"Karanlık,dipsiz bir kuyudur başı vardır sonu yoktur"
Güneş ışıkları ve çalar saatimin sesi beni uyanmaya zorluyordu. Hepsi rüyaydı. Hepsi hayaldi. Islanmış yastığıma baktım. Sonra kafamı geri yastığa attım.Saçma sapan bir rüya!Yüzümdeki yaşları sildim.Cidden bu rüyaya ağladim mı?Fazla yunan mitolojisi okuyorum.
Evet evet. Hepsi Emily'nin Olimpos merakı yüzünden.Birde şu özel tarih hocası yüzünden. Bak Zeus bunu yaptı ilerde lazım olur bunu yaptı ilerde lazım olur,ben Elçi olmayı düşünüyorum tarihçi değil değil.Bundan sonra tanrılarla ilişkimi koparıyorum. Bitti!
Kız kardeşim Scellena odama girdi."Hadi gitmiyor musun?"dedi.
"Nereye?"dedim. Ne diyor bu aptal kız. Bazen sizde kardeşimize beyin problemi olduğunu düşünüyor musunuz?
"Seni aptal yaklaşık 10 dakika önce odana geldim ya.Markete gitmen gerekiyor.Hadi üstüne su atmadan git bu evden. Ya benim niye normal bir Ablam yok ya. Hayvan gibi yatıyor."
Şu uzun dile bak.
"Seni saygıya davet ediyorum.Kimi kimin evinden kovuyorsun?"
Tam üstüne yürürken odadan kaçtı. Ben de kot taytımı giydim ve cep telefonunu cebime koydum. Başka nereye koyabilirim ki? Koridorda ilerledim ve kapının yanındaki masadan listeyi alıp kırmızı kapıdan dışarı çıktım. İyi bu liste kısa. Tanrı aşkına bu liste evi doyurmaz. Abim zaten bir orduya denk yiyor.
"Günaydın Maria!" Gabriela'ya el salladım.
"Günaydın! " koşarak yanıma geldi.
"Nereye gidiyorsun? " nefes nefese kalmıştı. Aramızda pek mesafe de yoktu.
"Markete. Kızım alt tarafı şurdan şuraya koştun. " güldüm ve onu arkamda bırakarak yürümeye devam ettim.
"Maria! Telefonun! " arkamda bağıran kalın erkek sesi ile arkami döndüm. Havalı bir dönüş diyebilirim. Ben zaten havalıyım. (Ego mod on)
"Eric?"
"Maria telefonun, yere düştü. " elinden telefonumu aldım.
"Teşekkürler! " gülümsedim. Elini ensesine attı.
"Rica ederim. Aaa bu arada senin doğum günün bugünmüş" elindeki kolyeyi bana uzattı. Benim bugün doğum günüm. Aaa.
"Eric? Gerek yoktu. " sesim yumuşak çıkıyordu. Neden?Okulda 4 yılda en fazla 70 cümle kurduğum çoçukla.
"Gerek vardı biz arkadaşız. Arkadaşlar bunun içindir. " güldüm. Sürekli gülüyorum. Eşşek gibi sırıtıyorum.
"Teşekkürler Eric!" Gülümseyerek yanımdan uzaklaştı. Hadi ama sadece markete gitmek istiyordum. Bırakında gidim.Sürekli insanlara rastlayıp sohbet edip üşümeme neden oluyorum. Maria mantığına uyuyor mu? Hayır! Ne diyorum ya ben? Markete 100 adım kalmıştı ki kaldırım kenarında ağlayan bir kız gördüm. Sarı bukle bukle saçları yüzünü kapatıyordu. Yanına yaklaştim.
"Neden ağlıyorsun minik kız? " dedim saçlarını okşarken. Ağlamaktan kızarmış suratı ile bana baktı. Elindeki kolyeyi bana gösterdi.
Ateşi yanan bir kolyeydi.
"Bu annemindi. Onu bulamıyorum! " elleri ile gözlerini ovaladi.
"Annenin ismi ne?"
"Sarah. Sarah Hoster. "
"Peki en son neredeydiniz? " bir kaç dakika yüzüme baktı.
"En son markete girdik. Sonra arabaya bindik. Araba bozuldu ve annem ortalıktan kayboldu. "
Rüzgar yüzüme doğru esmeye başladı. Sonra kulağımda bir ses duydum.
'Senin soyundan...'
Kulağımı elimle kapattım. Sürekli aynı cümleyi duyup duruyordum.
"Tamam şimdi annenin adını bağırarak söyle ben de söylicem annen sesimizi duyacak ve yanımıza gelecektir. Tamam mı? " ayağa kalktım. Kafa salladı ve o da ayağa kalktı.
"1!"
"2"
"3"
"Anne!"
"Sarah! "
Iki defa aynı şekilde bağırdık.
"Duyamadı gelmicek! " dedi gözünden akan yaşları silerken. Güldüm. Arkasını işaret ettim.
"Bak kim geldi?"
"Sarah! Aman Tanrım! Seni kaybettim sandım! " Sarah Demi'ye sarıldı.
"Anne!" dedi boğuk sesi ile Demi Kadın bana baktı ve yanıma yaklaştı.
"Teşekkürler! " kadının yüz hatları bana benziyordu. Gülümsedim. Bana dikkatlice baktı. Elini geri çekti.
"Sen onlardansın! " gözlerini büyüttü. İki saniye içinde gözleri doldu.
"Ne?"
"Sen kaç yaşındasın? "
"18'e girdim. "
"Sakın yanlarına gitme! Toprak kötü. Ben de kaçtım.Arkana bakma kötü. Onlara bulaşma! " kadın kızını aldı ve yanımdan koşarak uzaklaştı. Anormal miydi bu kadın? Ben ne yaptım ki şimdi? Ne garip insanlar var.Üstelik böyle deli birine küçücük kız emanet edilir mi? Markete doğru yürümeye başladım. Sinirlerim bozulmuştu. Ben onlara yardım ederken onlar bana atar yapıyordu. Yap yardımı al atarı. Tanrım bu ne gizemli gün. Bir bitse. Artık 18 yaşıma girmek istemiyorum yemin ederim! Cebimde çalan telefonumu çıkarttım ve açtım. Başka ne yapabilirim?
M+'Alo? '
E:'Maria! Nasılsın? '
M:'İyiyim San Francisco güzeli! Mavişim benim.'
E:Yalaka! Ama San Francisco güzelini sevdim. Mavi gözlerim, sarı saçlarım, muhteşem fiziğim ve ben birçok insan tavlıyoruz bebek! '
M+Tebrik ederim. Burdan kendime pay çıkarmıyorum. '
E+Sen güzelsin de kendine bakmıyorsun. Lütfen bu seneki baloya eşofmanla gelme! '
M+Düşünürüm Emily! '
E+'Düşünme yap Maria!'
M+'Off tamam!'
E+'Doğum günün kutlu olsun bir tanem! '
M+'Mavişim teşekkür ederim. Bugün 2.kutlayansın.'
E+'Ne?Benden önce kim kutladı.'
M+'Off Eric.'
E+'O ne alaka?Hayır görevimi elimden çalıyor.'
M+'Sakin ol prenses.Sen benim hep ilkimsin.'
E+'Sacma bir kelimeydi açıkçası. Kız olmasan bana yavşıyon derdim!'
M+Off Emily hadi kapa!'
E: Baloda görüşürüz.Maria.'
M:Mesaji aldım.'
E:'Aferin!'
telefon suratıma kapanınca güldüm. Bazen iyiki Emily diyorum bazen neden Emily.
Eric'in verdiği kolyeye bakarak sırıttım. Sonra telefonuma gelen AVM mesajına baktım. Ardından yoluma devam ettim.Bu gün hiç bitmeyecek.
Herkese merhaba! Biliyorsunuz bölümler düzenlemeye alındı. Bu yüzden bu bölüm normalden kısayken uzatıldı. Vote ve yorumlarınızı bekliyoruz.
/Düzenlendi/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ (TAMAMLANDI)
Fantasy18.Yaş Günü, Gizemli biyolojik bir anne ve baba, Düşmanlar, Dostluklar, Kan ve Ölüm....