaklaşıp arkasına geçti. Ellerini salıncağa koydu ve eğilip kızın sol kulağına yaklaştı.
"Sallamamı ister misin?"
Lauren kafasını sola doğru kaldırıp Camila'ya baktı. Kafasını hafifçe sallayıp tekrar önüne döndü. Camila hafifçe Lauren'i sallamaya başladı.

Camila'yı bu yüzden seviyordu. Onu çok iyi tanıyordu ve konuşmak isteyip istemediğini Lauren'in bir şey söylemesine gerek kalmadan anlayabiliyordu. Aralarındaki çekim harikaydı ve Lauren, Camila olmadan ne yapacağını düşünemiyordu.

Camila, Lauren'i birkaç dakika salladıktan sonra Lauren'in sağında kalan salıncağa Lauren'i görecek şekilde yan oturdu. Lauren sanki Camila'ya 'beni istediğin kadar inceleyip daha fazla aşık olabilirsin' dercesine saçlarını kulağının arkasına atmıştı. Bu da Camila'ya gözlerini ve burnunu görme şansı veriyordu.

Camila derin bir nefes aldı ve söze girdi.
"Sorun ne?" diyebilmişti. İçinde Lauren ağladığı için fırtınalar koparken, onu ağlatan kişiye çeşitli işkenceler uygulamak isterken sadece 'Sorun ne?' demişti.
Lauren burnunu çekip tek eliyle gözyaşlarını sildi. Konuşmak için gerekli gücü bulmaya çalışıyor gibi bir görüntüsü vardı.
"Brad." dedi. "Veda etmek için sınıfına gidecektim. Salı günleri ek ders alıyor. Bu yüzden beklettim seni. Sınıfa girdim ancak-" Lauren'in hıçkırıkları sözüne devam etmesine engel olmuştu. Camila salıncağından kalkıp Lauren'in önüne geçip diz çöktü.
"Devam etmek zorunda değilsin." Lauren kafasını olumsuz anlamda sallayıp salıncaktan kalktı. Birkaç adım ilerledi ve arkasını döndü.
"Eve gidelim mi?" Camila diz çöktüğü yerden kalkıp Lauren'in elini tuttu.

İkisi de bu harekete gülümseyerek ilerlerken Lauren elinin yanmasına bir anlam veremedi.

Birkaç dakikalık yürüyüşten sonra okulun otoparkına gelmiş ve Lauren'in arabasına binmişlerdi. Sessiz geçen yolculuk ikisini de rahatsız etse de hiçbir şey demediler.

Camila kemerini çözüp arabadan indi. Lauren yanına gelince tekrar elini tuttu ve eve doğru ilerledi.

Camila elini tutmaya alışsa da Lauren'in eli yağmur yağarcasına terliyordu. Camila'nın elini daha sıkı kavradı ve eve doğru yürümeye başladı.

-

Hikayleyle ilgili ufak bir açıklama yapmak istiyorum hikayenin başında texting yazıyor ama bu bölümden itibaren en az 1-2 bölümde bir normal de gelebilir çok takılmayın ondan şsçfşwşwşifşaşsödl

Like I Would//Camren (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin