Herkese uzun bir aradan sonra merhaba! İki buçuk aydır bölüm atamadım, bundan dolayı belkide birçoğunuz kurgunun bazı parçalarını unutmuş bile olabilir. Sınavdan sonraki dönem benim için oldukça yoğun ve yorucuydu. Neyse ki şu an burada yeni bölümle karşınızdayım.
Umarım beğenirsiniz, lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin onlara gerçekten çok ihtiyacım var. Benimle iyi-kötü her şekilde yorumlarınızı paylaşabilirsiniz. (Tabii saygı çerçevesinde)
Bu arada instagramdan beni takip edebilirsiniz. @elifalbayrakea
Bu bölümde, bölüm şarkısı eklemedim. Herkesten buraya son zamanlardaki favori şarkısını bırakmasını istiyorum. <3
Zaman bir çark gibi işlene işlene dönüyordu. Günler anlamlarıyla dünlere terfi ediyor, yarınlar oluyor geçmiş acımasızca doğuyordu. Geçmiş. Kelimesi bile ne kadar acı verirdi insana. Geçmiş güzel bile olsa acı çalardi zihinlere...
Önümdeki test defterini karalarken gözlerimi ağır ağır sınıfın içinde dolaştırdım. Herkes deli gibi soru çözerken benim aklım ve ruhum buradan başka her yerdeydi. Çaktırmadan yan-yan Destan'a baktığımda fizik sorularını şakır-şakır çözüyordu. Gözlerimi devirip önüme döndüm.
Son zamanlarda Destan bana cam kenarını veriyordu. Camın yansımasından sınıftaki herkesin yüzünü inceledim. Hepsinde aynı ifade vardı; gelecek kaygısı. İki grup altışar sıralarımız vardı. Küçük okulun küçük bir sınıfıydık işte. Okulumu seviyordum. Kadir Hoca gözlüklerini takmış kitabını okuyordu.
Saate bakıp dersin bitmesine kaç dakika kaldığını hesapladım. Tam on beş dakika vardı.
Kapının tıklanmasıyla hoca dahil herkes bakışlarını kapıya yöneltti. İçeriye müdür ve bir kız girdi. Herkes meraklı gözlerini kızın üzerinde gezindirdi. Lakostu eteğinin üstüne serbestçe bırakmış siyah converslerinin bağcıklarını bileğine bağlamıştı. Özensizce yapılmış at kuyruğuyla dikkat çekiyordu.
Köylü bir güzelliği vardı.
Müdür memnuniyetsiz bir tavırla, "Bu yeni arkadaşınız Berna. Yeni nakil öğrencimiz, umarım kısa süre içerisinde kaynaşırsınız." son cümlesini kinayeli bir şekilde kıza bakarak söylemişti. Berna denen kız bakışlarını tavana dikmiş bu seremoninin bitmesini diler gibiydi.
Asi bir tarzı vardı. Neden bilmiyorum ama bu kıza enteresan bir şekilde içim ısınmıştı. Kadir Hoca onu Koray'ın yanına yerleştirince Destan ben, Sırma ve Anıl sessizce kıkırdadık. Kahkahamın dudaklarımdan firar etmemesi için dudaklarımı birbirine bastırdım. Koray biraz şaşkın biraz tereddütlü bir ifadeyle sola doğru kaydı. Kız kendinden önce bez sırt çantasını sıraya bırakıp rahatça oturdu.
Koray hepimize ters bir bakış atıp bacak bacak üstüne attı. Destan bana bakınca gülümsemem yüzümde ağır ağır yok oldu. İtici bir şekilde gözlerimi ondan soru bankasına çektim.
Elindeki kalemi iki parmağını arasında döndürerek, "Kız güzelmiş." dedi camdan dışarıya bakarak.
Elindeki kalemi alıp karnına saplamamak için zor tutuyordum kendimi. Tepkisizliğimi koruyarak ona baktım.
"Yani Koray'ın gözünden bakarsam." diye tamamladı uyuz edici bir şekilde.
Sırf beni gıcık etmek için yapmıştı bunu. Koray'la yeni sıra arkadaşına baktığımda aralarında garip bakışma geçti. Birbirlerine adeta birer uzaylıymış gibi bakıyorlardı. Bu bakışma uzun bir kompozisyonun başlığı niteliğindeydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/70291779-288-k155689.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günahkâr Serseri
Roman pour AdolescentsOn sekiz yaşındaki Hande binlerce kurduğu sahte dostlukların ardından içine kapanan biri haline dönüşmüştür. Ta ki ani bir kararla şehir değişikliği yapılıncaya dek. Onun hikayesi asıl şimdi başlıyor. Yirmi yaşındaki cipa hastası Destan, insanlarda...