22. Bölüm

9.3K 377 52
                                    




Merhabalar! Tam bir haftamı bu bölüme adadım. Yorum yapmanızı ve oy vermenizi çok fazla istiyorum. Günahkar Serseri'yi okuma listelerinize eklerseniz, ve profilimdeki linklerden sosyal paylaşım sitelerime ulaşırsanız beni çok mutlu etmiş olursunuz. ^^

Uzun ve içime sinen bir bölüm oldu. Size güzel bir haberim var... Artık her cumartesi birlikteyiz!

Arkadaşlar Hande'yi beğenmeyenler var, ben zaten herkes beğensin diye Gigi Hadid, Barbara Palvin veya Kendall Jenner koyabilirdim. Açıkcası Wattpaddeki bu algıyı biraz değiştirmek istiyorum. Baş karakter mükemmel bir görüntüye sahip olmak zorunda değil. Biz kendi hayatımızın baş karakteriyiz ve hiçbirimiz mükemmel değiliz. Bence asıl güzellik bu. Buna en güzel örnek Sırma! :D <3

Her birinizin farkındayım, hepiniz çok değerlisiniz benim için.

Lütfen herkes yorum yapsın, çok fazla emek verdim. Dershanemi bile astım yetiştirebilmek adına.

Umarım keyifle okursunuz. Sizleri çok seviyorum!

#Kaleo - Way Down We Go

Bölüm 22| Istırap

1 Hafta Sonra

Her hatanın doğru olduğuna inanırım. Hatalar en güçlü öğretmen olup insanı var ediyor. Yaptığımız en iyi hata en iyi rehberdir.

Hatalar özü buldurur insana.  

Hata, en iyi pusula...

Destan yıllarca annesini suçlayarak kalbine zincirlerini dolamıştı. Oysaki kalp, pompaladığı her kanda sevgiyi arar. Her akışta eli boş dönen kalp çaresizce sevgiyi bekler olmuştu. İşte  bu yüzden sevgimle zincirlerini kırmak istiyordum. 

Nikah memurunun son sözleriyle herkes ayağa kalkıp alkış tuttu. Umduğumdan daha kalabalıktı. Haldun Aymaz adına gelen çiçek çelenklerle dolu salona baktım. Bir hikaye asıl bittiği yerde başlardı. Her son yeni bir başlangıcı doğurur. Küçükken her kitabın sonunda ağlardım, isterse sonu güzel bitsin. Kalbimde bir sızı, gözümde yaşlar kitabı kalbime bastırırdım. Bir zaman sonra okuduğum her hikayenin bitmiş olduğu yerde başladığına inandırdım kendimi. 

Babasının gözlerinde tarif edemediğim saf bir mutluluk vardı. Yeni bir sayfaya dökülen mürekkebin ilk kelimesi gibi huzurluydu.

Destan zorlukla dayandığı bu törene alkış tutma gereği bile duymamıştı. Kaskatı kesilmiş çenesi dikleşmişti. İçinde neler olduğunu tahmin edebiliyordum. Şımarık çocuklar gibi babasını başka bir kadınla paylaşamama sendromu değildi onunki. Annesinin yokluğu asla dolmayacaktı. Ne onun için ne de babası için. Destan'a baktığımda hüznü gözlerine ulaştığında ağlamamak için kendini tuttuğunu fark ettim. Ve bu halini görmemden rahatsız olmuş gibi nikah salonunun çıkışına yöneldi. Arkasından gittim.

Dışarı çıkıp cebinden sigara paketini çıkarıp dudaklarına yerleştirdi. Nadir zamanlarda içtiği bu sigara onun ruh halini de yansıtıyordu. Aklında volta atan düşüncelerinin sesi buraya kadar geliyordu. Bir çark gibi durmadan dönüyor zihnini ele geçiriyordu.

"Baban adına mutlu olmalısın." diye öneride bulundum. 

Küçük bir çakıl taşını topuğuyla savurup bana baktı. "Aynı hatayı farklı bir biçimde yapacak olmasına mı mutlu olmalıyım?" diye sordu.

Kaşlarımı çattım. "Hata?" dedim sorarcasına.

"Bir kadına güveniyor daha ne olsun." diye açıkladı.

Sabır dilenir gibi yukarı baktım, "Başlama yine. Neden bir kadına güvenmek hata olsun? Yaşadığın olayı bu kadar keskin bir kararla karalayıp genelleme yapman sağlıklı bir düşünce değil."

Günahkâr Serseri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin