@littlepotter13 amk wattpadi yüzünden etiketleyemiyorum
Camila şaşkınlıkla bana bakarken beni beklemediği çok belli oluyordu. Üstündeki bornozdan göğüslerinin üst kısmını ve dizlerinin 3 karış yukarısına kadar görebiliyordum. Eh, iki parmak yukarısı çok yanlış bir yerdi zaten.
Camila'yı bir sapık gibi süzüyordum. Onu utandırdığımın farkındaydım ancak gözlerimi ondan alamıyordum.
Ve Tanrı aşkına, kasıklarımdaki sızlama da neyin nesiydi böyle?
Sonunda gözlerimi ondan ayırmayı başarmıştım. Boğazımı temizleyip ensemi kaşıdım.
"Çok üzgünüm. Kapıyı çalmam gerekirdi." diye mırıldanıp hızlıca dışarı çıktım. Derin bir nefes alıp Camila'nın o anki görüntüsünü aklımdan silmeye çalışıyordum. Camila'yı daha önce bikiniyle görmüştüm. Ama bu çok farklıydı. Ondan gözlerimi alamamıştım ve sürekli o görüntüsü gözümün önüne geliyordu.
Kapı açılınca arkamı döndüm. Camila'yı görünce gülümsedim ancak o ifadesizliğini koruyordu. Her ne yaptıysam, onu çok kızdırmış olmalıydım.
Kapıyı içeri girmem için biraz daha açınca içeri girdim. Odayı gözlerimle tarayıp Camila'nın bornozunu görünce yutkundum. Ah, o lanet bornoz...
Camila çalışma masasındaki sandalyeye oturunca ben de kitaplığın önündeki pufa kendimi attım.
"Evimin yolunu bildiğini bilmiyordum." ima dolu cümlesiyle ofladım ve bacaklarımı kendime çekip sarıldım.
"Yapma, Camila. Buraya aramızı düzeltmeye geldim." Kaşlarını kaldırıp kollarını göğsünün altında birleştirdi.
"Aramız ne zamandır bozuk?" Oh, Tanrım! Bir insan daha ne kadar salağa yatabilir?
Göz devirip ona baktım. Islak saçlarını hala kurutmamıştı.
"Önce saçlarını kurut. Hasta olacaksın." Omuz silkip saçlarını geriye attı.
"Saçlarını kurutmadığın sürece konuşmayacağım, Mila." Ben de kollarımı göğsümün altında birleştirerek karşı koydum.
Oflayarak ayağa kalktığında "Dünyada bulunabilecek en gıcık kişisin" diye mırıldandı. Ben de arkama yaslanıp onu izlemeye başladım.
Güzeldi. Herkesin olmak isteyeceği kadar güzeldi. Uzun saçları, büyük gözleri ve şekli düzgün olmasa da yüzünü bozmayan minik burnuyla görebileceğim en güzel kızlardandı. Bu düşünceme gülümseyip içimdeki ona sarılma isteğini bastırdım.
10 dakika sonra saçlarını kurutmuş ve doğal haliyle bırakıp karşıma oturmuştu. Gülümseyerek onu izlemeye devam ettim.
"Beni yiyecek gibi bakmayı kesecek misin?" Söyledikleriyle biraz utansam da belli etmeyip söze girdim.
"Geçtiğimiz günlerde... Çok gariptin. Sürekli Normani ile takıldın. Benden uzaklaştın, çoğu zaman yüzüme bile bakmadın, gittiğimiz yerlere gelmedin, sürekli keyifsizdin. Ve son söylediklerin... Normani'nin seni benden çok önemsediğini ima ettin. Biz hiç böyle olmamıştık. Sorun ne Camz?"
"Yanılıyorsun, Lauren. Biz hep böyleydik. Ben senden uzaklaşmadım. Sen benden uzaklaştın. Şu son 1 aydır kaç kez beraber vakit geçirdik? Brad'in seni aldattığı gün hariç hiç. Üzgün olduğun zamanlar hariç beni umursamamandan bıktım. Ne hissettiğimi anlıyorsun, değil mi? Diğer kızlarla hep yakınsın. Ben ise sadece kötü günler için varım. Benim içinse sen hiç yoktun, Lauren. Üzgün olduğum zaman da yoktun, mutlu olduğum zaman da." Söylediklerini sindirmem birkaç dakikamı almıştı. Nasıl onu önemsemediğimi düşünebilirdi?
"Camila, ne diyorsun? Ben hep seninleydim. Hiç gitmedim ve gitmeyeceğim." Alayla gülüp ellerini saçlarından geçirdi. Sonra tekrar ciddileşip sırtını dikleştirdi. Ani duygu değişimleri beni korkutuyordu.
"Ciddi misin sen? Dokuzuncu sınıftayken, peşimi bırakması için bir çocuğa eşcinsel olduğumu itiraf edip dayak yediğimde yanımda mıydın, Lauren? Değildin. Çünkü biricik erkek arkadaşın Brad sana ilk öpücüğünü vermişti ve mutluluktan havaya uçmuştun. Moraran gözümü ve ağlamaktan kızarmış yanaklarımı fark etmedin bile." Yutkunup ne söyleyeceğimi düşündüm.
Ama söyleyecek bir şeyim yoktu."Camz, ben..." Konuşacakken lafımı sinirle böldü.
"Sus. İlk öpücüğümü verdiğim çocuktan tiksindiğimi hiç fark ettin mi? Yüzüne cidden yanlışlıkla mı geğirmiştim? Hayır, ondan tiksinmiştim çünkü kızlardan hoşlanıyorum. Peki bunu hiç fark ettin mi? Etmedin. Sürekli ne kadar yakıştığımızı söyleyip durdun. Brad'in seni aldattığı gün. Ne kadar düşünceli ve mutsuz olduğumu fark ettin mi? Hayır, etmedin. Çünkü o gün ağlıyordun ve her zamanki gibi ben umrunda değildim. Ağlamadan önce de fark etmemiştin de, neyse. Ailen arabanı aldığı gün. Ben annemle tartışmıştım ve hüngür hüngür ağlamıştım. Sense fark etmedin çünkü yeni bir araban vardı. Ve sen ne yaptın biliyor musun? Beni evime bırakmayı teklif dahi etmeden Brad'in yanına gittin. Ertesi gün tartıştınız ve gelip yine benim kollarım arasında ağladın. Onca yıllık arkadaşlığımızda benim gerçekten mutsuz olduğumu ne zaman fark ettin, Lauren?"
Yutkundum. Yapabileceğim, söyleyebileceğim hiçbir şey yoktu. Tamamen haklıydı ve ben bunları gerçekten fark etmemiştim. Bakışlarımı yavaşça yerden ona doğru çevirdim. Gözleri dolmuştu ve ağlamamak için çaba sarfediyordu. Onu görünce benim de gözlerim doldu ve kendimi sıkmaya başladım. Vücudum titriyordu ve berbat hissediyordum.
Güçsüzce ayağa kalkıp ona yaklaştım. Yanına oturup gözlerine baktım. Kızarmışlardı ve yere bakıyorlardı. Titrekçe nefes alıp onu kendime çektim ve bir kolumu beline, diğerini ensesine sardım. Kolları gevşek bir biçimde beni sarınca onu daha çok sıktım ve bana sıkıca sarılmasını sağladım. Artık kendimi sıkmıyordum ve gözyaşları gözlerimden yanaklarıma dökülürken beni ürpertiyordu. Boynumda hissettiğim ıslaklıkla onun da ağladığını biliyordum.
"Çok üzgünüm, Camila. Gerçekten çok üzgünüm. Biliyorum, yaptıklarım çok kırıcıydı ama hala telafi edebilirim."
Sesini çıkarmayınca ona daha çok sokuldum.Birkaç dakika sarıldıktan sonra ayrıldım ve gözyaşlarımızı sildik.
"Yarın tüm günü birlikte geçireceğiz. Sadece sen ve ben. Başka kimse yok. Söz." Gülümseyince ben de gülümsedim. Ardından esneyince bana güldü ve ayağa kalktı.
"Hadi şimdi uyuyalım." Kafamla onaylayınca bana kendi kıyafetlerinden verdi ve yatağa ilerledi.
Giyindikten sonra ışığı kapatıp yatağa girdim. Ona sımsıkı sarılıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
--
Bu kısımları geçip çıktıkları döneme gelmek istiyorum artık.
Siz de sıkıldınız ondan hızlı hızlı bölüm atıyorum az kaldı zaten<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Like I Would//Camren (Texting)
Fanfictionuk number: O sana benim dokunduğum gibi dokunamaz. uk number: O seni benim sevdiğim gibi sevemez uk number: O vücudunu bilmiyor uk number: O seni iyi yapamaz uk number: O seni benim sevdiğim gibi sevemez.